-su denen bu değerli kaynağın hepimizin paylaşması gereken bir şey olduğunu. | TED | أن هذا المورد الثمين المدعو بالماء شيء يجب أن نتشارك فيه جميعاَ. |
değerli zamanımı, hem özel, hem de umumi olarak kırdığın potlarını düzeltmekle harcıyorum. | Open Subtitles | يبدو اننى اقضى قدرا كبيرا من وقتى الثمين لتصحيح حماقاتك العامة و الخاصة |
Sen de değerli boş vaktini yaşlı bir bayanla konuşarak geçiriyorsun. | Open Subtitles | إذا.. بوقتك الثمين الفارغ أنت تتكلم مع سيدة كبيرة في السن |
Senin o değerli vicdanın rahat olsun bırak savaşın pisliğiyle biz uğraşalım. | Open Subtitles | لذا ستبقي ضميرك الثمين سليم وأتركنا نحن الباقون نقوم بأعمال الحرب القذر |
PVC'ler, çatı kaplamaları, hatta kulübenin o pahalı kilidi bile kayıp. | Open Subtitles | الواجهة، ألواح السقف حتّى ذلك القفل الثمين على السقيفة قد اختفى |
Üzgünüm, fakat değerli yeni doğmuş bebeğimin etrafında onların pis ellerini görmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولكنني لا أريد أيديهما المراهقة القذرة أن تكون على طفلي الثمين حديث الولادة |
Güvenlik kutusunun içerisinde değerli bir şey var mı diye bakmalısın. | Open Subtitles | ينبغي ان تلقى نظرة عليها وتضعي الثمين منها في صندوق امانات |
Neden değerli vaktimizi, kendi ofisimizi aramak için harcadığımızı bana tekrar açıklar mısın? | Open Subtitles | أشرحي لي مرة أخرى, لماذا نحن نـُضيع وقتنا الثمين في البحث في مكاتبــنا |
Bu gibi durumlarda ses, bizim için değerli bir rehber. | TED | في هذه الحالات، يمكن أن يصبح الصوت رفيقنا الثمين. |
Söylesene, çok değerli vaktini burada oturup, manzarayı seyrederek boşa harcamıyor musun? | Open Subtitles | الرأي، ليست أنت إهدار وقتك الثمين جدا، إنتصاب هنا يحترم المنظر؟ |
Şu Tajomaru'nun sözünü ettiği, inci kakmalı değerli hançeri? | Open Subtitles | الثمين المبطن باللؤلؤ الذى تكلم عنه تاجومارو ؟ |
Ama görüyorum ki sendeki değerli öz işlenip başka yöne çevrilebilir. | Open Subtitles | إلا أني ألاحظ أن معدنك الثمين قد يؤثر فيه ما يغير خواصه |
Gün görmesin bu değerli kanı döken eller! | Open Subtitles | والويل لتلك اليد التي أراقت هذا الدم الثمين.. |
Seçici Servis Merkezi'nden özel bir çağrımız olduğunu söylemiştim... bize bunları sorarak değerli zamanınızı hiç harcamayın. | Open Subtitles | قيل لى اننا قد تلقينا مكالمه خاصه من اداره التعبئه تطالب بالا نضيع ايا من وقتك الثمين |
Bayanlar, baylar, değerli zamanınızdan biraz çalacağım. | Open Subtitles | إذا سمحتم لي، سيداتي و سادتي، أن أسرق لحظةً من وقتكم الثمين |
Hiç bir şey bunu değiştirmeyecek ve değerli zamanımı seninle konuşarak harcayamam | Open Subtitles | لا شيء سَيُغيّرُه .. ولن أضيع وقتي الثمين بالكلام معك |
Benzin, değerli sıvı, araçlarda saklıydı. | Open Subtitles | البنزين، البنزين الثمين كان مخبئً في العربات |
Size söylemem gerekiyor ki, Matmazel Carroll, bana değerli zamanınızı ayordığınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا جزيلا لك يا انسة كارول لمنحى جزءا من وقتك الثمين |
O'nun için çok değerli olan zamana kadar yani oksijeninin biteceği saate kadar. | Open Subtitles | في الوقت الذي يكون فيه أكسجينه الثمين قد استُنفِذ. |
pahalı pabuçlarınızı bir madende kirlettiniz mi? | Open Subtitles | بالتجول وهو يلبس حذائه الثمين فوق منطقة موحله على جانب الجبل |
Geriye kalanını Şişman Adam'dan ve Bacon'dan aldın mı? | Open Subtitles | أحصلت على الباقى من الفتى الثمين وباكون ؟ |
Teşekkür ederim efendim, ayrıca kıymetli vaktinizi aldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | شكراً لك يا سيدي , وأنا أعتذر عن إهدار وقتك الثمين |
- Bunun için vaktimiz yok, Nadide. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت لهذا , أيّها الثمين |
O büyük aşkın cennetten gönderilmiş olmalı... | Open Subtitles | السماء لا بدَّ وأنْ أرسلتْ حبّكَ الثمين |
Biricik bebeklerinin büyüdüğünü Çok uzaklardan izleyeceklerdi. | Open Subtitles | عليهم أن يراقبوا طفلهم الثمين يكبر من بعيد |
Adamlarından biri "Mevcudat geri dönemedi." diye bir cümle kurdu. | Open Subtitles | أحد رجاله كان يقول شيئا حول الثمين الذي لم يعد |
"Kıymetlim...anlamıyorsun..." | Open Subtitles | "أو ي الواحد الثمين... تعرفلست..." |