"الخاصة في" - Translation from Arabic to Turkish

    • kendi
        
    • Özel
        
    • ta özel
        
    California'ya taşınmak, isim yapmak ve sonra neticede kendi işime başlamak. Open Subtitles الإنتقال لكاليفورنيا و بناء إسمي وبعدها أقوم بأعمالي الخاصة في النهاية
    Bundan sonra, bir yerleşim biriminde kendi kliniğimizi kurmayı planlıyoruz. Open Subtitles بعد ذلك نحن نخطط لانشاء عيادتنا الخاصة في احد المواقع
    Özel Ajan Chavez'e kendi ofisinde hesap sormuşsun, üstelik tanıklar varken! Open Subtitles هل قابلة عميلة الـ اف.بي.آي الخاصة في مكتبها الخاص، مع الشهود؟
    Møre og Romsdal'daki Özel kliniklere oldukça rağbet olmuş gibi görünüyor. TED يوجد نشاطٌ كبير في العيادات الخاصة في ميرو رومسدال، أليس كذلك؟
    Tatlım, Özel hayatımızı ait olduğu yerde yatak odamızda tutalım. Open Subtitles عزيزتي ، لنبقي علاقتنـا الخاصة في غرفة النومِ حيثُ تنتمي
    Irak'ta Özel harekâtları dönüştürmekte kullandığı yönteme "prosedür tekrarının sistemik reddi" adını vermişti. Open Subtitles حوّل اسم العمليات الخاصة في العراق إلى الإبطال المنهجي للممارسات الإجرائية المتكررة
    Tamam, Irak'ta Özel gülerde savaşırken görme yeteneğini kaybettin. Open Subtitles حسنٌ، فقدت بصرك عندما كنت مع القوات الخاصة في "العراق".
    kendi atımı da küçük bir aşk için getirmemi düşündürtüyor bana. Open Subtitles يجعلني أفكر في جلب لي الحصان الخاصة في لقليل من الحب.
    şehirde yeni olduğumdan ve bir sahneye erişimim olmadığından, kendi kamusal alanlarımı yaratmaya karar verdim. TED لم أستطع النفاذ لخشبات المسارح لأنني كنت حديث العهد بالمدينة، لذلك قررت إنشاء خشبة مسرحي الخاصة في الأماكن العامة.
    Ve onlar, kendi gezilerimde kıtayı dolaşırken tanışmaya başladığım Afrikalılarla aynı kişilerdi. TED وكان هؤلاء هم الأفارقة الذين بدأت اقابلهم في رحلاتي الخاصة في أرجاء القارة.
    En önemlisi, projeye kendi yaratıcılıklarını dâhil edebilmeleriydi. TED والأهم من ذلك، كانوا قادرين على ادراج ابداعاتهم الخاصة في المشروع
    Babamsa, hayatımın çoğunda kendi dertleriyle meşguldü. TED كان أبي يكافح من أجل أموره الخاصة في معظم حياتي
    kendi teşhisim üzerine düşündükçe "İyi insanların başına iyi şeyler gelir." fikrine sessizce katıldığımı fark ettim. TED كلما كنت أنظر إلى تشخيصي، استوعبت أكثر أنه كان لي نظرتي الخاصة في فكرة أن الأشياء الجيدة تحدث للناس الصالحين.
    Sonra bu öğrenciler kayıt stüdyosuna geliyordu, kendi müzikleriyle rap şarkılarını yapıyorlardı. TED وعندئذ يأتي الطلاب إلى استديوهاتنا الصوتية، و يقومون بإعداد أغانيهم الخاصة في الراب مع الالحان الخاصة بهم.
    Benim kendi araştırmamda, Özel e-posta'nın hangi ülkede olursa olsun saat sabah 11'de doruğa ulaştığını gördük. TED في بحوثي الخاصة، أن وقت الذروة لرسائل البريد الخاصة في الواقع عند 11 صباحاً، غض النظر عن الدولة.
    Genç yaşta kendi servetini edinmek. Open Subtitles أنا لا أعرف كيف إستطعتي تكوين ثروتِك الخاصة في سن صغير
    Ike ve Mamie Inaugural Erken müşteri Özel kampanyalarımızdan faydalanma fırsatını kaçırmayın. Open Subtitles من خلال عروضنا الخاصة في قسم الأسرّة و الأغطية في الطابق الثاني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more