Kayıp ilanı dağıtmak, gazete ilanı vermek gibi şeyler yapılacak. | Open Subtitles | علّق نشرات اعلانية وانشر اعلاناً فى الجريدة وكل هذه الأشياء |
Sonra alıntı yapacağız. gazete üstüne gitmemizi istiyor. Büyük olay. | Open Subtitles | و نأخذ مقتطفات منهم و نضعها فى الجريدة, هذا كبير |
Üzgünüm, bayan Corcoran, ama gazetede görmem gereken bir şey var. | Open Subtitles | أنا اسفة و لكن هناك شىء فى الجريدة يجب أن اراه |
Şimdiyse aşağı gazeteyi almaya bile gitmiyorsun. Dışarıda bizi kim bekliyor? | Open Subtitles | والآن لا تذهب حتى لجلب الجريدة فمَن عساه أن يكون بالخارج؟ |
gazeteye ilan veriyoruz: "1 saatinizi bize vererek 6 dolar kazanmak ister misiniz?" | Open Subtitles | من خلال إعلان في الجريدة المحلية هل ترغب في الحصول علي 6 دولارات |
Phoebe, gazete sadece bir hayır olay sponsor, bir yıl, ve ben bu bir aksama olmadan çıkmak istiyorum. | Open Subtitles | فيبي ، الجريدة تكون راعية لعمل خيري واحد في السنة و أنا أريد أن يمضي هذا بدون أي عائق |
Elektronik postama gazete ile sarmalanmış bir mail geldi... ...ve gazetede ölü bir adamın resmi vardı. | TED | استلمت صندوقا من البريد حيث كان ملفوفا بالجريدة و كانت هناك صورة في الجريدة لرجل ميت. |
Onu bir görmelisiniz. Sigarasını içiyor, gazete okuyor. | Open Subtitles | حسناً ، يتوجب عليك رؤيته وهو يُدخن السيجار ويقرأ الجريدة |
Mr. Lincoln, sık sık gazete okur musunuz? | Open Subtitles | سيد لينكولن، هل أنت تقرأ كل الجريدة عادة؟ |
Hep aynı şeyleri yazıyorlar, ve ben okumuyorum, gazete almazsam da eksikliğini hissederim. | Open Subtitles | دائما يكتبون نفس المادة وأنا لا أقرأها لكن إذا أنا لا أشتري الجريدة أتوحشها |
Büyük soru bu. Anladım. Aynı gazetede çalışıyorlarsa birbirlerini tanıyorlardır. | Open Subtitles | فهمت إنّهما يعملان بنفس الجريدة لا بدّ أن يعرفا بعضهما |
Geçen gün gazetede görene kadar ne kadar yakın olduğumuzu farketmemiştim. | Open Subtitles | لم ادرك كم كنا قريبين حتى رايتها في الجريدة اليوم الماضي |
Yerel gazetede yayımlanan en son mezun olan sınıfın resimlerinde farkı gayet net olarak görebilirsiniz. | TED | و هذا التوزيع من الجريدة المحلية لحديثي التخرج. و ترون أن الفرق واضح جدا. |
Açığa çıkaracağı tek şey gazeteyi davayla karşı karşıya bırakmak. | Open Subtitles | كل ما ستفعله هذه القصة تعريض هذه الجريدة لدعوى قضائية |
gazeteyi bulup çıkarın ve sanat kısmını açın. Kare bulmacayı bulacaksınız. Ve bugünün kare bulmacası, bendeniz tarafından yazıldı. | TED | حاولوا العثور على الجريدة وافتحوا القسم الفني ستجدون الكلمات المتقاطعة، والكلمات المتقاطعة لهذا اليوم كتبت من طرفكم. |
Bu yüzden gazeteyi dokuz aylığına bana ver, geri vereceğim. | TED | إذن أعطني الجريدة لمدة تسعة أشهر، وسوف أعيدها لك. |
Herneyse, bu yerel gazeteye 1 ay önce üye oldum. | Open Subtitles | على أي حال ، قمت بالإشتراك في الجريدة منذ شهر |
Bu gazetenin serbest kürsü kısmında yazan tek kadın benim. | Open Subtitles | أنا المرأة الوحيدة بعامود في الصفحة الأولى في هذه الجريدة |
Söylemeden geçemeyeceğim, doktorların giydiği o berbat önlük yokken Gazetedeki fotoğrafınızdan daha yakışıklısınız.. | Open Subtitles | يجب أن اقول أنك أكثر وسامة من الصورة التى فى الجريدة بدون الأدوات الكريهة التى يرتديها الأطباء |
Olanları gazeteden okudun. | Open Subtitles | أنت تعرفين ما قد قرأتيه لتوك فى الجريدة يا عزيزتى |
Bay Silverstone'a eşini derhal kendisine göstermezse Inquirer'in, onu tutuklayacağını söylesin. | Open Subtitles | دعه يخبر السيد سيلفرستون اذا لم خرج زوجته السيدة سيلفرستون ستعتقله الجريدة |
Resmimi Gazetelerde gördüğünde farklı hissedeceksin. | Open Subtitles | سوف تشعرين باختلاف عندما ترين صورتي في الجريدة. |
Bir şey yapmıyordum Bay Dixon, sadece gazetemi okuyordum. | Open Subtitles | انا لم افعل شيئا يا سيد ديكسون لقد كنت اقرأ الجريدة وحسب |
Dışarı kağıt almaya çıkarsın ama dondurulmuş gözlemelerle geri dönersin. | Open Subtitles | أنت تخرجين بحثاً عن الجريدة فسوف تعودين ومعك وافل مجمد |
Bangor gazetesini gördüm. Büroma fakslamışlar. | Open Subtitles | رأيت الجريدة تم إرسالها لمكتبي عبر الفاكس |
Her sabah gazeteleri okuyup, strese girmek zorunda değilim. | Open Subtitles | ليس من الضروري أنّ أفتح الجريدة في الصباح وأصبح مكتئبـًا |
gazeteler beni içlerine çekemiyor bilhassa da beni bulunduğum zamandan alıp götüremiyorlar. | Open Subtitles | الجريدة لا تمتصّ اهتمامي بما يكفي وفوق كلّ شيء، لا يمكنها أن تأخذني بعيدًا عن الحاضر. |
Sadece Gazette'ye değil, kasaba dışındaki gazetelere de ilan veriyor. | Open Subtitles | هي لَيستْ فقط الجريدة الرسمية. هي تُعلنُ فيها خارج صُحُفِ البلدةِ. |