Polise haber verin, şu Barikatları 4 blok arkaya taşısınlar. | Open Subtitles | أبلغ الشرطة أن تحرك الحواجز لمسافة 4 مبان للوراء |
Yarışmacılar için havalı silahla atıştırmalık düşürebilmek için bu engelli koşuyu geçmek zorundalar. | Open Subtitles | يجب على المتسابقين اجتياز الحواجز وثم استعمال مسدس فاصولياء للحصول على وجبة خفيفة |
Sarayın kapısı için savunma hattı gerekiyor! bariyerler daha yüksek olmalı. | Open Subtitles | أحتاج لخط دفاعي لبوابة القصر لا بد وأن تكون الحواجز عالية |
Şehir merkezini ele geçirdiler, barikatlar kurdular tren istasyonlarını ve telefon santralini işgal ettiler. | Open Subtitles | سيطروا على مركز المدينة وأقاموا الحواجز.. احتلوا محطات السكة الحديد ومكاتب الهواتف. |
İlçe yöneticisi o bariyerleri koydurmadı dolayısıyla o kız öldü. | Open Subtitles | الإدارة المحلية لم تبني تلك الحواجز. ولذلك هي ميتة الآن. |
Nehrin etrafına 500 metrelik bir Bariyer kuruldu. | Open Subtitles | تم بناء الحواجز بطول خمسمائة متر عبر النهر |
Doğru. Şu iki bölümdeki Barikatları tamir edelim. | Open Subtitles | هذا صحيح لذا سنصلح الحواجز عند هذين التقاطعين |
Peruk olmadan Barikatları aşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أمر الحواجز بدون الشعر المستعار |
Gordon. Barikatları aşamayacaklarını söylemiştin. Daha büyük sorunlarımız var Jim. | Open Subtitles | جوردن , لقد قلت لى أنك لن تدع أحد يمر خلال الحواجز إنهم لم يخترقوا الحواجز فعلا |
Sürat koşusunda, mekik çekmede engelli koşuda, barfiks çekmede ve şınav çekme gibi şeylerde. | Open Subtitles | .. أمور مثل العَدو و تمارين البطن تمارين العُقلة الثابتة و قفز الحواجز و تمارين الضغط ــ |
Türleri aynı, ama ben engelli atlıyorum. | Open Subtitles | إنّها تقريباً نفس الأحصنة ولكني أمارس قفز الحواجز |
bariyerler içine tam tuzaklı çeşitli virüsler ekleniyor. | Open Subtitles | نشر مجموعة كاملة من فيروس كمين المتغيرات داخل الحواجز. |
Bana lobideki barikatlar için yardım edecekti. | Open Subtitles | من المفترض ان تساعدني في اصلاح الحواجز في اللوبي |
Esaslı bir şekilde sıkışmış durumdayız ve bu nedenle tüm bu bariyerleri teker teker kıracak bir uygulamaya ihtiyaç duyuyoruz. | TED | نحن أساساً عالقون، ولهذا نحن بحاجة إلى تطبيق خارق لسياسات المناخ لنتجاوز كل هذه الحواجز. |
Bariyer kapakları kapatılıyor ve tahliye işlemi başlatıldı. | Open Subtitles | بدأت الحواجز في عملية الإغلاق وعمليات الإخلاء تتم حاليا |
Her ihtimale karşι nehir kιyιsιna adam yolla... sokağa da barikat kur. | Open Subtitles | خذ بعض الرجال واعترضوهم عند مجرى النهر وضعوا بعض الحواجز في هذا الشارع |
İnfanta'yla aranızdaki buzları eritmende faydası olacaktır. | Open Subtitles | من شأنها أن تكسر بعض الحواجز بينك وبين الاميرة |
Bu demek oluyor ki Barikatı aşıyorlar. | Open Subtitles | هذا يعني أنها تخطت الحواجز يا إلهي |
Doğru, ama Samantha Morrison'la konuştum, bariyeri alçaltmanın bir yolu var. | Open Subtitles | نعم , ولكني تحدثت مع سامنثا ماريسون وهناك طريقة لإنزال الحواجز |
Korktuğumda etrafımda duvarlar yükseliyor. Etrafımdaki insanlara güvenmeyi bırakıyorum. - Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | تنشأ الحواجز حين أكون خائفة فأفقد الثقة بمَنْ حولي وأنت تعرف هذا |
Tamam. Adres Palisades'te. Telefon numarası var. | Open Subtitles | هذا العنوان في الحواجز ورقم الهاتف |
Vali Willy Brandt eğer bariyerlere saldırırlarsa, kan döküleceği endişesiyle kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. | Open Subtitles | حاول العمدة فيلي ،برانت تهدئة الحشود فقد خشى من أن تسفك دمائهم إذا ما هاجموا الحواجز |
Sadece hizmet verdikleri toplumları anlamalarını değil aynı zamanda, görünmeyen engelleri yıkmalarını ve aralarında güçlü bağlar yaratmalarını sağladı. | TED | لم يجعلهم فقط مرتبطين بالمجتمعات التي يخدمونها بل و قد كسر الحواجز الغير مرئية و خلق رابطة دائمة بينهم |
Batılı müttefiklerin barikatların orada kalmasına göz yummalarına inanamıyorlardı. | Open Subtitles | لم يستطيعوا تصديق أن الحلفاء الغربيين سيسمحون ببقاء الحواجز |