"الخفيفة" - Translation from Arabic to Turkish

    • hafif
        
    • abur
        
    • cubur
        
    • ışık
        
    • light
        
    • küçük
        
    • Yumuşak
        
    • çerez
        
    • atıştırmalık
        
    • yiyecek
        
    • atıştırmalıklar
        
    • yiyecekler
        
    Ona bu kartı verdiğimde hafif suçlar için olduğunu söylemiştim. Open Subtitles عندما أعطيته البطاقة أخبرته أنها للجنح الخفيفة في أفضل الأحوال
    Ne hafif bir kıyafet pemve veya beyaz, pantolonumun önünü dar getirirler. Open Subtitles أي الملابس الخفيفة أبيض أو زهري يجعل مقدمة بنطالي ضيقة بشكل غريب؟
    Bu hafta abur cubura para harcamak zorunda olmadığım bir lüks! Open Subtitles ذلك الأسبوع بمثابة ترفيه لن يتحتم على الدفع مقابل الوجبات الخفيفة
    Bunlar benim ciplerim. Sen peynirli puf. Bunlar abur cubur. Open Subtitles الخفيفة الوجبة رقائق هنا يوجد معلبات وهذه الجبن أقراص هذه
    Tüm fabrika merkezleri ve endüstriyel alanların ışık çatılarından gelen güneş enerjisi şehre enerji sağlıyor. TED والطاقة الشمسية لجميع مراكز المصنع وجميع المناطق الصناعية بأسطحها الخفيفة تمدُّ المدينة بالطاقة.
    Sosisten bahsediyorum, bira light bira değil ama, bira. Open Subtitles أنا أعني السجق الساخن، و البيرة ليست البيرة الخفيفة لكن البيرة فعلاً.
    O küçük aperatifler genelde başlangıç yemeğinden daha iyi oluyor. Open Subtitles تلك الوجبات الخفيفة الصغير للغاية, عادة أفضل من طبق رئيسي.
    Bir kağıdın elinizde yarattığı baskı kadar bir güç uyguluyor; çok hafif. Nazik itiş gerçekleştiğinde de, aylarca, hatta yıllarca çalışabiliyor. TED ويولد قوة مماثلة لقوة قطعة ورق على يدك، خفيفة بشكل مذهل، لكنها تستمر لأشهر وسنوات، مولدة هذه الدفعة الخفيفة.
    Haykıran turnalara ultra hafif uçakların peşinden, kış için güneye göçmeyi öğretiyoruz. TED نقوم بتعليم طيور الرافعات الديكية ان تهاجر جنوباً لفصل الشتاء خلف الطائرات الخفيفة جداً.
    hafif endüstri için farklı bölgelerin tahsis edilmesi o zamandan beri ilerlemiştir. TED وقع مؤخرا إعادة تقسيم المنطقة لمزيد من الصناعات الخفيفة التي ظهرت في ذلك الوقت.
    Dünya hafif Ağır Siklet Şampiyonu olduğunda bile o yıl, bunu bir sır olarak tuttu. TED وأخفى سره أيضًا في ذاك العام الذي توج فيه بطلًا للأوزان الخفيفة على مستوى العالم.
    şimdi bu yakıttan tasarruf için, yani hafif araçlardaki yakıtın %69'u için tasarruf edilen galon başına 57 cent'lik bir harcama gerekiyor. TED حسنا، توفير ذلك الوقود، 69 في المائة من وقود السيارات الخفيفة يكلف حوالي 57 سنتا للجالون المدخر
    Anlaşılan o ki, hafif bir sigarada da sıradan bir sigarada olduğu kadar nikotin bulunuyor. TED يتضح أن هناك بالفعل كمية من النيكوتين داخل السيجارة الخفيفة كما السيجارة العادية.
    Kazmanız, küreğiniz, bulmaca kitabınız, abur cuburunuz ve alerji ilacınız var. Open Subtitles إليكم , مجرفة , فأس مطرقة وبعض الوجبات الخفيفة وأدوات الحفر
    Birkaç şey koydum abur cubur ve filmler var. Open Subtitles أحضرت بعض الوجبات الخفيفة والأفلام لوقت لاحق
    Bu orospu bütün obur cubur çeşitlerini daha dükkanda çıkmadan bilir. Open Subtitles تَعْرفُ هذه الكلبةِ حول كُلّ الوجبات الخفيفة الجديدة قَبْلَ أَنْ يضَربوا الشارعَ حتى.
    Şu yukarıdaki pencere, akşam güneşinin kırmızı mavisiyle ışıldıyor, ...ve ışık nasıl da duruyor upuzun kolonların etrafında. Open Subtitles تلك النافذة فوق هناك، مضاءة بـ أحمر وأزرق بإختراق شروق الشمس وكم العربات الخفيفة حول الأعمدة الطويلة
    Ama onu etkileyecek asıl... ışık frakenası bu lambalardaki frekans. Open Subtitles لكن متأكد فقط الترددات الخفيفة يمكن أن تآذيهم. هذه المصابيح وضعت إلى تردد فعال.
    light bira ve dark bira hakkında zırvalar dururdu. Open Subtitles لقد كان دائم الكلام عن الفارق بين الجعة الخفيفة والثقيلة
    Bu küçük avlar ileriki yıllarda bir Zebra veya Afrika Antilobu olabilir. Open Subtitles وجبات ضفاف النهر الخفيفة هذه قد تكون حيوانا بريا او حمارا وحشيا في السنوات القادمة
    Jogging ya da yogging. Yumuşak j olabilir. Open Subtitles اعتقد انها, جوجينج, او, يوجينج من المحتمل انها الخفيفة
    Hey hey sen baksana buraya biraz çerez gönder! Bira da. Elini çabuk tut. Open Subtitles .. أُريد بعض الوجبات الخفيفة .. ولا تنسي البيرة
    Oliver, eğer açsan, çantamda atıştırmalık bir şeyler var, tamam mı? Open Subtitles إن جُعتَ يا أوليفر، لديَّ بعض الوجبات الخفيفة في محفظتي، حسناً؟
    Budist törenleri için olan yiyecek ve içecekleri görüşmek için burada bulunuyor. Open Subtitles لقد كانت تأتي من أجل الشاي والوجبات الخفيفة .من أجل التجمهر البوذي
    Birazcık burada olacağımızı düşünüyorum, öyleyse neden kendimize güzel atıştırmalıklar aramıyoruz. Open Subtitles أعتقد أننا سنبقى هنالبعضالوقت.. لذا سأذهب لأحضر لنا بعض الوجبات الخفيفة
    Bu yiyecekler sadece yetkili personel için ayarlandı. Open Subtitles تلك الوجبات الخفيفة مخصصة فقط للأشخاص المجازين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more