İngiltere'de Heston Blumenthal adında biri de kendi öncü mutfağını oluşturdu. | TED | ورجل في انجلترا يسمى هيلسون بلومينثال, طور مطبخه الطليعي الخاص به. |
Çok az arkadaşı vardı. Genellikle kendi dünyasında olan bir çocuktu. | Open Subtitles | لديه أصدقاء قليلين أغلب أوقاته يقضيها وحيداً في عالمه الخاص به |
Hatta jürinin kararı açıklandığında kendi savunma avukatına bile saldırdı. | Open Subtitles | لقد هاجم حتى محامي الدفاع الخاص به عندما صدر الحكم |
Onu aradığımda ve kendi toplantısına kendisini çağırdığımdaki yüz hâlini bir düşün. | Open Subtitles | تخيل وجه عندما إتصلوا به يطلبون منهُ أن بحضر الأجتماع الخاص به |
Para vermek yerine para almadan, stüdyosunda kendi albümümüzü çıkarmamızı teklif etti. | Open Subtitles | بجانب مسألة الدفع, فقد عرض علينا تسجيل.. البومنا في الاستوديو الخاص به |
Üçüzlerden her biri kendi amniyon kesesi içinde birbirlerinden bağımsız olarak gelişimlerini sürdürüyorlar. | Open Subtitles | كل واحد في داخل جيبه الأميني الخاص به.. ينمو مستقلاً تماماً عن الآخر. |
Hitler'in kendi planları varsa bizim de var. Seni çağırırlarsa savaşa gidersin. | Open Subtitles | هتلر لديه البرنامج الخاص به ونحن انا وامي وعائلتي لن نستسلم للغزو |
Bu tam olarak Pentagon'un kendi güç tedariği için benimsediği yaklaşım. | TED | هذه تحديداً الطريقة التي يتبناها البنتاجون .لمزود الطاقة الخاص به |
Yani birçok yönden, Romo, kendi de bir beyne sahip bir evcil hayvana benziyor. | TED | لذلك يمكن اعتبار رومو كحيوان أليف لديه عقله الخاص به. |
Her insan kendi bireysel yorumunu getirdi ve bu deneyin sonucu olarak; Rotterdam' daki insanların da yüksek oranda işbirliği içinde olabileceği düşünüldü özellikle bira verilirse. | TED | قام كل فرد باستحضار تفسيره الخاص به كانت نتائج التجربة أن ساكني رورتردام شديدي التعاون خصوصاً عندما يُعطَون البيرة. |
Hepimiz hayal kurmak için buradayız. Ama belki de bu konuda dürüst olursak hepimiz kendi hayalimizi kovalıyoruz. | TED | الآن، نحن هنا جميعا لكي نَحْلُم، لكن لوأننا صادقين مع أنفسنا، لقٌلْنا أن كل منا يسعى لحلمه الخاص به. |
Bir zafer anı olmalıydı– henüz kendi eczanesini açmıştı. | TED | كان من المفترض أن تصبح لحظة انتصار، فكان قد افتتح للتو متجر الأدوية الخاص به. |
"Orada, kendi dünyasında kendi türünün arasında mutlu." | Open Subtitles | إنه سعيد هناك ، فى عالم حاص به مع نوعه الخاص به |
İnsanın kendi bağnazlığından kindar bir tanrıyı, kendi cehenneminden de şeytanı yarattığını söyledi. | Open Subtitles | قال إن الإنسان قد خلق رب منتقم من تعصبه و الشيطان من جحيمه الخاص به |
Herkes kendi suyunu kullanacak. | Open Subtitles | على كل رجل أن يقتصد فى استخدام الماء الخاص به. |
Şimdi sıkı dur! kendi dondurmasını kendi yapıyor! | Open Subtitles | وامسكي أعصابكِ إنه يصنع الآيسكريم الخاص به |
Sen artık bir erkeksin ve bir erkek kendi kulübesinde yaşamalı. | Open Subtitles | أنت رجل الآن ، و يجب أن يكون للرجل كوخه الخاص به |
Her evin kendi ruhu, her kilisenin de kendi Tanrısı vardı. İnsanlar gençti! | Open Subtitles | ,كل بيت لديه روحه العائلية الخاص به . وكل كنيسه لديها ربها |
Her nesil kendi davasının peşinden gitmeli. | Open Subtitles | كل جيل ٍ دُعىَ إلى اتباع مطلبه الخاص به. |
Çoğumuzun beyninde, kendi küçük polis memurları vardır. | Open Subtitles | أغلبنا لديه الشرطي الصغير الخاص به .. هنا |