"الجوعى" - Translation from Arabic to Turkish

• açlıktan
• aç
• açları

Amerikan Kızılhaç'ı açlıktan ölen Polonyalı köylülere yiyecek dağıtıyor.
وزع الصليب الأحمر الأمريكي مساعدات غذائية للفلاحين البولنديين الجوعى

O kurtarılmamız halinde dünyadaki açlıktan ölen çocuklar için.
انا أقوم بحفظه من أجل الأطفال الجوعى في العالم في حالة ما تم إنقاذنا

açlıktan ölen çocuklar için tadının iyi olduğuna emin olmaya çalışıyorum.
أنا فقط أتأكد من أنه مناسب للأطفال الجوعى

Dünyanın en iyi şirketlerini kurarken ayrıca rekor sayıda çocuk aç geziyor.
شيدت أفضل شركات العالم وأعلى أرقام قياسية من الأطفال الجوعى.

Tamam, geri kalan aç tavşanlar, elimizde varken alın.
حسنا أيها الأرانب الجوعى لننظر على ما ستحصلون هاك قطعتك, هل أنت سعيد الآن ؟

Bir aşçı olarak, açları ve fakirleri doyurarak Tanrı'ya hizmet ediyorum.
بصفتي طاهية ، أخدم السماء بإطعام الجوعى والفقراء

Buradaki çalışmalarım, ...araştırmalar, ...açları doyurmak...
.. العمل الذي أقوم به هنا ... البحث .. إطعام أولئك الجوعى

açlıktan ölen, donan çocukların zenginlerin zengin kalması için birbirlerini öldürmesi.
بعض من الأولاد الجوعى .. المُتجمدين يقتلون بعضهم البعض لكي يظل الأغنياء ..

Ne açlıktan kıvranan toprak sahipleri ne de parasını alamayan askerler göğün yarılmasını ve Tanrı'nın lütuflarının yağmasını bekleyemez Oliver!
لن ينتظر الجوعى والجنود الفقراء لإلهام الرب لك

Haklısın, ben kapıda durup açlıktan ağlayan beş çocuğumu dinlemezdim.
وإنك محق لما وقفت... منصتاً لبكاء أطفالى الجوعى

aç onu. - Yapamam. O açlıktan ölen çocuklar için.
لا أستطيع هذا يا (بيتر)، إنه من أجل الأطفال الجوعى

Çocukları açlıktan ölmek üzere olan babalar bile oraya gitmeye zorlandı.
فحتى أرباب البيوت الذين يحتاجون لإطعام أطفالهم الجوعى... أُجبروا على العمل هناك،

aç insanlar için konserve yiyecek topluyorduk.
.. كنا نجمع الأطعمة المعلبة للمساكين الجوعى في

Eminim ki, Başkanlar Günü'nde de bayağı aç insanlar vardır.
أنا على يقين من وجود الكثير من الجوعى بقيّة أيام السّنة

Ne tür bir adam kendini kurtarmak için aç çocuklardan bahseder ki?
مانوع الرجال الذين يكذبون حول إنقاذ أطفالهم الجوعى ؟

Bütün mal varlığına el koyularak Tandoor'un fakir ve aç insanlarına dağıtılmış.
و تم الحجر على أملاكه, و أعطيت للناس الفقراء و الجوعى في تندور

"Hastaları iyileştirin, açları doyurun zayıfları gözetin, ve daima yalnız dua edin" dedi.
بل هذا الرجل. لقد قال في وصاياه" داوي المرضى وأطعم الجوعى, وارعى الضعيف بيننا, ودائمًا فلتصلِ في خلوة."

Benim kilisem, açları doyuruyor.
تُطعم كنيستي الجوعى.