üniversiteleri çelişkiden arındırmak için üniversite kampüsleri boyunca yayılan gösteriler var. | TED | وهناك حملات تنتشر في أروقة الجامعات لجعل كُلياتهم خالية من الصراعات. |
Bir sürü üniversite var. Nasıl olsa birine gireriz, değil mi? | Open Subtitles | ، هناك العديد من الجامعات لابد أن يكون هناك مكان لنا |
üniversiteler imtiyaz ve tanıtım sistemlerini akademisyenlerin yayın sayısına göre inşa ederler. | TED | يعتمد نظام الجامعات في التوظيف والترقية على عدد مرات النشر لهذا الباحث. |
Güzel. Ben de Albany'e gitmek istiyordum. Bazı üniversitelere bakmak için. | Open Subtitles | رائع , أنا كنتُ ذاهب إلى ألبانى للبحث عن بعض الجامعات |
Bu sadece üniversitelerde akademik araştırmacıların ilgilendiği bir organizma değil. | TED | الباحثون في مختلف الجامعات ليسوا هم الوحيدون المهتمون بهذا الكائن. |
Daha 20 yaşında doktora tezini bitirmiş ve Avrupa'daki en iyi üniversitelerden davet edilecek kadar iyi bir yoldaydı. | Open Subtitles | في عمر العشرين فقط كان في طريقه لإتمام حصوله على درجة الدكتوراه و يكسب احترام الجامعات الكبيرة عبر أوروبا |
Üniversitenin, yetenekli çocuklar için önerdiği harika bir uydu okul var. | Open Subtitles | هناك العديد من المدارس التي تأتيها منح من الجامعات للأطفال المميزين |
üniversite hastanelerine yardım edebilmek için ihtiyaçları olan mezunları oluşturmalarına yardımcı olduk. | Open Subtitles | ساعدنا في تمويل الجامعات لتعطي المستشفيات,وساعدنا في امدادهم بالخريجين على حسب حاجتهم |
üniversite kampüslerinde konuşma yapmayı severim ve bu hikayeleri ve sırları öğrencilerle paylaşırım. | TED | أحب أن أتحدث في الجامعات ومشاركة الأسرار والقصص مع الطلبة. |
Onun bir de en iyi üniversitelerden birine giden bir kızı var. Kızı da, annesiyle ilgilenebilmek için, üniversite eğitimini yarıda bırakacak. | TED | لديها ابنة كانت ستنضم إلى واحدة من أفضل الجامعات. ستظطر لترك الجامعة كي تعتني بأمها. |
Ben ABD'nin birçok yerinde üniversite atletizm karşılaşmalarında çalışıyorum. Aile içi şiddeti ve cinsel şiddeti nasıl önleyeceğimiz konusunda | TED | تعلمون، على سبيل المثال، أعمل كثيراً مع رياضيي الجامعات في جميع أنحاء أمريكا الشمالية. |
Yurt dışında üniversite için yarışma şansı veriyor. | TED | يصبحون قادرين على الحصول على فرصة المنافسة للدراسة في الجامعات بالخارج. |
Onları reddettim, çünkü bu üniversiteler kısmen de olsa, kamu fonları tarafından destekleniyordu. | Open Subtitles | وقد رفضت تسلم كلتاهما لأن تلك الجامعات لأن هذه الجامعات مدعومة بالأموال العامة |
- Bütün mesele toplum hizmeti. üniversiteler artık sınav sonuçlarına bakmıyor. | Open Subtitles | كلّ شيء يتعلق بخدمة المجتمع، لم تعد الجامعات تهتم بنتائج الإختبارات. |
Beni bu ülkenin pek çok yerindeki, kızların uyuşturucu ilaç verilerek erkek arkadaşlarının tecavüzüne uğradığı üniversitelere götürdü. | TED | لقد اخذتني هذه الرحلة الى الجامعات في انحاء البلاد حيث كانت الفتيات تغتصبن و يتم تخديرهن. |
Bence o üniversiteleri değil de üniversitelerin üzerine çok zaman ayırdığı ders bazlı sistemi eleştiriyordu. | TED | أعتقد أن ما كان يشتكي منه ليس الجامعات بل طريقة إلقاء المحاضرات بحيث تستغرق العديد من الجامعات وقتاً كثيراً عليها. |
Fiyatlar yüksekti. Liselerde ve üniversitelerde her gün askeri talim yapılıyordu. | Open Subtitles | طلبة المدارس و الجامعات كانوا يؤدون تدريبات عسكريه فعلياً كل يوم |
Kat, Afrika'daki en iyi üniversitelerden birinde eğitim almıştı, oh hayır, dünyadaki en iyi. | TED | كات حائزة على شهادة من إحدى أفضل الجامعات في أفريقيا، بل العالم. |
O sadece futbol oynar.Bir okul ona burs verdiği için... artık hokey oynamıyor. | Open Subtitles | إنه يلعب الفوتبول، ستعطيه إحدى الجامعات منحة شرط ألّا يلعب الهوكي لا يريدونه أن يتأذّى |
Akademisyenlerin popüler medyayla neden ilgilenmediklerini anlamak için önce üniversitelerin nasıl çalıştığını anlamalıyız. | TED | لتفهم لما لا يتعامل الأكاديميون مع وسائل الإعلام المشهورة، عليك أن تفهم أولاً نظام الجامعات. |
Eğer ödemeler durursa oyuncuları onlara ödeme yapan okullara kaptıracağımızı düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنون أنه فيما اذا توقفت الدفعات عندها سنخسر لاعبينا لصالح الجامعات المستعدة للدفع لهم |
Çocuklarını üniversiteye göndermen için burs ayarladım. | Open Subtitles | لقد وفّرت منحات دراسية ليدرس أبناؤك في الجامعات |
Sarmaşık Birliği'ne eyaletteki herhangi bir okuldan daha fazla öğrenci gönderecekleri kesin. | Open Subtitles | تبعث الطلاب نحو الجامعات أكثر من أيّ مدرسه في آخرى |
Onlar çok saygın okullar, Brennan. | Open Subtitles | حسناً، برينين، تلك الجامعات مرموقه جداً. |
İlk baktığımız 53 kolej futbol oyuncusundan 48'i hastalığa sahipti. | TED | من 53 لاعب من فرق الرياضية في الجامعات 48 منهم مصاب بالمرض. |
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde bu okullardan birine gitmiş olmalı. | Open Subtitles | ستكون ذهبت لحد هذه الجامعات في خلال آخر عشر سنوات |
Ama yakınlarda bir okula gitmek istersen, senin durumundaki bir öğrencinin gidebileceği | Open Subtitles | لكن اذا اردت أن تكوني قريبه من هنا هناك الكثير من الجامعات |