| O kadar yakın geçecek ki, Hava durumu uydularımızın hemen altından dolanacak. | TED | وسيدنو قريباً جداً منا لدرجة أنه حقيقة سوف يمر تحت أقمارنا الجوية. |
| Aslında 8. Hava Kuvveti tarafından bombalandı. Sakın siz Amerikalıları suçladığımı düşünme. | Open Subtitles | فى الحقيقة,انه قصف من القوة الجوية الثامنة لهذا لا ألومكم أيها الأمريكان |
| Bu arada Hava kuvvetlerinizi geri çekin. Yolcularımı hasta ediyorlar. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، الغي قوتك الجوية لانهم يجعلون مسافريني مرضي |
| Bir gün içinde, Japon deniz kuvvetlerinin Hava gücü, âdeta yok edilmişti. | Open Subtitles | فى يوم واحد، تم تدمير سلاح القوات الجوية اليابانية المحمولة بحراً بالكامل |
| Bunlar Hava kuvvetleri jetleri. Roketleri ve düşük seviye radarları var. | Open Subtitles | . هذه مقاتلات القوات الجوية يحملون صواريخ ، ردار للتحليق المنخفض |
| Sekizinci Hava Kuvvetleri'nin görev uçuşu serisini tamamlayan ilk ekibi. | Open Subtitles | أول طاقم في القوة الجوية الثامنة تُكمل جولة الواجب كلها |
| ...üç Amerikan Hava Kuvvetleri helikopteri çalıntı nükleer silahları takip ediyoruz. | Open Subtitles | ثلاثة مروحيات من القوات الجوية الامريكية فى مطاردة لأسلحة نووية مسروقة |
| Ona polis üzerinde herhangi bir yetkim yok, ben Hava kuvvetlerindeyim elimden ne gelir ki diye cevap verdim. | Open Subtitles | حسناً ، أنا ليس لى أىّ نفوذ فى الشرطة ، أنا فى القوّات الجوية ماذا يُفترض أن أفعل ؟ |
| George ve ben Hava Kuvvetleri gerçekten bizim ilk savunma... | Open Subtitles | أنا و جورج خدمنا سوياً عندما كنا فى القوات الجوية |
| Ben buraya tayin edilen son Kraliyet Hava Kuvvetleri üyesiyim. | Open Subtitles | أناآخر القوة الجوية الملكية ما زال منسّب خارج هنا، تعرف. |
| Ya da Nellis Hava Üssü'nden kalkan herhangi bir uçak. | Open Subtitles | و أي شئ أخر يطيرونه من قاعدة نيليس للقوات الجوية |
| Mart Hava Üssü'nden çalınan nükleer savaş başlıklarının arkasında olduklarını söylediler. | Open Subtitles | بإنهم وراء سرقة الرؤوس النووية في مارس من قاعدة القوات الجوية. |
| Kadrolu psikiyatrımız dört yıl boyunca burada Hava kuvvetleri danışmanıydı. | Open Subtitles | طبيبتنا النفسانيه المقيمه كانت مستشار للقوات الجوية هنا لأربع سنوات. |
| Amerikan halkı, Hava Kuvvetleri subaylarının suikastçi olmalarından hoşlanmazlar, Jack. | Open Subtitles | الشعب الأمريكي لايريدون ضابط القوات الجوية أن يكون قاتلاً جاك |
| Hava Kuvvetleri çalışanlarını yemeğe çıkartmak işimizin değişmez bir parçası. | Open Subtitles | عشاء وارضاء موظف كبير بالقوات الجوية أمر شائع في عملنا |
| Hava Birimi 1, Küresel Yer Bulma Sistemi GPS'le bağlantı kuruyor. | Open Subtitles | الوحدة الجوية الأولى تفصل جي بي إس لتَحديد مكان منطقة الهدف |
| Son yedi yıldır, Hava Kuvvetleri, Yıldız Geçidi adıyla bilinen bir uzaylı cihazı aracılığıyla başka gezegenlere ekipler göndermekte. | Open Subtitles | للسبع سنوات الماضية , القوات الجوية كانت ترسل فرقها لكواكب أخرى عن طريق جهاز فضائي معروفة باسم بوابة النجوم |
| Emri verdiğimde, Hava kuvvetleri üssünde her şeyin hazır olacağından emin ol. | Open Subtitles | تأكد من أن كل شيء في القاعدة الجوية جاهز حتى أعطي الأمر |
| 2 hafta önceye kadar, Sun Havayolları'nın uçaklarını kontrol ediyordum. | Open Subtitles | وحتى قبل أسبوعين ، كنت تفتيش طائرة للخطوط الجوية الأحد. |
| Üzerinden geçip gittiğimiz bir şey, bir Havayolu haritası üzerindeki mavi bir yama. | TED | إنه فقط شيء نطير فوقه، بقعة من الزرقة في خريطة للخطوط الجوية. |
| Havadan hedefe nişan alma alıştırması komutanım. Öldürüp bırakmak istemedim. | Open Subtitles | بعض التمارين على الأهداف الجوية لم أرد أن أتركها خلفي |
| Fırtına aktivitesini ölçmek için meteoroloji uzmanlarının kullandığı bir ölçek. | Open Subtitles | إنه مقياس يستخدمه علماء الأرصاد الجوية لقياس نشاط العواصف الرعدية. |
| Ancak bu imalat teknikleri otomotiv hız ve maliyetini Havacılık performansı ölçeğine taşıyabilir. | TED | لكن يمكن لتقنيات التصنيع هذه أن تلائم سرعة السيارة وكلفتها مع أداء المركبات الجوية. |
| Air France sayesinde voliyi vuracağız. Çantalar dolusu para geliyor. | Open Subtitles | الصفقة الكبيرة قادمة من الخطوط الجوية الفرنسية حقائب مليئة بالمال قادمة |
| İlk sesten hızlı uçuş ne zaman yapıldı biliyor musunuz Ajan Mulder? | Open Subtitles | هل تعرف متى كانت الرحلة الجوية الخارقة للصوت الأولى, أيها العميل مولدر؟ |
| Kuşlar yeterince doyduklarında havada senkronize bir şekilde eğlenmeye başlarlar. | Open Subtitles | تزوّد بالوقود عندما يبتهجون في مزامن العروض الجوية |
| American Travelways 282 sefer sayılı uçak, Boumedienne Havaalanı'ndan bildiriyoruz. | Open Subtitles | طائرة الخطوط الجوية الأمريكية الرحلة 282 معكم مطار بو ميدين |
| Atmosfer sirkülasyonu, atmosferdeki su ve havanın geniş çaplı hareketi değişiyor ve bulutlar da buna ayak uyduruyor. | TED | الدورة الجوية في حركة على نطاق واسع من الهواء والماء في الغلاف الجوي، هي تتغير، والغيوم تتأثر بذلك. |
| Doğru atmosferik şartlar altında kendiliğinden yanabilirsiniz. | Open Subtitles | تحت الظروف الجوية المناسبة من الممكن أن يحدث احتراق تلقائي |
| Sadece İHA'ları düşünmeyin. | TED | ولا تفكروا فقط بالمركبات الجوية بدون طيار. |