"الجدير" - Translation from Arabic to Turkish

• değer
• değecek

Bunu dikkate alarak yakın zamanda kullanılmayanları kaldırma prensibini gardırobunuzu düzenlerken kullanmanız uygulamaya değer.
بالتفطّن لهذا الأمر لعله من الجدير أن تطبقوا المبدأ المستخدم مؤخرا لتنظيم خزائنكم أيضا.

Ek: 20. yüzyılın ilk büyük savaşının bir terörist eylemiyle başladığını fark etmek kayda değer.
لمحة سريعة : الجدير بالذكر هو أن أول حرب كبيرة في القرن العشرين بدأت بعمل ارهابي.

Bunlardan birindeyseniz, bu ilişkinin işbirliği içerisinde olmasının yollarını düşünmeye değer.
فإذا كنت من ضمنها، فمن الجدير أخذ الوقت للتفكير بطرق تجعل العلاقات تعاونية حقًا.

Yaşamana değecek birileri olmalı.
هناك فلدي يكون شخص آخر في حياتك أن الجدير شائكة حولها ل.

Götürmeye değecek şeyler, başından beri açıkta değil zaten. Güven bana.
الشيء الجدير بالأستملاك لم بكن معروضاً للعامة هنا، ثق بي.

Şimdi burada dikkate değer olan, Amerika'da zencilerin medeni haklarını 1960'larda kazanılmış olması.
الآن، من الجدير بالملاحظة ان الحقوق المدنية في امريكا تحققت في الستينيات.

Fakat bir o kadar dikkate değer bir durum da Afrika'da sosyal ve ekonomik hakların sömürgecilik çağından bu yana çok hızlı ilerlememiş olmasıdır.
ولكن الجدير بالملاحظة ايضاً أنَّ الحقوق الإقتصادية و الإجتماعية لم تمض قدماً في افريقيا منذ عصر الاستعمار.

Bu bina bir yerde bitiyor olmalı. Bakmaya değer.
على هذا المبنى أن ينتهي في مكان ما من الجدير البحث عن ذلك

Peki, tüm ağır işleri ben yaptım ancak övgüye değer olan katil sendin.
حسنٌ، لقد قمتُ بالأعمال الشّاقّة، لكنّكَ كنتَ القاتل الفاسد الجدير بالثّناءِ.

Anmaya değer, öyle değil mi?
ومن الجدير أحياء الذكرى ، على الرغم من ذلك ، أليس كذلك ؟

Ama ona söylediğim gibi dikkate değer tek şey o küçük havlayan köpekti.
لكن وكما أخبرتها فإن الشيء الوحيد الجدير بالذكر كان ثمة جرو نابح

Bu nedenle kötü kalpli cadılara karşı, gösterdiğin övgüye değer davranış olağanüstü kahramanlık ve yiğitlikten dolayı sana Üçlü Haçı takıyorum.
لذلك... . لسلوكك الجدير بالتقدير، وشجاعتكالغيرعادية...

Eisenhower kayda değer tek başkandır.
ايزنهاور هو الوحيد الجدير بالرئاسه

Peki bunu dikkate değer kılan nedir?
ـ ما الأمر الجدير بالملاحظة حول هذا؟

Lakapların zaman içinde organik olarak ortaya çıktığı not edilmeye değer, ama...
الجدير بالذكر أن الأسماء المستعارة من المفترض أن يحدث عضويا مع مرور الوقت، but--

Hatırlanmaya değer.
هو مفتاح الكفاءة من الجدير الذكر

Bilmeye değer olan kısmı.
الجزء الوحيد الجدير بالمعرفَة

O yüzden ben Yoroi Bitsu'yu korumaya değer tek kişiyim.
لذا فأنا الوحيد الجدير بحماية (الـ(يوريو بيتسو

Toprak, dünyada uğrunda savaşmaya, ölmeye değecek tek şeydir, çünkü kalıcıdır.
الأرض لا تعني لكِ شيئاً ؟ إن الأرض هي الشيء الوحيد بالعالم الجدير بالجهد... والكفاح والموت في سبيلها...

Herkes bahsetmeye değecek bir babaya sahip olamaz.
ليس كل من لديه أب الجدير بالذكر.

Ama tüm bunlara değecek, yeni bir hayat sezinliyorum.
لكن الجدير بالذكر، أنا أحس بحياة جديدة