Artık çadırlar yok. Sirk gibi dolanıp durmak yok. | Open Subtitles | لا مزيد من الخيام لا مزيد من التجوال مثل السيرك |
Yasal belgeler, çadırlar, kayıp ruhlar hakkında tek kelime bile etme. | Open Subtitles | ولا كلمة ولا حتى واحدة، عن الوثائق القانونية الخيام, الأموال، أو النفوس الضائعة |
Godzilla'yı izledin mi bilmiyorum, ama çadırları yıkmıyordu. | Open Subtitles | لا أعلم ان كنت قد شاهدت قودزيلا ، ولكن لم يكن يحطم مجموعة من الخيام حسناً ، ماذا ؟ |
Dediğine göre biz şu an buradayız ve yeni firavunumuz da şurada, şu çadırların yanında. | Open Subtitles | إنه يشير إلى أننا هنا والفرعون القادم سيكون هناك بالقرب من بعض الخيام |
Ve siz, evimde doğup talim edilmiş uşaklarım çadırlarda toplanın. | Open Subtitles | و أنتم يا خدمى المدربون الذين ولدوا فى بيتى نجتمع فى الخيام سنكون ثلاثمائة وثمانية عشر |
Berbat bir yolculuğun ardından bir de akşam çadırda uyumakla yüzleşiyordum. | Open Subtitles | وبنهاية اليوم العصيب في قيادة السيارة مطلوب مني ان انصب الخيام |
İyi fikir. Çarşamba günü kamp malzemelerini alacağız. | Open Subtitles | فكرة جيدة ، أنا وبارى سنجهز أدوات الخيام يوم الأربعاء |
Leoparlar ve aslanlar çadırlara giriyorlar. | Open Subtitles | من المعروف أن الأسود والنمور اعتادت زيارة الخيام |
Bombay’ın merkez otoyolu üzerindeki şu çadırlardan birinde yaşıyor. | TED | تسكن في إحدى تلك الخيام في منتصف الطريق السريع في مومباي. |
ve bu kocaman parkta çalacaktık tüm yol boyunca çadırlar vardı, 5 kilometre boyunca. | Open Subtitles | وكنا نلعب هذه الحديقة الضخمة وعلى طول الطريق على طول هناك كانت الخيام. |
Ayrıca, hem size, hem de geldiği zaman Kral James'e saray konforu yaşatabilmek için, manastır topraklarına çadırlar da monte edildi. | Open Subtitles | كم نصبت الخيام أيضا في أرض الدير لاستيعاب حاشية البلاط وحاشية بلاط الملك جيمس عند وصوله |
Evet! Bir plaj kulübü, dans, müzik, çadırlar? | Open Subtitles | ة و نادي الشاطئ ، الرقص ، دي جي، و الخيام ؟ |
Dışarı da çadırlar kurduk ve kalanlar için yemek ve bira var. | Open Subtitles | سنُعد الخيام بالخارج بها الطعام والنبيذ من أجل رجالك.. |
çadırları kurup kutlama yapacağız. | Open Subtitles | ..وسننصب الخيام هناك ثم سنقيم إحتفالاتنا |
çadırları, kalıcı deniz buzu üstünde güvende. | Open Subtitles | لا بُد من إحكام تثبيت الخيام على جليد البحر الدائم |
Aslanlar epey yakındı, çadırların hemen arkasında. | Open Subtitles | حسنا، الأسود كانت قريبة جدا، خلف الخيام تماما. |
Sahildeki çadırların kaldırılmasının yakın olduğunu söylediniz ama hâlâ oradalar ve şimdi bir de kocaman lanet minibüsler ekliyorsunuz. | Open Subtitles | لقد قلت أنّ الخيام التي على الشاطئ سيتمّ إزالتها في أقرب وقت، ولكنّها مازالت هناك والآن قمت بإضافة المزيد من العربات |
Güzel çadırlarda yaşamalarını atlarını bereketli topraklarda dolaştırmalarını. | Open Subtitles | ويسكنوا في الخيام الجميلة . و ترعى خيولهم على التربة الخصبة |
çadırda oturanların ve sürü sahiplerinin atası Yabal gibi. | Open Subtitles | مثل يابال أبوساكنى الخيام و رعاة المواشي |
kamp, sizden önce deve yolundan oraya ulaşacak. | Open Subtitles | معسكر الخيام سَيَصِلُ الى منتصف المسافة قبلكم ، عابرينعلىطريقِالجَملِ. |
Tamam, önce bunu halledelim, çadırlara sonra geçeriz. | Open Subtitles | نعم , أخلى هذا أولاً بعدها إذهبى إلى الخيام |
çadırlardan bahsederek +1 milyon hit alamayız. | Open Subtitles | لن نحصل على مليون مشاهدة بالحديث عن الخيام |
Baban birkaç çadırı yıkmak için 60 metrelik bir robot gönderdi. | Open Subtitles | أرسل والدك إنسان آلي بطول 200 قدم ليدمر حفنة من الخيام |
Körler Khayam'ın bilge ve irfan sahibi olduğunu düşünür. | Open Subtitles | يعتبر المكفوفون أن الخيام يتمتع بالحكمة والذكاء |
Doktor'un personeli çadırın arkasında bizi bekliyor olacak. | Open Subtitles | الطبيبة ستكون في إنتظارنا خلف الخيام. |
242 numaralı eşya, Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ı Bay David Kazan'a yarım milyon dolara satıldı. | Open Subtitles | عرض رقم 242, لرباعيات عمر الخيام... ...تباع للسيد ديفيد كازان بمبلغ نصف مليون دولار. |
Bunu tüm şehrin yoğunluğunu artıran çadır direkleri olarak düşünebilirsiniz. | TED | يمكن تشبيه تلك النقاط بأعمدة الخيام والتي تكون ذا كثافة كبيرة جداً اكثر من المدينة وتمثل نواة لها |