"الدرس" - Translation from Arabic to Turkish

    • dersini
        
    • derse
        
    • dersin
        
    • ders
        
    • dersimi
        
    • dersi
        
    • derste
        
    • Sınıf
        
    • dersti
        
    • sınıfta
        
    • Dersimiz
        
    • dersleri
        
    • dersimizi
        
    • Dersinizi
        
    • dersten
        
    dersini şimdi ya da beş yıl sonra öğreneceksin; ama mutlaka öğreneceksin. Open Subtitles ستتعلم الدرس الآن أو بعد 5 سنين من الآن، لكنك بالنهاية ستتعلم
    Çalmaya başlamazsanız migrenim yüzünden bu derse son nokta konacak. Open Subtitles سواء كنت تلعب أو الصداع بلدي سوف ينتهي هذا الدرس.
    Size bundan bahsedemezsim, çünkü bu da dersin bir parçasıydı. Open Subtitles لم أستطع اخباركما بذلك لأن ذلك كان جزئاً من الدرس
    Bu mola verme fikri belkide kendi yolculuğumda öğrendiğim en büyük ders oldu. TED استمتعوا بالهدوء بالتوقف انه الدرس الاكبر الذي تعلمته من رحلتي هذه مع المرض
    Bir hata ettim ve dersimi aldım ve bir daha da yapmayacağım. Open Subtitles ارتكبت خطأ , وتعلمت من الدرس ولن افعل ذلك مره ثانيه ابدا
    Şimdi bundan sonra hangi süper güç fizik dersini keşfedeceksiniz? TED الآن، ما هو الدرس الفيزيائي للبطل الخارق الذي سنستكشفه المرة القادمة؟
    ve anaokulunda kapısında onun gibileri temsil eden bir işaret olan tuvaletler olmadığı dersini öğrendi. TED علّمت الدرس القاسي والذي مفاده أنه لا يوجد باب حمام في الروضة عليه علامة ترحب بالأشخاص مثلها.
    dersini alana kadar ambarda diğerleriyle birlikte anan ağlayacak. Open Subtitles الى مخزن السفينه حيث اصعب الاعمال حتتى تتعلم الدرس
    Peki ikinci derse geçelim: Gülleri koklayın. Pisliği de. TED حسنًا، الدرس الثاني هو: شمُّ الأزهار والطين والسماد.
    en arkada oturmuş, resim yapan bir kız. ve öğretmenine soracak olursanız bu küçük kız derse hemen hemen hiç ilgi göstermiyordu. O gün hariç. O gün nedense bütün ilgisi yaptığı resimdeydi. TED وكانت في الخلف ترسم، وقالت المعلمة أن هذه الطفلة قلما انتبهت، بينما كانت منتبهة في هذا الدرس.
    Beni bekleme. Bir sonraki derse gideceğim. Open Subtitles لا تنتظرنى فأنا سأذهب لأتابع الدرس الثانى
    Hepimiz için en zor dersin yardım etmek için ne yaptığımızın önemli olmadığını bilip nihayetinde bunun bize bağlı olmamasıdır. Open Subtitles أعتقد أن الدرس الأقسى الذي تعملناه جميعنا هو معرفة أننا مهما فعلنا للمساعدة، ففي النهاية الأمر لم يكن معلقاً بنا
    Eşimizi değerlendirme günü ve dersin sonunda amacımız sizlerin denemelerinizde kanıtlayabileceğiniz önermelerinizin olup olmadığına karar verebilmeniz. TED المراجعة الثنائية، وهدفنا في نهاية الدرس هو أن تكونوا قادرين على معرفة ما إذا كنتم تتحسنون أو لا في واجباتكم المدرسية.
    Ve herkesin buradan alacağı ders şuydu: insanları mutlu etmenin yolu onlara daha pahalı bir şey vermek, arzulanacak bir şey. Değil mi? TED و كان الدرس المستفاد لكل شخص هو أن طريقة جعل الناس سعداء هي أن تعطيهم شيئا أكثر سعرا, شيئا يطمحوا إليه. اليس كذلك؟
    Bu sefer, ders bittiğinde gitmem gereken bir evim vardı. TED وهذه المرة، كان علي الذهاب إلى المنزل عندما ينتهي الدرس.
    Şimdi çok korktum ve dersimi aldım, sen de artık gidebilirsin. Open Subtitles الاّن أنا أرتعد خوفا وقد تعلمت الدرس فيمكنك أن تذهب الاّن
    Seni hiçbir şeyden vazgeçirmeye çalışmayacağım. O konuda dersimi aldım. Open Subtitles لا أحاول إقناعكِ بالعدول عن أيّ شيء، تعلمت ذلك الدرس
    Benim bu dersi öğrenmem bu kadar uzun sürdüğü için üzgünüm. Open Subtitles اسف يا بنى , انه أخذ وقت طويل لاعرف هذا الدرس
    Bu kısa derste sivil gücün nereden geldiğini, nasıl işlediğini ve onu uygulamak için neler yapabileceğini keşfettik. TED في هذا الدرس القصير، قد وضحنا من أين تأتي السلطة المدنية، كيف تعمل وما نستطيع فعله لنتمرن عليها.
    Sınıf! Bugün ders yapmayı bir kenara bırakıyoruz, çünkü özel bir misafirimiz var. Open Subtitles أيّها الصفّ، لن أشرح الدرس اليوم لأنّ لدينا ضيفاً خاصّاً
    Beni sevmediğini öğrenmek zor bir dersti, ama biliyor musunuz, o haklıydı. TED وهكذا، كان الدرس قاسيًا بأنه لا يحبني، لكن كما تعلمون، كان على حق.
    sınıfta aşağılanmaya son! Open Subtitles لا تهكمات وسخرية لاذعة بقاعة الدرس أنت ..
    Evet ya. İkinci dersimiz: Satacağın malla kafayı bulma. Open Subtitles ،هذا صحيح , الدرس الثانى لا تثمل بواسطة مخدراتك
    Bu dersleri kendi hayatımda gayet iyi bir şekilde uyguladım. TED أطبق هذا الدرس بحذافيره في حياتي الخاصة.
    Şey, dersimizi yapıp, bunu daha sonra konuşsak olur mu? Open Subtitles أيمكن أنّ نشرح الدرس ونتحدّث عن هذا لاحقاً؟
    Doktor tamamen iyileşeceğimi söyledi. Önemli olan Dersinizi almanız. Open Subtitles الطبيب قال لي سوف اتعافى بالكامل لكن أنتم تعلمتم الدرس
    Bu yüzden "doğal olarak" bu sıkıcı dersten çıkmayı seçsem nasıl olur? Open Subtitles ما رأيك أن أنتقي الخروج من هذا الدرس الممل وأذهب لكي أتمشى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more