Çoğu insan bunu bilmez ama ton balıkları sıcak kanlıdır. | TED | العديد لا يعلم ذلك لكن التونة من ذوات الدم الدافئ |
Sonra ton balığı var öyle sert, soğuk ve tatlı ki... | Open Subtitles | .. ثم هناك التونة بعدها باردة .. جافة و شهية .. |
Ne kadar çok ton balıklı sandviç ve nane şekeri almışsın. | Open Subtitles | أنتِ تشترين الكثير من التونة الذائبة و معطّر الفم بنكهة النعناع |
Bol şans orda, tuna. Üstüme gel ve seni anında ezeyim. | Open Subtitles | حظ سعيد هناك , يا سمك التونة أعبرني وأنا سوف أدمرك |
Ağır metal zehirlenmesi uyuyor. Konserver tuna, sushi, kurşunlu boya. | Open Subtitles | التسمّم بالمعادن الثقيلة ملائم من التونة المعلبة، السوشي، دهانات الرصاص |
Sarı Yüzgeçli Orkinos, okyanusta bir o yana, bir bu yana süratle yüzerek eğlenceli vakit geçirebilir. | Open Subtitles | يجعلُ سمك التونة صفراء الزعنفة وقته جديّاً، فهو يقطع المحيط مسرعاً مشرّقاً للغرب وَ مغرّباً للشرق |
Ciğerim soğumaya başladı, tonbalığı verin bana. | Open Subtitles | سأحتاج إلى هذه التونة لأن كبدي بدأ يبرد. |
ton balıklı salatalı sandviçler varmış ve yumurta salatalı sandviçler, ve somon salatalı sandviçler. | TED | وسندويشات التونة والبيض والسلطة .. وسندويشات سمك التونة مع الخضار |
Dünyadaki ton balığı rezervlerinin en büyüklerinden birine sahibiz. | TED | لدينا واحدة من أكبر صناعات سمك التونة المتبقية في العالم |
Kiribati, en büyük üç ton kaynağından birine sahip. Şu anda, gelirlerimizin %80-90'ını | TED | وكيريباتي هي إحدى الجزر الثلاثة التي تتوفر على مصادر مهمة، مصادر التونة. |
ton balığı tamamen dış piyasa için, yani ABD, Avrupa ve Japonya için tutuluyor. | TED | ويوجه إنتاج صناعة صيد سمك التونة بالكامل للسوق الخارجية، ومعظمه إلى الولايات المتحدة وأوروبا واليابان. |
Bu, şu an her yıl denizden 80 ila 90 milyon metrik ton arasında aldığımızı gösteriyor. | TED | هذا يعني اننا نستخرج مابين 80 الى 90 مليون طن من التونة |
Amerika'da en çok tüketilen bir diğer deniz ürünü ve ayrıca Batı'nın da tamamında, ton balığı. | TED | التالي الذي يعتبر من المأكولات البحرية الأكثر استهلاكا في أمريكا، وايضا عبر الغرب، التونة. |
ton, en temel global balıktır. | TED | حتى التونة تلك الأسماك العالمية في نهاية المطاف. |
ton yetiştirmeyi de deneyebiliriz ama ton, su kültürü için nefes keser bir biçimde kötü. | TED | يمكن ايضا تربية التونة ولكن التونة سيئة بشكل مذهل للمزارع السمكية |
Bu, çiftlikte yetiştirilmiş bir kilo ton balığı elde etmek için on beş kilo yabani balığın gerektiği anlamına geliyor. | TED | أي أنك تحتاج إطعامها 15 باوندا من السمك الحر لكي تحصل على 1 باوند من سمك التونة في المزرعة |
Tüm hayatım boyunca mavi yüzgeçli dev tuna balığının güzelliği, şekli ve fonksiyonu karşısında büyülenmişimdir. | TED | لقد أفتتنت طيلة حياتي من جمال شكل ووظيفة سمكة التونة العملاقة زرقاء الزعانف |
Bu hayvanların sudan çıkışı ve onların ölümü tuna balıkçılığı sırasında meydana geliyor. | TED | هذه الحيوانات وعوامل فنائها تظهر عند صيادي التونة |
Bu tuna balığı bu odadakilerin probleminin ne olduğunu sembolize ediyor. | TED | تقوم سمكة التونة هذه بترميز ما هي المشكلة التي نواجهها في هذه الغرفة |
Bunlardan biri, Atlantik Mavi Yüzgeçli Orkinos'un nesli neredeyse tükenmek üzere. | Open Subtitles | واحد من المتبقين من هؤلاء، التونة الأطلسية |
Bugün yemekte domuz pirzolası ve tonbalığı mı yedin? - Evet, yedim. | Open Subtitles | أتناولت شرائح لحم الخنزير مع سمك التونة في غداء اليوم؟ |
Tekne balık sürülerini çevirirken, filika ağın bir ucunu tutuyor. | Open Subtitles | الزورق البخاري يمسك بنهاية الشبكة بينما القارب يطوّق قطعان التونة |
Kaliteli saşimi yemek istiyorum ben! | Open Subtitles | أريد أن أكل التونة أعلى مستوى من الجودة |
İşte orası tunanın gitmek istediği yer. Ringa balık sürüsünde yem aramak istiyor. Ama oraya gidemez, çünkü çok soğuk. | TED | هناك حيث تريد التونة الذهاب ، أنها تريد أن تقتات في مدارس الرنجة ولكنها لا تستطيع الوصول هناك . إنها شديدة البرودة. |
Okyanustan küçük bir kesit alıp mavi yüzgeçli tunaları ve sarı yüzgeçli tunaları bir araya getirip camekânın arkasında koyup sergiliyoruz. | TED | لقد أخذنا قطعة صغيرة جدا من المحيط ووضعناها خلف زجاج ومعا وضعنا التونة زرقاء الزعانف وصفراء الزعانف للعرض |