Bu yüzden mi muayenehanesine tam onun kendi elini kesmesini sağlayacağım sırada girdin? | Open Subtitles | ذلك الذي إستطعتَ وُصُول مكتبِه مباشرةً قبل أنا أقنعتُه بأخذ يَدُّه الخاصةُ مِنْ؟ |
Ellerini üzerimden çek. Kendime ait bir hayatım var. kendi dairende kal ve sen kendi hayatını yaşa, ben de... | Open Subtitles | أنا عِنْدي حياتُي الخاصةُ لقيَاْدَة، وأنا أخبرَك أنا مَا أردتُ رُؤيتك ثانيةً. |
Birlik, herkesin kendi görüşü olduğunu onaylar. | Open Subtitles | التأكيدات، و المشاركات، كُلّ شخص عِنْدَهُ آرائه الخاصةُ. |
O hayvanların kaçmasındansa kendi hayatını tehlikeye atacağını söyledi. | Open Subtitles | بأنّة خاطرُ بحياتُه الخاصةُ مِنْ تَركَ أولئك الحيوانات يُفلتُوا. |
Her inanışın kendine göre dünyanın sonu için bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | كُلّ دين قديم لَهُ أسطورتُه الخاصةُ حول نهايةِ العالمِ. الأسطورة! |
Ama güven bana, çok yakında kendi yöntemlerimle geri alacağım onu. | Open Subtitles | لكن رجاءً ثق ..بأنّني سَأَستعيدُهقريباً. ساستعملُ طرقُي الخاصةُ. |
Evet Frank ama inan bana Nike'ın kendi mağazaları var, NBA'in kendi mağazaları var. | Open Subtitles | . نايك عِنْدَها مخازنُها، إن بي أي عِنْدَهُ مخازنُه الخاصةُ . يَقْطعُ في هو فقط المؤقت مع ذلك. |
kendi şirketimi kurdum ve halka açılıyoruz. | Open Subtitles | نعم. عِنْدي شركتُي الخاصةُ. ونحن نَظْهرُ علانيةً. |
Sartain, kendi başına devam etmek için mi kendi grubunu öldürttü? | Open Subtitles | هل تُخبرُيني ان سارتين كَانَ لديه مجموعاتُه الخاصةُ من القتلة لانهم ارادوا الاطلاع على املاكهم؟ |
Şimdi bak bana, kendi ayakkabımı bile bağlayamıyorum. | Open Subtitles | الآن انْظريُ لي لا استطيعُ رَبْط أحذيتُي الخاصةُ |
kendi anneni bile yanında eve götüremiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ الحُصُول على أمُّكَ الخاصةُ حتى لذِهاب إلى البيت مَعك. |
Yani, bu konuda her toplumun kendi kuralları var. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أَعْني، كُلّ مجتمع لَهُ قواعدُهم الخاصةُ حول هذه المادةِ. |
Hayatının riskte olduğu bir ameliyata girerken kendi karımı göremeyeceğimi mi söylüyorsun bana? | Open Subtitles | أيّ شئ الذي يُسبّبُ مسمار في ضغطِ دمّها يُمْكِنُ أَنْ يَقْتلَها. أنت تُخبرُني بأنّني لا أَستطيعُ رُؤية زوجتُي الخاصةُ |
Uzun sürmez, kendi muayenehanen olurdu. | Open Subtitles | قريباً أنت كُنْتَ سَكَانَ عِنْدَكَ ممارستُكَ الخاصةُ. |
Diğer konu da, şirketleri yönetip kendi büroları olur. | Open Subtitles | الشيء القادم تَعْرفُ، هم سَيَرْكضونَ الشركات وسَيكونُ عِنْدَها مكاتبُهم الخاصةُ. |
kendi gözlerini neden oyduğu belli oldu. | Open Subtitles | يُوضّحُ بإِنَّهُ خَدشَ عيونُه الخاصةُ خارج. |
Her aşamanın kendi gizli formülü var. | Open Subtitles | كُلّ طائفة لَها وصفتُهم السريةُ الخاصةُ. |
Bizim de kendi hayatımız var. | Open Subtitles | ونحن عِنْدَنا حياتُنا الخاصةُ للعَيْش. |
kendi işi olduğunu söylüyor, Onda'nın değil. Saçmalık! | Open Subtitles | يَقُولُ انها صفقته الشخصيةُ الخاصةُ |
Bizim de kendi hayatımız var. | Open Subtitles | ونحن عِنْدَنا حياتُنا الخاصةُ للعَيْش. |
Aşkın kendi dili vardır kendi ifadesi | Open Subtitles | الحبّ لَهُ لغتُه الخاصةُ تعبيره الخاص |