"الحياد" - Translation from Arabic to Turkish

    • tarafsızlık
        
    • tarafsızlığını
        
    • ve tahliye
        
    Gazeteci olarak, bir yabancı olarak, şunu öğrendim ki tarafsızlık, sessiz kalmak ve korku iyi tercihler değil, ne gazetecilikte ne de hayatta. TED كـصحفي وكـأجنبي تعلمت أنّ الحياد الصمت، والخوف ليسوا الخيار الأمثل للصحافة ولا حتى في الحياة.
    tarafsızlık, pek çok kez biz gazetecilerin, asıl sorumluluklarımızı saklamak için kullandığımız bir bahanedir. TED الحياد هو عذر نستخدمه نحن الصحفيون للاختباء من مسؤوليتنا الحقيقية.
    Ancak tarafsızlık bizi her zaman doğruya götürmüyor. TED لكن الحياد لن يوصلني بالضرورة إلى الحقيقة.
    Mandalorian sisteminin tarafsızlığını sağlayan, Düşes Satine, artık halkına az yardımı dokunacak bir yabancı gibi. Open Subtitles قد كسبوا الحياد للنظام الماندولاري , الدوق سانتي وجدت نفسها دخيله مع القليل من المساعدة لاهلها
    İngiltere, Belçika'nın tarafsızlığını savunmak için kararlı. Open Subtitles بريطانيا تتعهد للدفاع على الحياد البلجيكي
    tarafsızlık ilan ettiler ve tahliye ediyorlar. Open Subtitles لقد أعلنوا الحياد
    tarafsızlık yalnızca zalime yardım eder, mağdura değil.'' TED "الحياد يساعد الظالم فقط، لا يساعد المظلوم أبداً."
    Biz gazeteciler belli koşullar altında taraf tutmak zorundayız. Irkçılık durumlarında, ayrımcılık, yozlaşma, kamu yalanları, diktatörlük ve insan hakları durumunda, tarafsızlık ve kaygısızlığı bir kenara bırakmamız gerek. TED نحن الصحفيون يجب أن نتخذ موقفاً في بعض الحالات؛ في الحالات العنصرية، التفرقة الجنسية، الفساد، الكذب على الشعب، الدكتاتورية وحقوق الإنسان، يجب أن نترك الحياد واللامبالاة.
    Roosevelt bu olayı kullanarak tarafsızlık yasasını kaldırması için Kongre'ye bastı yaptı. Open Subtitles روزفـلـت" أستخدم هـذا الحادث ليضغط بـه عـلـى" الكونجرس للخروج من حالة الحياد التى يتمسك بها
    tarafsızlık inançları zayıf olanların uydurdukları bir şey. Open Subtitles الحياد هو أسطورة ولدت منهم مِن قناعتهم الضعيفه...
    Sekreterime Leochlu MacKenzie'ler ve Lovatlı Fraser'lar arasında gerçekleşecek bir tarafsızlık paktı hazırlattım. Open Subtitles قام سكرتيري بتحضير معاهدة الحياد بين عشيرة (فريزر) من (لافوت) و(ماكنزي) من (ليوخ)
    Son aylarda uygulanan kararlı tarafsızlık politikasına rağmen yurdumuz dün gece Alman Wehrmacht tarafından aniden ve uyarısız saldırıya uğradı. Open Subtitles على الرغم من الحفاظ على الحياد التام خلال الأشهر الماضية ... لقد تم مهاجمة دولتنا الليلة الماضية .. هكذا فجأة و دون سابق إنذار ..
    Kısacası, hem bir göçmen hem de bir gazeteci olmanın çok zor olduğu bir zamandayız ama eskisine nazaran yeri geldiğinde tarafsızlığını bırakmaya hazır daha fazla gazeteciye ihtiyacımız var. TED في الختام، أعلم أنّه وقت يصعب فيه أن يكون المهاجر صحفياً ولكننا نحتاج إلى ذلك أكثر من أي وقت مضى. نحتاج صحفيين متهيئين، في أي لحظة، ليتركوا الحياد جانباً.
    İtalya savaşın başında tarafsızlığını ilan etmişti. Open Subtitles فإن إيطاليا أعلنت الحياد في البداية.
    tarafsızlık ilan ettiler ve tahliye ediyorlar. Open Subtitles لقد أعلنوا الحياد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more