"الحجم" - Translation from Arabic to Turkish

• büyük
• büyüklükte
• boy
• boyutta
• boyut
• boyda
• büyüklükteki
• boyuttaki
• büyüklük
• boyutu
• boyutlarda
• beden
• boyu
• ölçüde
• küçük

Sık tekrarlanan, büyük çaplı görevlerde makineler ile rekabet etme şansımız hiç yok.
ليس لدينا أي فرصة للتنافس مع الآلات في المهام المتكررة، ذات الحجم الكبير

büyük veya küçük olsan bile Ayın büyüklüğü aynı gözüküyor.
القمر يبدو بنفس الحجم ، سواءًا كان كبيراًَ أم صغيراً

Şirket bu büyüklükte bir vericiyi nereye saklamış olabilir? Bir şekilde bunu becerdiler.
لا أدري أين خبأت الشبكة شيئاً بذلك الحجم و لكنهم نجحوا في ذلك

Neredeyse koca bir tır ve orta boy bir köpek tarafından eziliyorduk.
كنا سنسحق تقريباً من قبل شاحنة كبيرة و من كلب متوسط الحجم

Onların da elektromanyetik silahları var. Bu boyutta gemilerde asla görmediğim bir şey.
لديهم أسلحة بنادق أيضاً ، لم أراهم في سفن بتلك الحجم من قبل

Sentetik bir ormanın, gerçeğine göre önemli bir avantajı var: boyut.
لدى الغابة الاصطناعية ميزة هامة عن الغابة الحقيقيّة من ناحية الحجم.

Aslında, Jerry, uzun zamandır o kadar büyük bir salonda çalışmadın.
لعلمك يا جيري، لم تعمل في قاعة بهذا الحجم منذ مدة.

Bir Duble Çizburger alacağım, büyük cips ve büyük kola.
سأخذ تشيزبرجر و بعض قطع البطاطس و كوكاكولا كبيرة الحجم

Arka koltukta bir ayak izi bulduk. Speck'inkinden birbuçuk kat daha büyük.
التقط أثر قدم في المقعد الخلفيّ الحجم و نصف أكبر من البقعة.

- Böyle bir ev için oldukça büyük. - Çok terliyorum.
ـ جهاز كبير جداً على منزل بهذا الحجم ـ أشعر بالحر

Şubeniz bu büyüklükte bir parayı idare edebilir, değil mi?
افترض أن فرع بهذا الحجم يستطيع التعامل مع هذه الأموال

Bu büyüklükte bir osteoma, başağrısı, sinüzit... hatta daha kötü şeylere sebep olabilir.
ورم عظمي بهذا الحجم يمكن أن يسبّب صداعا وجيوب أنفية ، وربّما أسوأ

Daha önce bu büyüklükte saldırıdan sağ çıkan bir grup görmemiştim.
لم أرى مجموعة ينجون من إعتداء بهذا الحجم غير مصابين بأذى.

Buradaki ilk yemeğini istedim ve süper boy olsun mu diye sordular.
ها هي أول وجبة في هذه المدينة وسألتني أيضاً عن الحجم السوبر

Gazı tünelden emip çıkartacak devasa boyutta bir gaz bacası yapmam gerekecek tıpkı bir vakum gibi, petrol sahalarındakine benzer.
سأقوم بصنع حارق ضخم الحجم ليمتص شطط الغاز من الأنفاق الأرضية و يحرقه في الفراغ مثلما يحصل في حقول النفط

Ama ben daha büyüğüm. Bu gezegende önemli olan boyut.
انا اضخم , و فى هذا الكوكب الحجم هو المقياس

Ve bu, oldukça ufak bir scooter bu boyda bir beyefendi için.
وهذا سكوتر صغير للاشخاص المحترمين من هذا الحجم

Bu büyüklükteki depoda daha fazla görevli olmalı. - Onlar nerede?
ساحةً بهذا الحجم تستدعي وجود الكثير من ضباط الشرطة، فأين هم؟

Belki aynı boyuttaki 2 beyin aslında çok farklı miktarlarda nöron içeriyorlardı.
قد يوجد دماغان ذوا الحجم نفسه إلّا أنهما مكونان من عددين مختلفين جداً من الخلايا العصبية.

büyüklük, şekil ve bazen de renk olarak farklılık gösterirler.
تختلف في الحجم,الشكل, وفي بعض الاحيان اللون

İş gücünün asıl boyutu, rakamların gösterdiğinden bir milyon daha az.
الحجم الحقيقي للقوى العاملة هو بالفعل مليون أقل من الأرقام تظهر.

Aynı boyutlarda başka bir tane bulmamız gerekiyor.
ربما لا علينا إيجاد واحد آخر بنفس الحجم بالضبط

Kalbim bana üçbuçuk beden kadar büyüktü.
لقد كان حجم قلبي ثلاث مرات ونصف أكبر من الحجم الطبيعي

boyu neredeyse 160 cm olan, minik sarışın bir dinamoydu.
لقد كانت دينامو صغيرة الحجم شقراء، والتي بالكاد تبلغ ثلاثة خمسة أقدام.

büyük ölçüde bilgi içeriği toplamınızı sağlayan alternatif diğer yollar, daha az verimli ve gizliliği daha fazla ihlal etmektedir.
البديل لذلك هو بديل اقل كفاءه و اكثر تعديا على الخصوصيه, والمتمثل في جمع محتويات هائله الحجم.