"الحقيقةَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerçeği
        
    • doğruyu
        
    • Gerçek
        
    • gerçekleri
        
    • aslı
        
    • Doğrusu
        
    • gerçeğini
        
    • doğruları
        
    Ve, sonunda hayatında ilk kez gerçeği söylediği ortaya çıktı. Open Subtitles وهو يَظْهرُ، هذه المرة الأولى في حياتِه هو يُخبرُ الحقيقةَ.
    Ve Louis senden bilgi çıkartamaz, eğer zaten gerçeği çoktan bilmiyorsa. Open Subtitles وإنهُ لن يقدر على تحطيمك إلا لو كان يعرفُ الحقيقةَ مسبقًا.
    Ve Louis senden bilgi çıkartamaz, eğer zaten gerçeği çoktan bilmiyorsa. Open Subtitles وإنهُ لن يقدر على تحطيمك إلا لو كان يعرفُ الحقيقةَ مسبقًا.
    Olan şu, belki de hayatında ilk kez baban doğruyu söylüyor. Open Subtitles ماذا يجري، من المحتمل للمرة الأولى في حياتِه، إخْبار أبوكَ الحقيقةَ.
    Ama Gerçek şu ki, kabul töreni olmadan ekibe katılamazsın. Open Subtitles لكن الحقيقةَ أنت لا تَستطيعُ الإِنْضِمام إلى حتى تَمْرُّ بالتلقينِ.
    - Varsayalım ki, gerçekleri söylüyor gibi rol yapıyorsun. Open Subtitles لأجل النِّقَاشِ، دعنا نتظاهر بأنّك تُخبرُنا الحقيقةَ.
    gerçeği söylememi istersen hayatım hayatında yaptığın en büyük hata. Open Subtitles تُريدي الحقيقةَ عسلتي ذلك أسوأ خطأِ ارتكبتة
    Ya her şey hakkında herkese gerçeği söylerse? Open Subtitles ألسوء ما زالَ وأكثر قليلاً من المحتمل ماذا إذا قال الحقيقةَ حول كُلّ شيءِ لكُلّ شخصِ؟
    Bu mahrumiyet gerçeği, bilinçaltında sana zarar veriyor olabilir. Open Subtitles الحقيقةَ أنت محرومة وقَدْ يَعْملُ هذا داخل لاشعورِكَ، ويَؤذيك
    Lütfen bu füzelerin seri numaralarını kaydedin. gerçeği doğrulayacaktır. Open Subtitles من فضلك لاحظْ أرقامَ تسلسل القذائف.سَيُؤكّدونَ الحقيقةَ.
    O evde bir daha uyuyabilmem için, gerçeği öğrenmem gerektiğine karar verdim. Open Subtitles لو سَأَنَامُ في هذا البيتِ ثانيةً،يَجِبُ أَنْ أَعْرفَ الحقيقةَ.
    Kuveyt'ten Basra Körfezi'ne giden kuzey yolu acımasız gerçeği gözler önüne serdi. Open Subtitles على امتداد الطريقَ مِنْ شمال الكويت إلى ميناءِ البصرة العراقيِ شاهد الحقيقةَ القاسيةَ
    Bana emekli olduğunu söyledi ama gerçeği öğrendim. Open Subtitles أخبرَني تَقاعدَ، لَكنِّي إكتشفتُ الحقيقةَ.
    doğruyu söyleyip söylemediğini öğrenmek üzereyiz. Open Subtitles نحن أَوْشَكْنا أَنْ نَكتشفَ إذا هو يُخبرُ الحقيقةَ أَو لَيسَ.
    Bana doğruyu söyleyebilirdin. Open Subtitles أنت يُمكنُ أَنْ تَأخُذَ أخبرتْني الحقيقةَ :
    Öylece insanlara doğruyu söyleyip kaçamazsın. Open Subtitles أنت لا تَستطيعُ فقط تَتجوّلُ إخْبار ناسِ الحقيقةَ.
    Gerçek şu ki Amerikanın hasta bir toplum Open Subtitles إنّ الحقيقةَ في أمريكا أن أمريكا مجتمع مريض
    Bu iş için Gerçek bir kuş gövdeliye veya Gerçek bir tekboynuza bulaşmamalıydı. Çünkü Gerçek, sonunda onun büyüsünü yok eder. Open Subtitles أوه، هي ما كان يجب أنْ تَتدخّلُ مَع طمّاع حقيقي، أَو وحيدة قرن حقيقية مثلك، لأن الحقيقةَ تُذيبُ سحرَها، دائماً
    Sadece Gerçek oldukları zaman kendini uç olasılıklara aç. Open Subtitles إفتحْنفسكإلى النهايةِ إمكانيات فقط عندما هم الحقيقةَ.
    Bir gün gerçekleri öğreneceksin. Ve kendinden nefret edeceksin. Open Subtitles يوماً ما أنت سَتعلّمُ الحقيقةَ وأنت سَتَكْرهُ نفسك
    - Galiba işin aslı pek fazla dışarı çıkmıyorum. Open Subtitles أَحْسبُ الحقيقةَ تلك أنا لا أَخْرجُ الكثير، تَعْرفُ؟
    Ama Doğrusu şu ki seninle aramızda ve seninle aramızda sorunlar vardı. Open Subtitles لكن الحقيقةَ تلك الأشياءِ فقط ما كَانتْ صحيحةَ بينك وبيني. وأنت وأنا.
    Bu durumda polis gücümüzün aciz kaldığı gerçeğini kabul etmeliyiz! Open Subtitles علينا أَنْ نُواجهَ الحقيقةَ بأنّ شرطتنا عاجزة فى هذه المسألةِ
    Önce doğruları söylediğini kanıtlamalısın. Open Subtitles أولاً أنت gotta يُثبتُ بأنّك تُخبرُ الحقيقةَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more