Gerçek Koleksiyoncu her yere gider. | Open Subtitles | الجامع الحقيقي يذهب لأي مكان ليحصل على ما يريد |
Koleksiyoncu kahvaltıyı iptal edince elimde onca simitle kalakaldım. | Open Subtitles | لذلك عندما ألغى الجامع هذا، لقد علقت مع كل هذا الخبز. |
Ben de internette dolanmaya başladım ve adamın biriyle temasa geçtim. Kendisi bir Koleksiyoncu. | Open Subtitles | لذا، بدأت أبحث في الإنترنت، وأتصلت مع ذلك الرجل، الجامع. |
Koleksiyoncu hepimize oyun oynadı. Ona güvendiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | الجامع تلاعب بنا تماماً لا أصدق أنني إنخدعت |
Telefonlar çalışmıyor koleksiyoncuyu da polise de ulaşamıyoruz. | Open Subtitles | ...الإتصال لا يعمل ...لا نستطيع الوصول إلى الجامع ولا إلى الشرطة |
Şerif, üç yıldır, yıllık tahsildar. | Open Subtitles | هو كان الجامع السنوى للثلاثة سنوات الماضية . ذلك حقيقى . |
Koleksiyoncu Jonathan Safran Foer ile karşılaşmadan önce. | Open Subtitles | "وقبل أن ألتقيّ الجامع" "(جوناثان سافران فوير)" |
Onca yıllar önce Victoria ile beraber dolap çevirdiğiniz tek zengin Koleksiyoncu olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أني لست الجامع الثري الوحيد الذي احتلت أنت و(فيكتوريا) عليه قديماً. |
Bu John Wiley, size bahsettiği Koleksiyoncu. | Open Subtitles | هذا (جون وايلي)، الجامع الذي حدّثتك عنه. |
Evet. Asher tam bir Koleksiyoncu. | Open Subtitles | أجل ، إلى حد ما " آشر " هو الجامع |
Ciddi bir Koleksiyoncu sabırlıdır. | Open Subtitles | الجامع الجديّ لديه صبر |
Filmin ismi "Koleksiyoncu" | Open Subtitles | (سيُطلق على الفيلم اسم ( الجامع |
Koleksiyoncu kim? | Open Subtitles | من هو الجامع ؟ |
Taneleer Tivan, Koleksiyoncu. | Open Subtitles | (تانلير تيفان), الجامع |
O zaman neden Fosse koleksiyoncuyu kendine çekmeye çalışsın? | Open Subtitles | أتعتقد أنّ (فوسي) كان يُحاول إغراء الجامع إلى هنا؟ |
Ve sen, sen kendini tahsildar diyorsun. | Open Subtitles | وانت تطلق على نفسك الجامع ؟ (المقصود بالجامع : محصل الديون) |