"الحقيقة عن" - Translation from Arabic to Turkish

    • hakkındaki gerçeği
        
    • hakkındaki gerçekleri
        
    • ilgili gerçeği
        
    • hakkında doğruyu
        
    • konuda gerçeği
        
    • hakkında gerçeği
        
    • hakkında gerçekleri
        
    • ilgili gerçekleri
        
    • konusunda doğruyu
        
    • konusunda gerçeği
        
    Jonas, eşinin ölümü hakkındaki gerçeği bilmek istemiyor musun? Gerçek olan Cliff Howard. Open Subtitles جوناز، ألا تود معرفة الحقيقة عن مقتل زوجتك؟
    Gıda Sanayisi, "yemek" hakkındaki gerçeği bilmenizi istemez. Open Subtitles هذه الصناعة لا تريد لنا ان نعرف الحقيقة عن نوع ماذا ناكل
    Bu konser hakkındaki gerçekleri anlatmanı istiyorum. Süper optimist, çarpıtılmış versiyonunu değil. Open Subtitles أريدكِ أن تخبريني الحقيقة عن هذه الحفلة، لا أوهامكِ الإيجابيّة الخارقة بشأنها.
    Charlotte basın konferansından hemen önce Amanda'nın babasıyla ilgili gerçeği bildiğini söylemiştin. Open Subtitles شارلوت فقط قبل المؤتمر الصحافي اخبرتني أن أماندا تعلم الحقيقة عن أباها
    Size Bay Fitz hakkında doğruyu söylemediğini biliyorum, ama bunun nedenini de söyledi mi? Open Subtitles اعلم انها لم تخبرك الحقيقة عن الاستاذ فيتز ولكن هل قالت لك لماذا؟
    Sanırım her konuda gerçeği bilmek istediğim için. Open Subtitles .. اعتقد فقط انني اود ان اعلم الحقيقة عن كل شي
    Çünkü şunu unutmamalıyız ki bilim, insanoğlunun dünyamız hakkında ve varoluşumuz hakkında gerçeği ortaya çıkarma çabasıdır. TED لانه في الأخير، فالعلم هو أفضل جهد للبشرية لكشف الحقيقة عن عالمنا، حول وجودنا.
    Şartlı tahliye kuruluna Carrie hakkında gerçekleri söylediğin için teşekkür etmek istemiştim. Open Subtitles انا هنا لأشكرك لانك اخبرتى مسؤلين اطلاق السراح المشروط الحقيقة عن كارى
    Ve söylemek zorundayım, evimdeki Ol'pepe le pew hakkındaki gerçeği de biran önce çocuklarına söylemen gerek, Open Subtitles و يجب أن أقول لكِ أنكِ يجب أن تفكري بإخبار أطفالك الحقيقة عن ذاك الفرنسي الذي في بيتي
    Michael'ın birlikte geçirdiğimiz gece hakkındaki gerçeği bilmesi gerek. Open Subtitles ومايكل يجب أن يعرف الحقيقة عن الليله التي قضيناها أنا وأنت سويا
    Baban, yaratıklar hakkındaki gerçeği öğrenmişti. Open Subtitles لأنّه اكتشفَ الحقيقة عن المخلوقات الفضائيّة
    Kendimi, keşke babamın ölümü hakkındaki gerçeği öğrenmeseydim diye dilerken buldum. Open Subtitles أصبحت أتمنى لو أنني لم أعرف أبدا الحقيقة عن والدي.
    Gerçekten baban hakkındaki gerçeği öğrenmek mi istiyorsun? Donny görev görüşünü kaybetti. Open Subtitles هل تريدين حقّا أن تعرفي الحقيقة عن والدكٍ؟
    David hakkındaki gerçeği biliyor olabilir bu durumda bizimle beraber seni de batırır. Open Subtitles ربما هي تعلم الحقيقة عن ديفيد وفي كل الأحوال, ستسقطك معنا
    Bir dakika. Trevelyan hakkındaki gerçekleri bilmek istiyorum. Open Subtitles فقط انتظرى, انا اريد ان اعرف الحقيقة عن تريفيليان
    Geçmişim hakkındaki gerçekleri bilseydin yine de seni eğitmemi ister miydin? Open Subtitles إذا كنت تعرف الحقيقة عن حياتي الماضية فلما طلبت مني أن أدربك؟
    Gelirsem oğlumla ilgili gerçeği anlatacaktınız. Open Subtitles وقد قلت أنني لو فعلت ذلك ستذكر لي الحقيقة عن ابني
    Hiç kimseye bir şeyi açıklayacağım yok. Sadece, adamın ailesine oğullarıyla ilgili gerçeği söyleyeceğim. Open Subtitles لن أعلن عنها ، سأخبر عائلة الرجل الحقيقة عن أبنهم.
    yanlış çevirme hakkında doğruyu söylüyor. Open Subtitles انه يقول الحقيقة عن ان الرقام مختلفة برقم واحد
    Sanırım her konuda gerçeği bilmek istediğim için. Open Subtitles اريد فقط معرفة الحقيقة. عن كل شيء تقريبا.
    Koca Ana tahlil sonuçları hakkında gerçeği bilmek istiyor. Open Subtitles الأم الكبيرة تريد كل الحقيقة عن تقرير العيادة
    Bize güvenen ve yaşamları hakkında gerçekleri açıklayan insanlar... Open Subtitles أشخاص وثقوا بنا وأخبرونا الحقيقة عن حياتهم
    Bu itirafçılar kendi kariyerlerini, dostluklarını şirketleri ile ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak için riske atıyor. TED ويهدد هؤلاء المبلغون حياتهم المهنية وصداقاتهم، ليقولوا الحقيقة عن شركاتهم.
    Vega'ya mesaj konusunda yalan söylüyor olabilir ama New Delphi'nin gücü konusunda doğruyu söylüyor. Open Subtitles أوه، وقال انه قد يكون الكذب حول الرسالة إلى فيغا، لكنه يقول الحقيقة عن قوة جديدة دلفي.
    Sence depodan bir şey alma konusunda gerçeği mi söylüyordu? Open Subtitles هل تظنه كان يقول الحقيقة عن رغبته بإخراج شيء من مخزنك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more