Kötü adamlar, iyilerden daima fazladır Mikey. | Open Subtitles | سيكون هناك دائمآ رجال سيئيين أكثر من الجيدين يا مايكى |
Salı 7'de. Sen iyilerden birisin, Osborne. | Open Subtitles | الثلاثاء فى السابعه انت واحده من الجيدين اوزبورن |
En ama en iyiler bile eninde sonunda bir hata yapar. | Open Subtitles | حتـى الاشـخاص الجيدين ينتهي بهم الامر بشـكل سـيء |
Ama kötüleri koruduğunda, iyiler için işi zorlaştırıyorsun. | Open Subtitles | أجل, ولكن يمكنك جعل الأمر صعب علي الجيدين |
Bir çok iyi kalpli insan buraya kadar gelebilmek için can verdi. | Open Subtitles | لقد مات مننا الكثير من الأشخاص الجيدين لكي يجعلونا نصل إلي هنا |
Savaş bana kötülüğün yükselmesi için iyilerin hiçbir şey yapmamasının yeterli olduğunu öğretti. | Open Subtitles | معارك الحرب علّمتني الشئ الوحيد الضروري لإنتصار الشّر أنَ الرجال الجيدين لا يفعلون شيئاً |
Bu eğitime katılanların arasında gördüğüm en iyilerden biriydin. | Open Subtitles | انت واحد من الرجال الجيدين الذي رايتهم يتخطون هذا الاختبار |
Aşağı inmeyi başarırsak... onlar bize ateş açmadan kötüleri iyilerden ayırt edemeyiz. | Open Subtitles | و إذا تمكنا من عبور الطابق نزولاً على الدرج ما زلنا لا نستطيع أن نميز الناس الجيدين من الأشرار -حتى يطلقوا النار علينا |
Victor da, bu iyilerden biri ve hiç şansı dönmüyor. | Open Subtitles | و (فيكتور) أحد هؤلاء الجيدين الذين لمْ يحصلوا على فرصة |
İyilerden bir tanesi. | Open Subtitles | واحد من الابناء الجيدين |
Hayır, Aidan öyle biri değil. O iyilerden biri. | Open Subtitles | لا (ايدن) ليس هكذا هو احد الجيدين |
Ama kalmayacak. İyiler hiç kalmaz zaten. Fakat gidene kadar iyi yemek yiyeceğiz. | Open Subtitles | لن تبقى، لا يبقى الطهاة الجيدين لكن سنأكل طعاماً لذيذاً حتى تغادر |
Sanki tüm iyiler kapılmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو ان الجيدين كلهم قد أُخذوا |
Kötülere iyilik yapıyorsun... ama iyiler için iyilik yapmıyorsun. | Open Subtitles | ولا تفعل شيئاً جيداً للناس الجيدين |
Onun yaşına geldiğinde iyiler hep kapılmış oluyor. | Open Subtitles | بعمرها، كل الجيدين تم خطفهم بالفعل. |
Sadece en iyiler işine sadık olurlar. | Open Subtitles | الأمر فقط إن الجيدين لديهم إلتزامات |
Bir çok iyi adam kaybettim. Bir gazinin hislerini iyi bilirim. | Open Subtitles | فقدت العديد من الرجال الجيدين, لذا أعلم من أنت و بماذا تشعر. |
Bir çok iyi adam kaybettim. Bir gazinin hislerini iyi bilirim. | Open Subtitles | فقدت العديد من الرجال الجيدين, لذا أعلم من أنت و بماذا تشعر. |
Sanırım pek çok iyi arkadaşın vardır. | Open Subtitles | أفترض أن لديك الكثير من الأصدقاء الجيدين |
En iyilerin de iyileri yaz boyu burada kalıyorsa da şahinlerin çoğu bu mağarayı bir yol üstü lokantası olarak kullanıyor. | Open Subtitles | "أفضل الجيدين" يبَقِيَ لمدة فصل الصيف بأكمله, ولكن معظم الصقور المهاجرة تستخدم الكهف كمطعم للمرو من جانب إلى أخر. |
İyilerin yanından. | Open Subtitles | الأشخاص الجيدين |
Kötü akrabalar sayesinde iyilerin kıymetini daha iyi anlarsınız. | Open Subtitles | ليساعدك على تقدير الجيدين |