"الجزيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • molekülü
        
    • molekülün
        
    • molekül
        
    • parçacığın
        
    • parçacık
        
    • molekülle
        
    • parçacığı
        
    Yani, bakterilerin tamamı türler arası iletişim için bu molekülü kullanıyor. TED اذا فجميعها يستخدم نفس هذا الجزيء للإتصال بين اصناف الجنس الواحد
    Organik kimyacılar molekülleri, çok karmaşık molekülleri, büyük bir molekülü, küçük moleküllere ayırarak ve tersine mühendislikle şekillendirirler. TED جعلت الكيمياء العضوية الجزيئات، معقدًة للغاية، وذلك بواسطة تقسيم الجزيء الكبير إلى جزيئات صغيرة والهندسة العكسية.
    Evet, çılgınca biliyorum ama vücudunuz bir molekülün kâğıt üzerinde neye benzediğini umursamaz. TED أعلم أن ذلك قد يبدو جنوناً ولكن جسمك لا يهتم بشكل الجزيء الذي يبدو عليه على الورق
    Elektronlarının taban durumundan daha yüksek bir seviyeye çıkması için, molekülün belli bir miktar enerji kazanması gerekir. TED ومن أجل رفع طاقة الإلكترونات من المستوى الأدنى إلى مستويات أعلى، يحتاج الجزيء إلى اكتساب مقدار معيّن من الطاقة.
    Bu eşleşme gerçekleştiğinde, molekül enerji kazanırken foton kaybolur. Böylece gökkuşağımızda küçük bir aralık oluşur. TED وعندما يحدث هذا التطابق، يختفي الفوتون بينما يحصل الجزيء على طاقته، ويصبح لدينا فراغ صغير في قوس قزح.
    Kuantum süperkonumu, bir parçacığın iki ya da daha fazla yer ve halde eşzamanlı olarak bulunabileceğini ifade eder. Open Subtitles المكان الخارق في نظرية الطاقة يقول بأن الجزيء ممكن أن يكون في مكانين أو أكثر بشكل مستمر.
    Ve saygıdeğer meslektaşıma göre biz onu gözlemleyene kadar o parçacık aslında var olmuyor. Open Subtitles ووفقا لزميلي العزيز هنا لاوجود لهذا الجزيء حتى نلاحظهُ
    Görünür olsun ya da olmasın bu molekülü gayet iyi biliyoruz. TED لذا سواءً كان مرئيًا أم لا، نحن نعرف هذا الجزيء بشكل جيد.
    Önemli bir şey öğrendik ki, her bakteride tıpatıp aynı molekülü yapan tıpatıp aynı enzim var. TED و الشيء المهم الذي ادركناه هو ان كل بكتيريا لديها نفس الانزيم بالضبط و تقوم بعمل نفس الجزيء بالضبط
    Burada, yalnızca türler arası molekülü kullanıyorum ancak mantık tamamen aynı. TED في هذه استخدم فقط الجزيء الذي يصل بين الأصناف ولكن النظرية هي نفسها.
    Ya ben bu molekülü bende hastalık yapan ve akciğerlerimi henüz ele geçirmiş bir bakterinin üzerine yapıştırsam? TED مذا لو وضعنا هذا الجزيء كشريحة داخل البكتريا والتي كانت ضارة لي ، والتي دخلت عنوة لرئتي
    Ancak molekülün sağ tarafı, her bakteri türünde biraz değişik. Bu durum, her bakteri türünün TED ولكن يوجد في الجزء الايمن من الجزيء اختلاف بسيط في كل الاصناف وهذا يقوم على منح
    Tekrar kimyaya dönüyoruz. Bu ortak molekülün ne olduğunu bulduk, son slaytımdaki pembe yuvarlaklar, o ortak moleküllerdi. TED ثم نعود للكيمياء مره اخرى حيث قمنا باكتشاف ماهو هذا الجزيء الشامل وذلك هو الجسيم البيضوي الوردي في شريحة العرض السابقة
    bu uçağın içerisi tatile gitmek için kullandığınız uçaklara benzemiyor. Bu, molekülün bulunduğu bölgede ölçümler yapabilmek için kullandığımız bir uçan laboratuvar. TED فإن داخل الطائرة لا يشبه أي طائرة أخرى تركبونها للإجازة. هي عبارة عن مختبر طائر استخدمناه لأخذ القياسات في منطقة هذا الجزيء
    Dağılımın deseni molekülün şeklini hesaplamada kullanılabilir. Open Subtitles و الشكل الناتج من التبعثر يمكن أن يستخدم في حساب شكل الجزيء
    Yaptığım tek şey, bir molekül boyutu kadar kendimi bir milyon kat küçültmek. Gerçekten öyle hissettiriyor, kesinlikle denemelisiniz. TED و ماقمت به حرفياَ هو تصغير نفسي ملايين المرات إلى حجم الجزيء وهذا شعور يجب أن تجربه،
    Bakterilerin, ikinci bir sinyal üreten ikinci bir enzimleri daha var ve bu enzimin kendi ayrı reseptörü mevcut. Yani bu molekül, bakterilerin ortak dili. TED فاذا لديها إنزيمة اخرى تقوم بعمل إشاره اخرى ولديها جهازاستقبال خاص بها وهذا الجزيء هو لغه التعامُل بين البكتيريا
    Çok ilginç, o kütüphanede yalnızca bir molekül bu kriterlere uydu ve o molekül de Halocin çıktı. TED من المثير للاهتمام وجود جزيء واحد يطابق هذه المعايير في المكتبة فقط، وتبين أن هذا الجزيء هو الهالوسين.
    Bir parçacığın hızını ne kadar doğru ölçersek uzaydaki yerini o kadar az doğru ölçebiliriz. Open Subtitles سرعة الجزيء كلما لم نتمكن من قياسها في الفضاء
    Bu parçacık -- burada olabilir, ve burada da olabilir, ve buranın üzerinde de olabilir. Open Subtitles متعامدا" مع رقبة الغيتار في هذا الإتجاه ----- الجزيء يمكن أن يكون
    Bu biyomoleküller kiralite denen bir varlığa sahiptir ki bu bir molekülle onun ayna görüntüsünün aynı olmadığı anlamına gelir. TED هذه الجزيئات تحوي خاصية تدعى عدم التناظر المرآتي، مما يعني أن الجزيء والصورة طبق الأصل عنه غير متطابقين.
    Bu adaptörle parçacığı yakalayıp onu muhafaza ünitesine koyana kadar tutabilirim. Open Subtitles مع هذا المحول، أستطيع حمل الجزيء فترة كافية لوضعه في وحدة الإحتواء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more