| Tek başına ülkemizdeki Organize Suç ile iş çevrelerinin bağlantılarını araştırdı. | Open Subtitles | لوحده تحدى الذين ربطوا بين الجريمة المنظمة والأعمال القانونية عبر ولايتنا. |
| Kanun adamları, Rothstein'in Organize Suç bağlantıları olduğunu ileri sürüyor. | Open Subtitles | رغم ادعاء مصادر الشرطة بعلاقاتة الوطيدة مع زعماء الجريمة المنظمة |
| Kanal 8, Bay Area'da organize suçlar üzerine bir program yapıyor. | Open Subtitles | فإن القناة ال8 تريد اجراء تحقيقاً خاصاً عن الجريمة المنظمة في منطقة الخليج |
| organize suçlar bölümünü de soruşturmaya dahil ediyoruz. | Open Subtitles | سنعمل على إلحاق قسم الجريمة المنظمة بالقضية |
| organize suça bulaşmış, önemli oyuncu. | Open Subtitles | هو اللاعب الرئيسي المشترك في الجريمة المنظمة. |
| Savcının, oğlunuzun marihuanayı sizden aldığı ve sizin organize suçla bağlantınız olduğu yolundaki iddiasına ne diyeceksiniz? | Open Subtitles | ماذا عن قول المدعي العام بأن أبنك قد أحضر الماريجوانا لك ؟ وأنك ساهمت في الجريمة المنظمة ؟ |
| Her çeşit organize suçların merkezi burasıdır. | Open Subtitles | كل أنواع الجريمة المنظمة تتركز هنا |
| organize suçlarla dalaşmak istemiyorsan. | Open Subtitles | أنتِ لا ترغبين في الدخول بجدال مع الجريمة المنظمة. |
| Mavi çipiyle Organize Suç örgütüne 100 miyon dolar para aktardığından suçlandı. | Open Subtitles | اُتّهم بإستعمال شركته الناجحة بالغسيل 100مليون دولار لمن هم من الجريمة المنظمة |
| Fortune 500 şehirdeki en üst seviyedeki Organize Suç örgütüdür. | Open Subtitles | فورتشن 500 هي اعلى طبقات الجريمة المنظمة في هذه المدينة. |
| Ve Organize Suç dünyasıyla ömür boyu bağlantı. | Open Subtitles | وفعل اتصالات طويلة المدى مع عالم الجريمة المنظمة |
| Sam Rothstein'in Organize Suç dünyasından Nicky Santoro'yla dostluğu... | Open Subtitles | هل ستؤدي صداقة روذستين لزعيم الجريمة المنظمة نيكي سانتورو |
| Rus mafyası, dünya çapında bir Organize Suç şebekesi haline geldi. | Open Subtitles | قام اعضاء المافيا الروسية بإنخراط فى عالم الجريمة المنظمة |
| İngiliz halkının emniyeti için Organize Suç örgütünü adalete teslim etmek birincil görevimizdir. | Open Subtitles | إن واجبنا هو إمثال أرباب الجريمة المنظمة أمام العدالة وأمن الشعب البريطاني من أولوياتنا |
| Yine hatalı parktan ceza yiyecek organize suçlar'daki dosyaları biraz inceldi. | Open Subtitles | ولكنهُ على شفا التوقف عن الأعمال، قسم الجريمة المنظمة سيحصل على ملف كبير |
| Casus teşkilatlar, terörist gruplar, organize suçlar. Peki bu saldırıyı gerçekleştirenin kim olduğunu düşünüyoruz? | Open Subtitles | وكالات التجسس، الجماعات الإرهابية، الجريمة المنظمة. |
| organize suçlar FBI'ın yetki alanında. | Open Subtitles | الجريمة المنظمة إختصاص المباحث الفيدرالية. |
| organize suçlar ceza mı kesecek? | Open Subtitles | هل تريدين ضباط الجريمة المنظمة أن يحرروا المخالفات؟ |
| Şu anda organize suça karşı tüm yasal yetkilerimle resmi olarak savaş açıyorum. | Open Subtitles | أعلن الحرب بصفتي الرسمية ضد الجريمة المنظمة ومن خلال سلطتي |
| Yani Chernus ailesinin organize suçla ilgisi olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | اذا اتظن ان آل تشرنس متورطون في الجريمة المنظمة |
| Siyasetin, sanayinin, organize suçların içindeler. | Open Subtitles | سياسية، واقتصادية، وفي الجريمة المنظمة |
| organize suçlarla ilgilenen özel birim kısa bir süre önce... | Open Subtitles | أنهت لجنة الجريمة المنظمة وابتزاز الأموال مؤخراً... |
| Kazakistanlı Organize Suç örgütü üyeleri, 1970 dönemi bir Sovyet atom bombası ele geçirmişler. | Open Subtitles | حصلوا على أعضاء الجريمة المنظمة في كازاخستان السوفياتي عصر 1970s السلاح النووي. |
| organize suçlara karşı duruşun Gotham'ın yıllardır hasret kaldığı ilk meşru ışık. | Open Subtitles | موقفك ضد الجريمة المنظمة أول شعاع ضوء شرعي في "غوثام" خلال عقود |
| Cuginin öldürüldüğü sırada Kenton Organize suçlarda çalışıyordu. | Open Subtitles | كان كينتون يعمل على الجريمة المنظمة في نفس الوقت الذي قتل فيه كوجيني |