Tamam, Burası bütün olanlardan beni suçlayacağın kısım değil mi? | Open Subtitles | هذا هو الجزء الذي حيث يمكنك إلقاء اللوم فيه عليّ؟ |
Kurşun, sikim sokum konuşmaya devam ederseniz beyninize girecek kısım. | Open Subtitles | الرصاصة هي الجزء الذي سيدخل دماغك إن إستمريّت بالتحدّث هكذا |
Ama çok fazla haberinizin olmadığı bir kısım daha var. | TED | لكن إليكم الجزء الذي على الأرجح لم تسمعوا به |
- O kısmı bilmiyorum. Bir seferliğine o kısmı sen söyleyebilir misin? | Open Subtitles | في الواقع، هذا الجزء الذي لا أعرفه هلا أخبرتني بالاجابة لمرة واحدة؟ |
- O kısmı bilmiyorum. Bir seferliğine o kısmı sen söyleyebilir misin? | Open Subtitles | في الواقع، هذا الجزء الذي لا أعرفه هلا أخبرتني بالاجابة لمرة واحدة؟ |
Hey, sanırım Burası da eski sevgilinin gelip yeni çocuğu tehdit ettiği bölüm. | Open Subtitles | إذن هذا هو الجزء الذي يأتي فيه الصديق الحميم السابق ليحذر الشاب الجديد |
Yoksa bedbaht ve gülünç göründüğüm kısımda mı? | Open Subtitles | الذي كنت فيه في حالة يرثى لها؟ أم كان الجزء الذي بدوت فيه منكوبة وبشعة؟ |
Bildiklerimi anlatacağım kısım burası: Dört kardeşin en küçüğüyüm. | TED | إذاً هذا هو الجزء الذي أقول لكم فيه ما أعرف: أنا أصغر إخوتي الأربعة. |
Hepsi çok önemli ama kişisel olarak en çok ilgilendiğim kısım hayvanlar için daha iyi beslenme, daha iyi besin. | TED | هذا شيء هام جداً، لكن الجزء الذي كنت مهتماً به شخصيًاً كان تغذية أفضل للحيوانات، تغذية أفضل. |
Sonunda uyandığın ve her şeyin bittiği kısım haricinde kabusa benziyor. | Open Subtitles | لقد كان و كأنه كابوس ما عدا الجزء الذي تستيقظ فيه و تجد أن الكابوس قد انتهى |
Bana ne olduğunu sorduğun kısım var ya, zaten oluyor şu anda. | Open Subtitles | أنت تعلمي الجزء الذي من المفترض أن تسألينى ما الذي من المفترض أن يحدث ، إنه يحدث بالفعل |
Yağmurda çıplak dans etmeyle ilgili kısım hariç. | Open Subtitles | عدى الجزء الذي يتعلق بالرقص العاري في المطر هذا أنت |
Giysilerimizin çalındığı kısım hariç tabii, seni geri zekalı. | Open Subtitles | بإستثناء الجزء الذي سرقت فيه ملابسنا أيها الأحمق |
Hiçbir yere gitmiyorum dediğin kısmı kestik. Eylülde 36 yaşına gireceksin, bebek 36'nda gelecek. | TED | غايل: لقد أزلنا الجزء الذي قلتي فيه أنك لست ذاهبة إلى أي مكان، لأنك ستبلغين الـ 36 من عمرك في سبتمبر والطفل قادم. |
Dinle, olanları anlatayım. Gördüğüm kısmı. | Open Subtitles | أسمع, سأقول كيف حصل ذلك الجزء الذي رأيته |
Şahsen ben dokunaklı göründüğüm kısmı tercih ederim. | Open Subtitles | أنا شخصياً أفضّل الجزء الذي بدون فيه مثيرة للشفقة |
Bana bunun çok kötü bir fikir olduğunu söyleyeceğin bölüm değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا هو الجزء الذي تخبرني به أن هذه فكرة سيئة ؟ |
Burası Soprano'nu ariasını söyleyip korsenden hançer çıkaracağın yer mi? Haklısın. | Open Subtitles | أهذا هو الجزء الذي تغنّين فيه دورك وتدفعين بخنجر باتجاه خصرك؟ |
Pardon, bu kısımda nereden geldiğimizi ve ne okuduğumuzu konuşmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | هذا هو الجزء الذي نحكي فيه من أين جئنا وماذا كنا نفكر أيام الدراسة |
Fakat temel etkeni hayal gücü denilen parça. | TED | لكن العامل المركزي هو حقا ذلك الجزء الذي يسمى خيال. |
Ağacın batıya göç eden kısmını gönderiyorum ve uyarmadı demeyin sakın. | Open Subtitles | سأرسل الجزء الذي هاجر للغرب و لا تقولوا أنني لم أحذركم |
Senin tuşlarla ... oynadığın ve tuhaf davrandığın... kısımdan hoşlanmadık. | Open Subtitles | ما لم يعجبنا الجزء الذي تكون فيه تضغط المفاتيح وتصدر صوتاَ |
Eğer gücünü kullanırsa tekrar, bize ait olan onun parçası, onu öldürür. | Open Subtitles | إذا أستخدمت قواها مجدداً ذالك الجزء الذي فيها منا،سيقتلها |
Tüm bunların da dışında, Ben biraz... öldürülme kısmından biraz endişeleniyorum. | Open Subtitles | ربما يبدو علي أني لا أبالي و لكن في داخلي أشعر بالخوف من الجزء الذي يتعلق بقتلي إذا أخفقت |
- Tamam. Şimdi kendini bok gibi hissedeceğin kısma geldik. | Open Subtitles | إذًا هذا هو الجزء الذي تشعر وكأنك مثل كلب لعين |