ne yiyorsan osundur, yiyecekler modunu değiştirebilir, sen, şu ana kadar kendine yaptıklarının sonucusun, ve yaptığın seçimler hayatının sonucunu direkt olarak etkiler. | Open Subtitles | بأنّه أنت ما تأكل، بإمكان الغذاء أن يغيّر مِزاجك، أنت كل ما فعلته لنفسك. و الخيارات التي تأخذها مباشرةً تؤثّر على محصّلة حياتك. |
Ölüler seçim yapamaz. Ama senin yaptığın seçimler... | Open Subtitles | ليس للموتى في وحشيتهم خيار، لكن الخيارات التي آثرتِها |
Şu anda yaptığın seçimler, iş işten geçtiğinde seçimmiş gibi görünmeyecek. | Open Subtitles | الخيارات التي نحقق الآن لن حتى تشعر وكأنك الخيارات، حتى فوات الاوان. |
Sonuç olarak da bazı hekimler hastaları için doğru olduğunu düşündükleri seçimleri yapmakta özgür olmadıklarını söylüyorlar. | TED | وبشكلٍ نهائي، سيقول بعض الأطباء اليوم بأنه ليس لديهم كامل الحرية لعمل الخيارات التي يعتقدون بأنها المناسبة لمرضاهم. |
İnsanlar geçmişte yaptığın seçimleri affedebilirler. | Open Subtitles | الناس قد تغفر لك الخيارات التي أخذتيها في الماضي |
Anlamadığımız seçimlerin ötesini asla göremeyiz. | Open Subtitles | لأننا لا نستطيع أبدا ً أن نرى الخيارات التي لا نستطيع فهمها |
Anlamadığımız seçimlerin ötesini asla göremeyiz. | Open Subtitles | لأننا لا نستطيع أبدا ً أن نرى الخيارات التي لا نستطيع فهمها |
Huzur içinde ölmek için yapacağım seçimleri konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | أرادوا التحدث عن الخيارات التي يمكنني أخذها لأموت بكرامة. |
Bizi biz yapan seçimleri yapmamızı sağladığın için teşekkürler. | Open Subtitles | نشكرك عن الخيارات التي حققناها لأنها تجعل منا ما نحن عليه |
Bizim mi seçimleri yaptığımızı yoksa seçimlerin bizi olduğumuz kişi mi yaptığını kim bilebilir ki? | Open Subtitles | من يستطيع القول إذا كان نحن من نصنع الخيارات أم الخيارات التي تصنعنا ؟ |
Yaptığın seçimlerin kişiliğini değiştirmesi çok garip. | Open Subtitles | طريفٌ كيف أنّ الخيارات التي يتّخذها المرء تُغيّر من سيصبح عليه. |
Müşterilerin yaptığı seçimlerin sorumluluğu yalnızca kendilerine aittir. | Open Subtitles | الخيارات التي يتخذها الزبائن تعود اليهم وحدهم |