| Buna inanamıyorum. Şehirden çıkmak istedi. | Open Subtitles | لا أصدق هي أرادت الخروج من المدينة |
| Eğer Şehirden çıkmak istersen. | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين الخروج من المدينة. |
| biliyorum,trafik yüzünden Şehirden çıkmak çok zor | Open Subtitles | - وأنا أعلم، هو حركة المرور. الخروج من المدينة هو وحشي. |
| Biliyor musun, şehir dışına çıkmak evcil hayvana da iyi gelir. | Open Subtitles | هل تعلمين، الخروج من المدينة هو حقاً أمرٌ عظيمٌ للحيوانات الأليفة |
| Biliyor musun, şehir dışına çıkmak evcil hayvana da iyi gelir. | Open Subtitles | هل تعلمين، الخروج من المدينة هو حقاً أمرٌ عظيمٌ للحيوانات الأليفة |
| Şehri terk etmeye çalıştık ve Brooklyn Köprüsü'ne gittik, köprüye vurduğunda biz de tam oradaydık. | Open Subtitles | حاولنا الخروج من المدينة ومررناعلىجسر"بروكلين" وكنا هناك عندما هجم ذلك الشيء |
| - Ben şehirden ayrılmak istemiyorum. | Open Subtitles | -لا أريد الخروج من المدينة |
| - Şehirden uzaklaşmak istedim. | Open Subtitles | أردت الخروج من المدينة |
| Şehirden çıkmak için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | SHH. أنا بحاجة لمساعدتكم الخروج من المدينة. |
| Düşünelim ki Denny'nin yerine gidiyorum ve içimde Şehirden çıkmak için bir arzu oluşuyor. | Open Subtitles | ..." نفترض أننى ذهبت إلى "داني فجأة شعرت بشعور غامر يحثنى على الخروج من المدينة |
| Pekala. Firarimiz Greenway Şehirden çıkmak zorunda. | Open Subtitles | حسناً الهارب (غرينواي) , يريد الخروج من المدينة |
| Şehirden çıkmak iyi oldu. | Open Subtitles | إن الخروج من المدينة لجيد |
| şehir dışına çıkmak istiyorum ve seni de yanımda istiyorum. | Open Subtitles | قد أكون ملحاحاً جدّاً أريد الخروج من المدينة وأريدك أن تأتي معي |
| şehir dışına çıkmak istiyordun zaten. | Open Subtitles | أنت تعلم بأنك أردت الخروج من المدينة ستكون مع الأطفال |
| Yine de bir süreliğine şehir dışına çıkmak her zaman iyidir. | Open Subtitles | و لطالما بوسعك الخروج من المدينة بَين حِينٍ وآخَر |
| Vaziyet öyleyken bir gün Wellington'ın uşakları kapıma gelip Dana'nın kürtaj olduğunu bir de bana bir çek verip şehirden ayrılmak zorunda olduğumu yoksa Wellington'ın beni mahvedeceğini söyledi. | Open Subtitles | لذا... لذا عندما جاء لبابي أحد رجال (ويلينغتون)، وقال لي أنّ (دانا) قامت بعمليّة إجهاض، وأعطاني شيكاً، وقال أنّ عليّ الخروج من المدينة وإلاّ فإنّ (ويلنغتون) سيُدمّر حياتي. |
| Şehirden uzaklaşmak iyi oldu. | Open Subtitles | شيء جميل الخروج من المدينة. |