"التفاخر" - Translation from Arabic to Turkish

    • Övünmek
        
    • övünmeyi
        
    • böbürlenmek
        
    • böbürlenmeyi
        
    • övünme
        
    • övünmekten
        
    • hava
        
    • Gurur
        
    • övünülecek
        
    • Gösteriş
        
    • övünemem
        
    O sadece bana ilk şansımı verdiği için Övünmek istiyor. Open Subtitles أنه فقط يريد التفاخر بتبجح بأنه من أعطاني الفرصة الأولى.
    Bunu Övünmek için söylemiyorum ama, pek çok kadın tanıdım. Open Subtitles أنا لا أقول هذا كنوع من التفاخر لكنى أتعرف على الكثير من النساء
    Kanserden daha fazla adam öldürmesiyle övünmeyi sever. Open Subtitles يحب التفاخر بأنه قتل رجال أكثر من السرطان
    böbürlenmek için söylediğini sanmıyorum. Sıradan bir şekilde söylemişti. Open Subtitles لا أعتقد أنه قد قصد التفاخر بذلك لقد تحدث عنها بهدوء تام
    Eğer sen yapmasaydın, başkası yapardı, o yüzden böbürlenmeyi bırak. Open Subtitles لو لم تفعليه فسيفعله فاشل آخر، لذا توقفي عن التفاخر والمماطلة
    övünme şansını sürekli olarak elinden kaçırıyordun, sponsorları, destek yardımlarını. Open Subtitles تعبت من فقدك لحقوق التفاخر والرعايا، وعقد الصفقات
    Dediğim gibi, övünmekten nefret ederim. Şimdi elimizdeki işe bakalım. Open Subtitles مثلما قلت أنا اكره التفاخر فلنعد لموضوعنا
    Birlikte olduğum çoğu adam hava atmayı severdi. Open Subtitles معظم الرجال الذين كنت معهم .. تعلم، يريدون التفاخر
    Biz Hintliler bu özellikle Gurur duyabilir miyiz bilmiyorum. TED لا أعلم إن كان بوسعنا التفاخر بشيءٍ كهذا.
    Bana sorarsan, bunlar övünülecek şeyler değil Open Subtitles انا لا اعرف اذا كان هذا يستحق التفاخر به. أليس كذلك؟
    Övünmek istemem ama ben her şeye şans getiririm. Open Subtitles لا اقصد التفاخر لكنى اجلب الحظ بعض الاحيان
    Övünmek gibi olmasın ama, Harvard buna bir sömestre ayırıyor. Open Subtitles مع عدم التفاخر ، لكنهم يكرسون فصل دراسي كامل لهذه الاتفاقيه في جامعة هارفارد
    Bunu Övünmek için söylemiyorum ama ağladığından eminim. Open Subtitles أنا لا أقصد التفاخر بهذا الأمر أَو أي شئ، لكنني واثق تماما أنها بكت
    Kanserden daha çok adam öldürmesiyle övünmeyi seviyor. Open Subtitles يحب التفاخر بأنه قتل رجال أكثر من السرطان
    Politikada herkes inanç insanı olmakla övünmeyi sever. Open Subtitles كل المشتغلون بالسياسة يحبّون التفاخر بانهم مؤمنون
    böbürlenmek istemem ama evrendeki en harika 2 çocuk benimkiler. Open Subtitles لا اريد التفاخر, لكن لديَّ طفلين من أروع الأطفال على الكوكب.
    Ben de böbürlenmek istemem ama, bu kulüpteki herkes... benim içkilerimden içiyor. Open Subtitles حسناً، لا أقصد التفاخر أيضاً، ولكنجميعمن في هذاالملهى.. يشربون إحدى مشروباتي
    Zamanında bir, iki avcı haklamışlığım var. böbürlenmeyi sevmem. Open Subtitles نعم أنا قاتلت إثنان من المبيدات في وقتي أنا لا أحب التفاخر
    Ayrıca yılbaşı partilerinde de övünme hakkı isterler. Open Subtitles ويريدون التفاخر بإنجازات أبنائهم في حفلات أعياد الميلاد
    Şey, övünmekten pek hoşlanmam, ama Senatör Dove'u hatırlıyor musun? Open Subtitles ... حسناً أنا لا أحب التفاخر ولكن أتذكر السيناتور دوف؟
    Bu seferki yemeğine bir yarış veya eski öğrencine Gösteriş yapmakla ilgili değil. Open Subtitles هذا الأمر لا يتعلق بربح دعوة عشاء من المعكرونة أو التفاخر امام طالبتك القديمة
    Kuzey Hemisphere'ın en yüksek binasını bitirmek üzereyiz ve benim olmazsa onun hakkında övünemem. Open Subtitles أنظر نحن على وشك الإنتهاء من بناء أعلى مبنى في نصف الكرة الشمالية و لا يمكنني التفاخر به إن لم أكن أملكه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more