"الخالص" - Translation from Arabic to Turkish

    • saf
        
    • içten
        
    • som
        
    Böyle bir oyunda saf altından yapılmış bir aile yadigarına oynamak çok garip. Open Subtitles إنه غريب منك أن تراهن بأملاك موروثة من الذهب الخالص لمثل هذه اللعبة
    Tüm şatafatlarıyla beraber, bu robotlardan biri size saf altından bir ameliyata mal olur. TED مع كل أجراسه وصفاراته , الروبوت الواحد يكلفك تقريبا ثمن طبيب جراح من الذهب الخالص.
    Kırkbin saf altın. Open Subtitles أربعون ألف جنيه إسترليني من الذهب الخالص
    O öldü. Bu bir kabuk ve içinde saf kötülük barındırıyor. Open Subtitles إنها ميتة،تلك هي القشرة،وماهي تحتويه من الشر الخالص
    Ayrıca göstereceğiz ki olağanüstü çabalarına ve Emily'ye duyduğu içten sevgiye rağmen Emily Rose'un ölümünü engellemek için yapabileceği bir şey yoktu. Open Subtitles وسنثبت أنه على الرغم من مجهوداته الكبيرة وحبه الخالص إلى إيميلي أنه لم يكن باستطاعته فعل أي شيءلتفادي موت إيميلي روز
    saf altından daha değerli bir adam yapacağım. Ofir'in altın kamasından bile değerli bir adam. Open Subtitles و سأخلق رجلا أغلى من الذهب الخالص حتى رجلا من الوتد الذهبى لأوفير
    Zaten kardeşimle her zaman saf araştırmaya yönelmeye niyetliydik. Open Subtitles نحن دائمًا ننوي أن نكرّس أنفسنا للعمل في البحث الخالص على أي حال
    Her zaman saf araştırmaya yönelmeyi planladık. Open Subtitles نحن دائمًا ننوي أن نكرّس أنفسنا للعمل في البحث الخالص
    saf titanyum, aşılamaz olduğunu umuyoruz. Open Subtitles من التيتانيوم الخالص ,اتمنى ان تكون منيعة.
    O kapıdan dışarıya saf kötülük yayılıyor. Onun dünyada kalmasına izin veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نتركها على الأرض ونترك هذا الشر الخالص يخرج من البوابة
    O borular saf titanyumdan, asla kurtulamaz. Open Subtitles تلك القيود هي التيتانيوم الخالص. ولن تحصل فضفاضة.
    " William Grace'in kurbanlarını ilk gördüğümde, saf kötülüğün kalıntılarına baktığımı biliyordum. " Open Subtitles اول مرة رأيت احدى ضحايا ويليام غرايس علمت انني كنت انظر الى بقايا الشر الخالص
    Bulduğumuz, diğerlerinden farklıydı. İskelet saf kristalden oluşuyordu. Open Subtitles بخلاف الجماجم الأخرى التي وجدناها فهيكلها من البلور الخالص
    Üstüme 125 kiloluk saf çeliği yerleştirecekler. Open Subtitles سيراقبانني أرفع 114 كيلوغرام من الفولاذ الخالص
    Sovyetler, saf ethanolle bazı başarılar elde ettiler. Open Subtitles لقى السوفياتيون بعض النجاح في استعمال الإيثانول الخالص
    Kaderini bir parça saf altın gibi harca. Open Subtitles تاركين قطعة من الذهب الخالص بإنقضاء قدرك
    Evrendeki en yaşlı gezegen. saf elmastan yapılmış bir uçurum vardır, ve efsaneye göre, yamaçta bir yazı yazar. Open Subtitles أقدم الكواكب في المجرة هنالك جرف من الألماس الخالص
    Kaderini bir parça saf altın gibi harca. Open Subtitles تاركين قطعة من الذهب الخالص بإنقضاء قدرك
    Ve çeyizinin büyüklüğünü göstermeli, saf altından olmalı. Open Subtitles و بالنظر إلى مهرك فيجب أن يكون من الذهب الخالص
    Eminim ki Lucrezia Borgia, saf altından yapılmış çatalıyla akşam yemeğini yiyordur. Open Subtitles وأنا أراهن أن لوكريزيا بورجيا تتعشى بواسطة الشوكة من الذهب الخالص
    Teselli olur mu bilmem ama, davamıza olan kahramanca bağlılığın sana benim en içten saygılarımı kazandırdı. Open Subtitles إذا كان هُناك أى عزاء فسيكون لإخلاصك البطولي لقضيتنا ولقد إكتسب كامل إحترامي الخالص
    Sandığımız gibi som altından yapılmamış olması hayal kırıklığına uğratsa da, olsun ya! Open Subtitles لم يصنع من الذهب الخالص كما ظننا وكان ذلك نوعاً من خيبة الأمل، لكنه ما زال..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more