kullandığım veri mutfağımdaki malzemeler, zaman, tutkudur ve bu verileri düzene koyarım. | TED | فالبيانات التي أستخدمها هي محتويات مطبخي، ووقتي، وطموحي، وأقوم بتنظيم هذه البيانات. |
Kimliğimi tanımlarken kullandığım dili öğrenin. | TED | تعلموا اللغة التي أستخدمها لوصف هويتي الشخصية. |
Zaaflarımı, etnik kökenimi, dinimi anlatmak için kullandığım dili bilin. | TED | تعلموا اللغة التي أستخدمها لوصف إعاقتي وعرقي وديني. |
Benim her gün kullandığım matematik tanımı şu şekilde: İlk olarak, örüntüleri bulmakla alakalı. | TED | لذا تعريفي للرياضيات اليومية التي أستخدمها هو التالي: بدايةً، إنها حول إيجاد الأنماط. |
Mesela Amazon'da Korubo ile maymun avlarken kullandığım bu silah gibi. | Open Subtitles | مثل هذه الأداة التي أستخدمها لصيد القردة مع قوم الكروبو في الأمزون |
Kuyruklarını taramak için kullandığım küçük tarakları da kaldır. | Open Subtitles | جانب الفرشاة الصغيرة ، التي أستخدمها لتمشيط ذيولها |
Yine de kullandığım bardaklardan daha temiz. | Open Subtitles | ما زال الثلج أنظف من الكؤوس التي أستخدمها. |
FBI'ın standart akıllı telefonlarını ele geçirmek için kullandığım Android güvenlik açıklarıyla arasında dağlar kadar fark var. | Open Subtitles | بعيدة كل البعد عن ثغرة الأندرويد التي أستخدمها لإختراق هاتف مكتب التحقيق الفيدرالي |
Geçimimi bilgisayarlar tasarlayarak sağlıyorum. Ve şunu biliyorum ki, bilgisayarlardaki en son gelişmeler olmadan bilgisayar tasarlamada kullandığım mekanizmalar imkansız olurdu. | TED | والآن أعيش من تصميم الحواسيب، وأعلم أن الآليات التي أستخدمها في تصميم الحواسيب ستكون مستحيلةً بدون تطورٍ جديد في الحواسيب. |
Girişimcilerin uyumluluğunu değerlendirmek için kullandığım ikinci püf noktası, yeni ve iyi yollar üretme yeteneklerine bakmak. | TED | الحيلة الثانية التي أستخدمها لتقييم القدرة على التكيف عند المؤسسين هي البحث عن إشارات "التخلّي عن التعلم". |
İlk ekip beni Abydos'da bıraktıktan sonra, Sha're beni günlüğümü yazarken gördü ve kullandığım tükenmez kalemi görünce, benim sihir yaptığımı sandı. | Open Subtitles | بعد أن تركنى الفريق فى أنوبيس , شارا رأتني أكتب فى مذكراتي . و اعتقدت أن تلك الأداة التي أستخدمها تكون سحر . |
Burası hastanede kullandığım bir oda. | Open Subtitles | إنها الغرفة التي أستخدمها في المستشفى |
kullandığım film gama radyasyonunu saptayacak şekilde tasarlanmıştı. | Open Subtitles | هذه الصور التي أستخدمها جعلتها |
Onlar benim işimde kullandığım araçlar. | Open Subtitles | تلك هي الأدوات التي أستخدمها في عملي. |
Kocama Şükran Günü şöleni hazırlamak için kullandığım aleti merak ediyorsanız ismi, şey... | Open Subtitles | لو كنتم تتساءلون عن الأداة التي أستخدمها لأصنع لزوجي وليمة عيد الشكر الشهية هذه هي... |
Sonra şunun farkına varmalısınız, hepimiz kendi ahlaki dünyamızda yaşadığımız için - kitabımda kullandığım metafor - "Matrix"te kapana kısılı oluyoruz. Her ahlaki topluluk bir “Matrix” ya da ortak bir halüsinasyon. | TED | وثم عليكم فهم ذلك، لأننا جميعًا نعيش في عالم أخلاقي منفصل -- الإستعارة التي أستخدمها في الكتاب هي أنه تم تطويقنا جميعًا في "المصفوفة" أو كل مجتمع أخلاقي هو مصفوفة بحد ذاته، هلوسة بالتراضي. |
Afedersin, Ben üzerinde kullandığım şu saç örme tekniğini uygulayayım. | Open Subtitles | عذراً ، دعيني أقوم بتقنية الظفائر التي... التي أستخدمها مع (بن) |
Yani, kameram da var Skype için kullandığım bir kamera. | Open Subtitles | ...نعم، أقصد، أعتقد، بالطبع. لدي (تلك الكاميرا التي أستخدمها في (السكايب نعم، جيد - |
(Gülüşmeler) Girişimcilerin uyum yeteneğini ölçmekte kullandığım üçüncü ve son yöntem ise hayatlarına ve işlerine ilham veren kişileri bulmak. | TED | (ضحك) الحيلة الثالثة والأخيرة... التي أستخدمها لتقييم قدرةِ مؤسسٍ ما على التكيّف هي البحث عن الأشخاص الذين يغرسون الاستكشاف في حياتهم وعملهم. |