| Diğer ikiz, Callum, doktorun söylediklerine göre, sağlıklı görünüyordu, ve bu ikizler tek yumurta ikiziydi genetik açıdan birebir. | TED | لكن التوأم الأخ، كالوم، بدا أنه معافى، بقدر ما أمكن الطبيب أن يقول وهذان التوأمان كانا متماثلين، متطابقين وراثيًا |
| Benim de bir abim ve çok kavgacı ikiz ablalarım vardı. | Open Subtitles | حسنا, أنا ترعرعت مع أخ أكبر مني و شقيقتي التوأم مشاكسة |
| Her yıl o, eşi ve ikiz kızları festivalin ilk gününe katılırlar. | Open Subtitles | في كل عام هو وزوجته، وبناته التوأم يقصدون المهرجان في اليوم الأول |
| İkizler Ayemenem'e yetişkin olarak döndüğünde Yeşil Devrimin sonuçları her yerdeydi. | TED | عندما يعود التوأم إلى أيمينيم كبالغين، تدور أحداث الثورة الخضراء حولهما. |
| Aslında dün akşam aklıma geldi. Şu İsveçli ikizleri biliyor musun? | Open Subtitles | في الحقيق،, لقد بدأ كل شيء منذ البارحة تعرفين التوأم السويدي؟ |
| Şu anda doktorlar tarafından muayene edilen ikizlerin ikisinin de sağlık durumu iyi. | Open Subtitles | لقد تم عمل الفحوص الطبية على الفتاتين كلا من التوأم يتمتعان بصحة جيدة |
| - Cinsiyetlerini söylemeyin. - İkiz olmaları yeterince sürpriz olmadı mı? | Open Subtitles | ـ لا تخبرينا عن الجنس ـ التوأم لم يكن مفاجأة كافية |
| Böylece ikiz kardeşim Kaesava doğduğunda büyükbamam Keshava'nın isminin telaffuz edilişi üzerinde oynama yapmaya karar verdi. | TED | بعد ذلك عندما ولد كيشافا أخي التوأم قرر تغيير تهجئة اسم كيشافا |
| Accra'daki annem, Boston'daki ikiz kız kardeşim, New York'taki en iyi arkadaşlarım: Bu bağlar benim için birer yuva gibi. | TED | والدتي في آكرا،أختي التوأم في بوسطن، آصدقائي المقربين في نيويورك: هذه العلاقات هي الوطن بالنسبة لي. |
| Fakat bazen yapmamamız gerekirken açıkça konuşuyoruz ve bunu 10 yıl önce ikiz kardeşimi hayal kırıklığına uğrattığımda öğrendim. | TED | لكننا أحياناً نتحدث عندما لا ينبغي علينا أن نتحدث، حيث تعلمت ذلك عندما خَذلتُ أخي التوأم منذ أكثر من ١٠ سنوات. |
| İkiz kardeşim belgesel yapımcısı ve ilk filmlerinden birinde bir dağıtım şirketinden teklif aldı. | TED | أخي التوأم مُخرج أفلام وثائقية، وحصل على عرض من شركة توزيع لأحدى أول أفلامه. |
| Merhum babamın ikiz kardeşimin düğününde söylediği birkaç sözüyle bitirmek istiyorum. | TED | أريد أختم بقليل من كلمات والدي الراحل، التي قالها في زفاف أخي التوأم. |
| İkizler yürümeyi yeni öğreniyor o yüzden Jeffords evinde kaos hakim. | Open Subtitles | عندما بدأ التوأم التعلم على المشي الفوضى عمت منزل آل جيفوردز |
| Hınzır Major ve hırçın ikizler dışında hepsi mükemmel insanlar. | Open Subtitles | هم الناس الرائعون، كل ماعدا ذلك الرئيسي الصغير المزعج وذلك التوأم البخيل. |
| Bay O'Malley-O'Malley. Dolby ikizler. | Open Subtitles | مرحبا , سيد اومال , اومالى تعرف , التوأم الايرلندى |
| Bazı yiv izleri birbirleriyle Glam Slam Tekno İkizleri gibi uyuyor. | Open Subtitles | ان طريقته في القنص تشبه الى حد كبير الثنائي التوأم الغنائي |
| İkizleri buraya zarar görmelerini istemediğin için getirmedin, değil mi? | Open Subtitles | لم تجلب التوأم إلى هنا لأنك لم ترغب أن يتأذوا |
| Sonra, benim laboratuvarı ziyaretim için bir tarih belirledik ve ikizlerin beşinci doğum günü, 23 Mart 2015'i seçtik. | TED | بعد ذلك، رتبنا موعد لي لزيارة المختبر وكان23 مارس2015 وهو عيد ميلاد التوأم الخامس |
| Siyam ikizi olacağız deme hiç. Bir montumu daha genişletemem. | Open Subtitles | ولاتقلّ التوأم الملتصق , لن نوسع معطف أخر من معاطفي |
| Biz ikizlerle İsveç'e balık tutmaya gideceğiz. | Open Subtitles | ،أنا ذاهب إلى السويد مع التوأم سنذهب لممارسة الصيد |
| Diyelim ki ikizlerden birisi bir araba kazasında, ya da yıldırım çarpmasıyla ölsün diyelim, ama ötekisi ileri yaşlara kadar güzelce yaşasın. | Open Subtitles | أحد التوأمين يموت فى طفولته عن طريق حادثة مثلا أو تم صعقه بواسطة الرعد ولكن التوأم الآخر عاش وترعرع حتى عمر كبير |
| Bu ödül toplumda iz bırakan yapışık ikizlere verilir. | Open Subtitles | نقدّم هذه الجائزة إلى التوأم الموحّد المذهل الذي خلّف أثراً في المجتمع |
| Bu yüzden annemle ben sağ kalan ikizim Cobh'a gittik. | Open Subtitles | لذا أنا و والدتي و التوأم المتبقي وصلنا إلى كوبا |
| Her zaman 'Twin axe attack'ın hayranıyımdır ama, kendim, hiç paylaşmak istemedim. | Open Subtitles | وكنت دائماً محبي الهجوم فاس التوأم لكن. نفسي. |
| Soldaki yani şeytan ikizin değişmeyen bir şekilde kötü olması ilginç değil mi? | Open Subtitles | أتدرون، أليس أمراً شيقاً، أن التوأم الشرير دائماً هو الذي يكون على اليسار؟ |
| Siyam ikizlerini ayırmak üzereyiz. | Open Subtitles | نحن على وشك فصل التوأم السيامي |
| Meğer Winklevoss* ikizlerinin yakışıklı versiyonuymuşum. | Open Subtitles | تبين بأنني النسخة الافضل من نيكلفوس التوأم |
| Wonder Twins ile maymun ve Batman. | Open Subtitles | التوأم الإعجوبة و القرد زائد "باتمان" و "روبن" |
| Kardeşimin ikizlerine. Haftaya doğum günleri. | Open Subtitles | انه اخي التوأم عيد ميلادنا السبوع القادم |