Ama entellektüel ve bilimsel yönden ilginç olmasının yanında, bu yaptığım diğer şeylerden çok daha farklı da, çünkü kötü yerlerde yürüyüş yapmak zorunda kalıyorum. | TED | لكن، بجانب أنها فكرياً وعلمياً مثيرة، فهي أيضاً مختلفة جداً عن أعمالي الأخري؛ لأنه يتسنى لك التنزه قي الأراضي الوعرة. |
Çok tatlısınız ama biz bütün gün yürüyüş yapmayı planladık. | Open Subtitles | هذا لطف منك ، ولكننا خططنا ليوم طويل من التنزه سيراً على الأقدام |
Milli parklarımızdaki ölümlerin en yaygın üç sebebi; kalp krizi yürüyüş kazaları ve doğa şartlarına uzun süre maruz kalmaktır. | Open Subtitles | أكثر ثلاث أسباب تكراراً للموت قي حدائقنا العامة هم السكتات القلبية, حوادث التنزه و التعرض المطول للعناصر |
Belki yarın bir yürüyüşe çıkarız ben de sana parkı gezdiririm. | Open Subtitles | ربما غداً يمكننا أن نتمشى و سأتمكن من التنزه في الخارج |
Onu ve ailesini Piknik yerine kadar 150 kilometre boyunca takip ediyorsun. | Open Subtitles | و أنت تتبعته هو و عائلته حوالي 100 ميل إلى منطقة التنزه |
Hayır. yürümek iyi gelecek. | Open Subtitles | الا تمسح لي بالخروج قليلا لان التنزه يفيدني |
Elvira cambaz ayaklıklarıyla yürümeyi kolay buldu. | Open Subtitles | إلفيرا وجدت أنه من السهل التنزه على خشبتين |
yürüyüş, kayak... barlara takılmak. | Open Subtitles | يوجد التنزه, التزلج زيارة البارات |
O haftanın her günü kumsalda yürüyebilir, okyanusta yüzebilirsin tabii keskin nişancıların gözetiminde, bir saat boyunca. | Open Subtitles | سيكون باستطاعتك التنزه على الشاطىء و السباحه فى المياه لمده ساعه كامله بالطبع سيكون هذا تحت الحراسه |
Nette profillerimi dolduruyorum yürüyüş yapmayı ve köpeklerden hoşlandığımı belirten kutucuklara tik atıyorum. | Open Subtitles | وأتحقق الإنترنت, على معلومات أكتب التنزه أو الكلاب يحبون كانوا إذا مما |
Nette profillerimi dolduruyorum yürüyüş yapmayı ve köpeklerden hoşlandığımı belirten kutucuklara tik atıyorum. | Open Subtitles | أكتب معلومات على الإنترنت, وأتحقق مما إذا كانوا يحبون الكلاب أو التنزه |
yürüyüş ve kamp diyorsun en son ne zaman kamp yaptın ? | Open Subtitles | و لا تقل التنزه و التخييم متى كانت آخر مرة ذهبت فيها للتخييم أحب التخييم |
Parkta yürüyüş yaparken ama sahile bitişik bir park olmalı. | Open Subtitles | الأعمال ممكن أن تكون على الشاطئ. التنزه في الحديقة. هل من الممكن أن تكون تلك الحديقة قريبة من الشاطئ. |
Belki de gündüz vakti bahçede tekrar böyle bir yürüyüş yapabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا التنزه قليلاً مجدداً في الحديقة إثناء النهار |
Danimarka'da insanlar mutlu görünüyorlar. Dışarda yürüyüş yapıyorlar ve dansa gidiyorlar. | Open Subtitles | الناس يبدون سعداء في الدينمارك ، يكثرون من التنزه والرقص |
Hazır kocam iyileşmişken, kafamı dağıtmak için bir yürüyüşe çıkacağım. | Open Subtitles | مع شفاء زوجى أنوى التنزه قليلا فى نزهة تساعد على الاستجمام |
yürüyüşe çıkmıştım ve biraz düşünüyordum. | Open Subtitles | حسنا, خرجت من أجل التنزه , كنت أقوم ببعض التفكير |
Seninle yürüyüşe gelmeyi çok isterim. | Open Subtitles | سأقصد ذلك الجُرْف في أي يوم بالأسبوع .وأود التنزه معكِ |
Piknik alanı 10'a gitmek için, kapı 25'ten geçmeli. | Open Subtitles | لكي تصل إلى منطقة التنزه رقم 10 يجب أن تدخل من البوابة رقم 25 |
Ve biraz uçurtma uçurup, Piknik yapınca, her şey düzelecek mi sandın? | Open Subtitles | وتعتقد بأن التنزه بعد الظهر بطائرات ورقية كافياً ليجعل كل شيء على أحسنِ حال؟ |
Bahçelerde yürümek istiyor daha önce gittiğimiz yerde. | Open Subtitles | إنّه يريد التنزه في الحديقة، حيث كنّا من قبل |
Açıkçası bu ameliyattaki rolüm parkta yürümek kadar kolay olacak. | Open Subtitles | وبصراحة، جزئي من العملية مثل التنزه في الحديقة |
Kedileri çok seviyorsun. Yağmurda yürümeyi de. | Open Subtitles | تحب القطط الصغيرة التنزه طويلاَ تحت المطر |
Bizimle takılmak ister misin? | Open Subtitles | أتريدين التنزه معنا؟ |
- Seninle yürüyebilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني التنزه معك؟ |