Ama eğer uzayın dokusunda yırtık ve ayrılmalar varsa, bunların kozmik bir felakete yol açmasını engelleyen şey nedir? | Open Subtitles | لكن لو حدث هذا,ماالذى يمنع التمزق فى نسيج الفضاء من عمل كارثة كونية؟ |
Köşede bir yırtık vardı Onu bulabilirsin | Open Subtitles | هناك القليل من التمزق في البطانه عليك ان تبحثي حولها |
Büyük Parçalanma kollarını sıvayıp Evren'i katman katman, derece derece parçalıyor. | Open Subtitles | التمزق الكبير يشبه طي الأكمام ويطوي الكون تدريجيا طبقة بعد طبقة |
Yenilikçi fizikçiler Robert Caldwell ve Marc Kamionkowski "Büyük Parçalanma" kavramını ileri sürdüler. | Open Subtitles | الفيزيائي المبتكر روبرت كالدويل ومارك كاميونكوسكي إقترحوا مفهوم التمزق الكبير |
Bu da beynine giden kan miktarını düşürecek ve yırtılma riskini azaltacak. | Open Subtitles | وهو مايوقف مجرى الدم إلى الدماغ ويقلل من خطر التمزق |
Böylece yırtılma konusunda endişe etmemize gerek kalmayacak. | Open Subtitles | بهذه الطريقة, لن يكون علينا القلق بشأن التمزق. |
kırılmış sağ pazı kemiği, çıkmış omuz ve yırtılmış omuz kası. | Open Subtitles | هناك كسر بعظام العضد الايمن,مما بدل مكان الكتف,مما تسبب فى التمزق |
Böylece adam içten içe, parçalanmaya başladı. | Open Subtitles | لذا فقد بدأ يشعر بما يشبه التمزق الداخلي |
Chuck yırtık yüzünden çok fazla kan kaybetti, bundan dolayı iyileşme biraz yavaş olucak. | Open Subtitles | الآن, تشك خسر الكثير من الدم بسبب التمزق لذا تعافيه سيكون ابطاء من المتوقع. |
Gökyüzündeki yırtık, Doğunun Sahibesinin ölümü... | Open Subtitles | التمزق الذي في السماء .. موت سيدة الشرق |
İşte yırtık. | Open Subtitles | حسنا, ها هو التمزق. |
Dr. Saroyan ise bu kan sıçrama kanıtlarının sağ akromiyona uyan bir yırtık olabileceğini işaret ettiğini söyledi. | Open Subtitles | د. (سارويان) قالت أن دليل ترشيش الدم يشير الى ما قد يكون تطابق في التمزق .في |
"Büyük Parçalanma" fikri, genişlemenin yalnızca devam etmesi ve hızlanması değil aynı zamanda her şeyi paramparça etmesidir. | Open Subtitles | فكرة التمزق الكبير أن هذا التمدد لن يستمر ويتسارع فقط بل سيمزق كل شيء في طريقه |
"Büyük Parçalanma"yı tasvir edecek kadar hızlı şişirebilseydim balon patlardı. | Open Subtitles | إذا إستطعت نفخها بسرعة كافية لتصوير التمزق الكبير بعدها ستنفجر البالون |
Neyse ki, Büyük Parçalanma'nın insanoğlunun uykularını kaçırmasına gerek yok. | Open Subtitles | لحسن الحظ الجنس البشري لن يحتاج أن يفقد نومه بسبب التمزق الكبير |
Büyük Parçalanma, Evren'in sonu demektir. | Open Subtitles | التمزق الكبير هو بالفعل نهاية الكون |
yırtılma ve kavitasyon kesinlikle bir kurşunun beyni deldiğini gösteriyor. | Open Subtitles | تشير التمزق والتجويف إلى إختراق رصاصة للدماغ. |
yırtılma artık. | Open Subtitles | كف عن التمزق. /c.arabic |
Sol ventrikül, ölümü tetikleyen yeni geçirilmiş kalp krizini gösteren taze nekroz dokusuyla yırtılmış. | Open Subtitles | التمزق بالبطين الأيسر ضمن منطقة من النسيج المنخور مما يشير الى إحتشاء حديث في عضلة القلب كونه الحدث المحرض |
parçalanmaya pistonlu bir aletin sebep olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأن هذا التمزق ناتج عن ضربة من سلاح تـردديّ النوع |