İnsanlar resimlerin, filmlerin veya müziklerin güzel olduğunda hemfikirdir, çünkü kültürleri ortak bir estetik tat yaratmıştır. | TED | يتفق الناس على أن اللوحات أو الأفلام أو الموسيقى بأنها جميلة بسبب ثقافاتهم التي حددت تماثل الذوق الجمالي |
Üst Paleolitik sanat ile ilgili en şaşırtıcı şey ise bir estetik ifade biçimi olarak neredeyse 20,000 yol boyunca sürmüş olmasıdır. | TED | والشيء المذهل في فن العصر الحجري أن التعبير الجمالي قد دام لمدة 20000 سنة |
Bunun yanında sanatçılarla da işbirliği yaptık. Sanatçılar, ağaçların ve orman tepe örtüsünün estetik güzelliğini anlayabilen ve aktarabilen insanlar. | TED | لقد قمنا أيضا بشراكات مع الفنانين، مع الناس الذين يفهمون ويمكنهم الاتصال مع الجانب الجمالي من أشجار الغابات والمظلات. |
Hiç atletik estetiği yok. Ama öte yanda ben. | Open Subtitles | وليس بالجانب الجمالي والانهيلي ،فيبلدتي.. |
Hiç atletik estetiği yok. Ama öte yanda ben. | Open Subtitles | وليس بالجانب الجمالي والانهيلي ،فيبلدتي.. |
Değişken tarzı ve estetiğiyle mimar Daniel Burnham tam bir mimari pukalemundu. | Open Subtitles | كان دانيال بورنهام مهندسا معماريا تميز بأسلوبه الجمالي و المتحول مما جعله مهندسا معماريا "حربائيا" متأصلا |
Değişken tarzı ve estetiğiyle mimar Daniel Burnham tam bir mimari pukalemundu. | Open Subtitles | كان دانيال بورنهام مهندسا معماريا تميز بأسلوبه الجمالي و المتحول مما جعله مهندسا معماريا "حربائيا" متأصلا |
Müzik estetik güzelliği aşıyor. | TED | الموسيقى تسمو فوق الجمال الجمالي وحده. |
Bu benim için gerçekten çok şey ifade ediyor, çünkü araba tasarımcıları genelde pek itibar görmüyor, sonuçta biz ışıklı sehpa kitapları üretmiyoruz ve arabalar genelde bir ürün olarak algılandığı için zor olan şey işin estetik boyutunu sanat için kullanılan terminolojiye taşımak. | TED | و هو شيء يعني لي الكثير, لأن مصممي السيارات عادة ما يكونون منخفضين على الصعيد الإنتمائي, نحن لا نصنع طاولات قهوة للكتب تحتوي على مجرد ضوء واحد, و السيارات يتم فهمها على أنها منتجات حتى أنه أصبح من الصعب الدخول في الجانب الجمالي تحت نفس المسمى الذي سيناقشه المرء كفن. |
Hiç sevmedim. Hiç estetik değil: | Open Subtitles | إنها تشوه حسي الجمالي. |
Benimle olan rutin kontrolleri dışında hep Dr. Tannen'laydı. Hep estetik. | Open Subtitles | عدا قدومها من أجل بعض الفحوصات الإعتيادية لديّ قام الطبيب (تانن) بكل العمل الجمالي |
Çok basit, senden haz almıyorum. estetik açıdan. | Open Subtitles | أنت وصمة عار للمعنى الجمالي |
"Yeni estetik"... | Open Subtitles | الجمالي الجديد |