Öğrencilerin yaptığı bir proje kendisinin çok ilgisini çekmişti, buradan bir kitap çıkabileceğini düşündü ve bu öğrencilerle tanışmak istedi. | TED | وأُعجب بشدة بأحد المشاريع التي قام بها الطلاب، وفكر أنه يمكن أن يَنتُج عنه كتابًا، وأراد أن يقابل هؤلاء الطلبة. |
Bu onun yolculuğun hikayesidir bu devin yaptığı son yolculuk. | Open Subtitles | إنها قصة الرحلة الأخيرة التي قام بها هذا العملاق للأبد |
Gözlemlediği gök cisimlerine dair yaptığı çizimler esrarengiz hassasiyetine tanıklık ediyor. | Open Subtitles | والرسوم التي قام بها للأجسام الفلكية التي لاحظها تشهد لدقته الخارقة |
Onun bize aldığı yaprak, kağıt parçaları birleşimini hatırladın mı? | Open Subtitles | أتذكرين ورقة القيقب التي قام بفردها بين صفحات ورق الشمع؟ |
aldığı riske göre çok para istiyor. | Open Subtitles | يريد نقود أكثر من أجل المخاطرة التي قام بها |
Diğerlerinin yaptıkları yolculuklarla gösterdikleri cesaretle ve göğüsledikleri zorluklarla kıyaslandığında benim Denver'a yaptığım yolculuk çok önemsizdi. | Open Subtitles | رحلتي الي دينفر,علي سبيل المثال كانت بلا معالم تماماً مقارنةً بالرحلات التي قام بها هؤلاء |
Jane Jacops, Stanley Milgram, Kevin Lynch'in yapmış olduğu bir takım klasik deneylerin güzelliği ve yaratıcılığı ile büyülendim. | TED | أصبحت أسير الجمال والعبقرية لتجارب العلوم الاجتماعية التقليدية التي قام بها كل من (جين جاكوبس) و(ستانلي ملغرام )و(كيفن لينش). |
Gerçek polislerin burada yaptığı bütün iyi işleri siler atar. | Open Subtitles | ستمحي كل الأعمال الجيدة التي قام بها رجال الشرطة الحقيقيون. |
Cerrahım, 20 yıllık meslek hayatı boyunca yaptığı en zor organ nakli ameliyatı olduğunu söyledi. | TED | والجراح صاحب خبرة مدتها 20 عاماً قال ان عملية الزرع التي قام بها هي اصعب ما قام به على الاطلاق |
Böylece bana yaptığı yemeklerin karşılığını vereceğim. | Open Subtitles | أنا فقط أقوم بفعل المثل لجميع تلك الأوقات التي قام فيها بالطهي من أجلي |
Ülkemizi korumak için yaptığı fedakarlıkları biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم التضحيات التي قام بها ليخدم دولتنا؟ |
Babanın yaptığı son işlerden biri olmalı. | Open Subtitles | قد يكون أحد آخر الأشياء التي قام بها والدك |
Babam yaptığı kötü yatırımları ona anlatmadığı için. | Open Subtitles | أعني ، لأن أبي لم يخبرها بشأن الإستثمارات السيئة التي قام بإرتكابها |
Tamam, yaptığı bazı şeyler yüzünden bunu hak etmiş olabilir. | Open Subtitles | حسناً ، ربما أستحقَ ذلك جراء بعض الأشياء التي قام بها. |
Büyük kumandanımızın yaptığı fedakârlık insan ırkının tümüyle yok olmasını önlemişti. | Open Subtitles | فقط بفضل التضحية التي قام بها أعظم قائد لقوات شعوب الأرض فقد نجت وتجنبت البشرية الإبادة التامة |
Sonunda yaptığı iyilik verdiği zarardan fazlaydı. | Open Subtitles | فعل الكثير من الأمور الجيدة أكثر من الأمور السيئة التي قام بها |
Peder Sam'in Nick'i evinden aldığı gece Nick ona ateş etmişti. | Open Subtitles | الليلة التي قام فيها الأخ سام بنقل نيك إلى شقته نيك أطلق طلقة عليه |
Bir arkadaşımın aldığı kişisel kararlar hakkında bazı kaygılarım var ve ona da bunu söyledim. | Open Subtitles | لدي بعض المخاوف فيما يتعلق بالقرارات الشخصية التي قام بها شريك لي، و أخبرته بذلك |
Ama aldığı riskleri düşünürsek... | Open Subtitles | لكن عندما أفكر بالمجازفة التي قام بها |
Bu takımın ve ailelerin yaptıkları fedakârlıkları hiçbiriniz bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | لا أحد منكم يعرف التضحيات التي قام بها هذا الفريق وعائلاتهم أيضاً. |
Hayır demek istediğim, gerçekten Colonial Times'da. Cesur kadın ve erkeklerin tarihi yazdıkları yer, zor zamanlarda çok fazla fedakârlık yaptıkları yer... | Open Subtitles | لا ، لا أقصد في زمن المستعمرة الأفعال التي قام بها الرجال الشجعان والنساء |