Herkes havanın on beş gündür kuru ve güzel olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لقد أخبرني الجميع أنها كانت أمسية جيدة و جافة في البارحة |
Bak, eğer şimdi başlatırsak Herkes senin hakkında konuştuğunu bilecek. | Open Subtitles | اسمعي ، إذا أطلقناه الآن فسيعلم الجميع أنها تتحدث عنكِ |
Beyin kanseri vardı bu yüzden Herkes hayal gördüğünü düşündü. | Open Subtitles | كان لديها سرطان الدماغ، لذلك يعتقد الجميع أنها كانت وهمية. |
herkese, seni birkaç kez masanda uyurken yakaladığını, alkolik ya da hapçı olabileceğini söylüyordu. | Open Subtitles | كانت تخبر الجميع أنها رأتك نائمة على مكتبك و أنه لا بد أنكِ ثملة |
herkese benim hatam diyeceğim İyi olacak. | Open Subtitles | سأخبر الجميع أنها كانت غلطتي ستكون بخير, يوم واحد |
Bulutun altında daha serin olduğunu Herkes bilir. | TED | يعلمُ الجميع أنها أكثر برودة تحت الغيوم. |
Herkes onun bu biyolojik hastalıkla kahramanca savaştığının farkındaydı. | TED | أدرك الجميع أنها تكافح مرضًا جسديًا بكل بسالة. |
Herkes, diğerlerinin sevdiğini söylediği, sonra kendilerinin de okuyup sevdiği bu senaryoların listesini paylaşıyordu. | TED | الجميع كان يشارك هذه القائمة من النصوص التي قال الجميع أنها تحب يقرأهم ثم يحبهم أنفسهم |
Hala benim hatam olmadığını Herkes bildiği halde niye bu kadar umutsuz göründüğümü bilmiyorum | Open Subtitles | ما زلت لا أعرف لماذا كنت مستميتاً كي يعرف الجميع أنها لم تكن غلطتي. |
Herkes doğru olduğunu kabul edene kadar aynı yalanı söyledi söyledi durdu özellikle de bana, beni suçlamayı çok seviyordu. | Open Subtitles | نفس الكذبة مراراً وتكراراً حتى صدق الجميع أنها حقيقة خصوصاً أنا، الشخص التي تحب أن تلوم |
O kovulursa Trent'in mahvolacağını Herkes biliyor. | Open Subtitles | يعلم الجميع أنها ستسحق ترينت إذا كان أرسلت بعيدا. |
Herkes yine sabahladığını düşünmüştür. | Open Subtitles | لقد اعتقد الجميع أنها واحدة من لياليه الطويلة. |
Çünkü geldiğimiz yere bakarak, Herkes sahte olduğunu varsayacak. | Open Subtitles | لأنه من حيث أتحدر، سيفترض الجميع أنها مزيفة. |
Herkes onun çok şanslı küçük bir kız olduğunu konuşuyor sadece. | Open Subtitles | يعتقد الجميع أنها محظوظة لأن العائلة تربيها |
Gelecekte daha dikkatli olması gerekli yoksa Herkes içişlerinde çalıştığını anlayacak. | Open Subtitles | بالطبع كنت إنها بحاجة لتكون أكثر حذراً في المستقبل، لئلا يكتشف الجميع أنها تعمل لدى الشؤون الداخلية |
Herkes çocuklarının en iyi öğretmeninin annem olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | لطالما قال الجميع أنها أفضل معلمة درست أبناءهم إطلاقاً |
O zaman neden herkese pilin sende olduğunu söyledin? | Open Subtitles | إذاً لماذا أخبرتِ الجميع أنها معكِ ؟ لماذا ؟ |
Eğer öğlene kadar bu cümlelerin hepsini söylerse herkese sıcak çikolata ısmarlayacağım. | Open Subtitles | وعليه فقد وعدت الجميع أنها لو قالتها كلها قبل الظهيره سألطلب شكولاته ساخنه |
İkiniz içeri girip herkese bunun sizin partiniz olduğunu söylemelisiniz. | Open Subtitles | لذا يجب أن تذهبوا فقط إلى هناك و تخبروا الجميع أنها حفلتكم |
Eski ve paslı bir arabaya bir kat boya çekip herkese iyi durumda olduğunu söylemeye benziyor. | Open Subtitles | الأمر أشبه بطلي عربة صدئة قديمة كي يظن الجميع أنها صالحة لكنها ليست صالحة. |
herkese onun hasta olduğunu söyledi, ama annem intihar etti. | Open Subtitles | .... أخبر الجميع أنها مريضة لكن أمى أنتحرت |