sınırı aştın. Ve bunu tekrar yapabileceğin gerçeği aklıma gelip duruyor. | Open Subtitles | إنّك تعدّيت الحدّ يا صاح، وإمكانيّة أن تكرار ذلك تؤرّق خُلدي. |
sınırı asla geçmemem gerektiğini ve bunun ne kadar yanlış olduğunu anladım. | Open Subtitles | كان يجب ألاّ أتجاوز الحدّ أبداً، كان خطأ فظيعاً |
Bana kalırsa cevaplar sınırı çizdiğin yerde. | Open Subtitles | أظنّ أنّ ذلك يوضح الحدّ الذي لا تتجاوزينه |
Üzgünüm, emperyalist... hükümet hergün o çizgiyi geçiyor. | Open Subtitles | آسف، الحكومة الامبرياليّة تشطب .هذا الحدّ كلّ يوم |
Er ya da geç hepimiz o çizgiyi geçiyoruz. | Open Subtitles | أتعلمين، عاجلا أم آجلا سنجتاز كلّنا الحدّ بطريقة ما |
Ve iş başarıya geldiğinde tek sınır, hiçbir sınırın olmayışıdır. | Open Subtitles | وعندما يتعلق الأمر بالنجاحَ الحدّ الوحيد هو أنه ليس هناك حدود. |
Hatta ileri gidip, bu sene kupayı kazanacağımızı söyleyebilirim. | Open Subtitles | وأنا أذهب إلى هذا الحدّ بالنسبة إلى الرأي بأنّنا يمكن أن نربح حتى كأس هايستينجز هذه السنة. |
Sonuç olarak, Alice eğer biri sana zarar vermek isterse doğaüstü ya da değil ilk önce bizi geçmesi gerekiyor. | Open Subtitles | الحدّ الأدنى، أليس إذا أي شخص يحاول إيذائكِ عالم ماوراء الطبيعة أو لا |
Bu noktaya beynimiz sayesinde geldik, tarihteki her insandan daha ileriye. | Open Subtitles | بلغنا هذا الحدّ بفضل عقولنا متقدّمين عن أيّ إنسان في التاريخ |
Eninde sonunda sınırı geçeceğini düşünmek o kadar da zor değil. | Open Subtitles | ليس صعباً التخيّل أنّك تجاوزت الحدّ أخيراً. |
Anlıyorum! Anlıyorum. sınırı aştığımı biliyorum. | Open Subtitles | مفهوم، مفهوم، أعي أنّي تجاوزت الحدّ وخسرت ثقتك. |
konteynırlar bölgenin etrafına sınırı korumak için yerleştirildi. | Open Subtitles | حاويات الشحن تمّ وضعها حواليّ المحيط لتأمين الحدّ. |
- sınırı aşmaktan korkma. | Open Subtitles | "لا تخشَ من تجاوز الحدّ" إنّها حجّة قديمة |
- sınırı aştım. - Hayır, aslında iyi oldu. | Open Subtitles | لقد تخطيت الحدّ - لا، في الحقيقة لا بأس بذلك - |
Ama eğer bu çizgiyi geçersen, geri dönüşü kolay değil. | Open Subtitles | لكنْ إنْ تجاوزتِ هذا الحدّ فرحلة العودة ليست سهلة |
Sonunda, her şey tersine döndüğünde Hawkman bir çok kez çizgiyi aştı ve bu çizgi onunla birlikte yok oldu. | Open Subtitles | وحتى حينما انقلب كلّ شيء رأساً على عقب. تخطّ "الرّجل الصقر" الحدّ عدّة مرّات حتى لم يعد الحد ظاهراً. |
Bugün o çizgiyi bir kez aştın. | Open Subtitles | لقد تجاوزتَ ذلك الحدّ مرّةً اليوم |
- Fakat, eğer çizgiyi geçerseniz... - Bize hesap verirsiniz. | Open Subtitles | ... رغم ذلك، إن اجتزتم الحدّ - فستمثل أمامنا - |
Eskiden, sınır'ın diğer tarafında bir korucuydum. | Open Subtitles | أنا كنت دليل أثر على الجانب الآخر من الحدّ |
Bu ikimizin de geçmek istemeyeceği türden bir sınır. | Open Subtitles | هذا الحدّ لا نريد أن نعبره كلانا |
Ben sadece o seksi cankurtaranın geri gelmesini istedim. Bu kadar ileri gitmesini istememiştim. | Open Subtitles | أردت فقط أن يعود هذا المسعف المثير لم أقصد أن تذهب الأمور إلى هذا الحدّ |
Bu kadar ileri gitmesine izin verdiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | هاك، أنا آسف أنّني تركت الأمر يصل إلى هذا الحدّ |
Sonuç olarak, beni hindi yapacaksın, bir hafta içinde, bu kadar olacağını biliyoruz. | Open Subtitles | الحدّ الأدنى، نحن ذاهِبونَ إلى الديك الرومي يَسْرجُني وفي في الإسبوع، نحن سَنَعْرفُ إذا أَخذَ. |
Ama bizi bu noktaya getirmek iyi bir işti. | Open Subtitles | لكنّ ما عملتَه للوصول لهذا الحدّ هو جيّدٌ |