| Ama hala, 2011 yılında bile hastadan alıp çoğaltamadığımız bazı hücreler var. | TED | ولكن حتى الآن، في 2011، لا تزال هناك بعض أنواع الخلايا التي لا يمكننا زرعها خارج المريض. |
| Ve taşıdıkları kanıt, şu küçük noktalar, bizim daha kültürdeyken laboratuvarda işaretlediğimiz hücreler. | TED | والدليل الذي تحمله، أن هذه البقع الصغيرة هي الخلايا التي قمنا بتمييزها في المختبر حين كانوا في الزراعة. |
| Neden? Çünkü aldığımız bu hücreler, sizin istediğiniz tipte hücreler olduklarını zaten biliyorlar. | TED | لماذا؟ لأننا نفضل ان نأخذ تلك الخلايا التي تعلم بالفعل انها نوع الخلايا الذي تحتاجه |
| Vücudumu oluşturan milyarlarca hücre var ama onların birbirleriyle kurdukları iletişim şekillerini şu anda henüz kavramaya bile başlamadık. | Open Subtitles | مليارات الخلايا التي تكون جسمي و التي تتعاون و تتصل معاً حتي هذا اللحظة لم نبدأ حتي في فهمه |
| Çözüm, beynin aynı anda sahip olabileceği en uygun miktardaki hücre sayısını bulmaktadır. | TED | والحل هو إيجاد النسبة الأمثل من الخلايا التي يمكن أن تكون فعالة في نفس الوقت في الدماغ. |
| hücre kültürleriniz büyümüyor, roketleriniz çarpışıp duruyor. | TED | الخلايا التي زرعتها لا تنمو. صواريخك تستمر في التعرض لحوادث. |
| Ve reddedilmeyecek, tümor oluşturmayacak hücreler tercihimiz oluyor. | TED | و نحن نفضل الخلايا التي لن يرفضها الجسم و لن تكوِن أورام. |
| Yani, seni şu an olduğun kişi yapan hücreler yeni. | Open Subtitles | حتى يتسنى لجميع الخلايا التي تجعلكم كما أنتم الآن تكون جديده |
| karmaşık, daha çok sizi ve beni meydana getirenlere benzer hücreler aniden ortaya çıktı. | Open Subtitles | خلايا تشبه أكثر الخلايا التي تتكون منها أنت و أنا |
| Ayrıca osteositler de buldu, yani kemikleri oluşturan hücreler. | TED | وقد وجدت أيضاً " اوستيسيتس " والتي هي الخلايا التي تتواجد اسفل العظام |
| Bir deri hücresini alın, ana pluripotent hücreye dönüştürün, böylelikle bundan kendi hastalıklarıyla ilgili hücreler yapabilirsiniz, hem araştırmak hem de tedavi için. | TED | تأخذ خلايا جلدية، ونجعلها خلايا مُحفزة رئيسية، لذلك يمكنك جعل تلك الخلايا التي ذات صلة بأمراضهم كلاهما مجال للدراسة ويحتمل أيضًا للعلاج. |
| Aslında güneş ışığı alan bölgenin dibinde yaşayanlar bilinen en etkili fotosentez yapıcı hücreler. | TED | هذه الخلايا التي تعيش في أسفل المنطقة المضاءة بنور الشمس هي أكثر الكائنات الحية التي تستخدم التمثيل الضوئي كفاءة من أي خلية. |
| Yani yaptığımız temel olarak beynin mikro devrelerinin haritasını çıkartmaktı: Hangi hücreler hangi kimyasalları hangi ölçülerde kullanarak hangi hücrelerle konuşurlar? | TED | لذا كنا في الأساس نرسم خريطة لمجموعة الدوائر الدقيقة للمخ: ما هي الخلايا التي تتصل بأي خلايا، وبأي الكيماويات، ثم ما هي كمية هذه الكيماويات؟ |
| Beyaz nesne kemik ve gördüğünüz bu kırmızı sütun ve sarı hücreler tek bir kök hücreden meydana gelmiş hücrelerdir -- kıkırdak sütunları, kemik sütunları tek bir hücreden geliyor. | TED | المادة البيضاء هي العظم، و هذه العواميد الحمراء التي ترونها والخلايا الصفراء هي الخلايا التي نشأت من خلية جذعية عظمية واحدة عواميد من الغضاريف و عواميد من العظام أتت من خلية واحدة فقط. |
| Bağırsak astarının altındaki kök hücreler, bu hücreler yıprandıkça onların yerine geçerek onları yeniler. | TED | الخلايا الجذعية الموجودة تحت بطانة أمعائك تستبدل الخلايا التي تبلى . |
| Son olarak, sağ tarafınızda, bir baloncuk görüyorsunuz, vücudun yağ molekülünü emeceği hücre benzeri bir yapı bu. | TED | وعلى الجانب الايمن نجد شيء فقاعي وهي تبدو مثل الخلايا التي يستخدمها الجسم لامتصاص الدهن |
| Embriyonun geliştiği hücre. Onlar vücutta herhangi bir hücre oluşturabilir. | Open Subtitles | انها الخلايا التي يتطور من خلالها الجنين بإمكانها العمل بأي شكل ما في جسم الإنسان |
| Kan hücresi özelliği gösteren bir miktar hücre içeren bir serum. | Open Subtitles | إنه مصل يحتوي على كميات دقيقة من الخلايا التي تشبه صفائح الدم |
| Rekabet eden spermler yumurtayı çevreleyen hücre bulutunu yararlar. | Open Subtitles | المني المتنافس يحاول تكسير غيمة الخلايا التي تحيط بالبويضة. |
| Tüm karmaşık bitki ve hayvanları inşa eden hücre türüyle benzerler. | Open Subtitles | إنها مشابهة لأنواع الخلايا التي تتكون منها كل النباتات و الحيوانات المعقدة |