Böyle bir reklamı parayla satın alamazsın! Neden bana ihtiyacın olsun ki? | Open Subtitles | يمكنك شراء هذه النوعية من الدعاية ما الذى تحتاج إلى من أجله؟ |
Bay Webster, yeni ürünlerin tanıtımı için geniş bir televizyon kampanyası başlatır her zaman. | Open Subtitles | مع المنتج الجديد، مستر ويبستر يبدأ حملة اغراق بالتليفزيون لنحصل على حملة الدعاية المطلوبة |
reklamın ana teması aynı kalmak zorunda. | Open Subtitles | في الحقيقة , الجزء الرئيسي من الدعاية يجب أن يبقى كما هو |
Elbette, sorun şu ki bugünlerde daha çok ilgi çeken şey, reklamdan neden kaçtığın? Bunu çok merak ediyoruz. | Open Subtitles | مع الخجل والبعد عن الدعاية هذه الايام اليست هذه وسيل لجذب مزيد من الاهتمام ؟ |
Ve en kullanışlı şeylerden biri de logoyu alıp reklamlar yaratmakta kullanabilmekti | TED | وإحدى الأمور المفيدة التي نتجت كانت أنّه بإمكانك أخذ نوع شعارٍ وإستعماله في الدعاية. |
Yeni şirketlerin açılmasına şans tanınmalı, ...birkaç reklâm alıp, ağızdan ağza yeni müşteriler edinmelidir. | Open Subtitles | شركتك تريد فرصة فى البداية فلتحصلى على بعض الدعاية الكلام المنقول يزيد الزبائن |
Varlıklı bir New York restoranlar zinciri sahibinin kızı olan Jenny Brior son iki halkla ilişkiler danışmanını kovduktan sonra vereceği partiyi Samantha'nın düzenlemesine karar verdi. | Open Subtitles | بعد إطلاق النار لها مشاركة الدعاية اثنين، جيني بريير، ابنة صاحب مطعم، |
Daha fazla şöhret olmaya gerek yok. | Open Subtitles | أنا أعني , أنت حقا . لا تحتاج إلى مزيد من الدعاية |
O yüzden mi şu sen ve karının opera sorun yaşadığınız reklamını çektin? | Open Subtitles | هل هذا ما جعلك تصور تلك الدعاية حيث أنت وزوجتك تشعران بالحاجة للتغوط في الأوبرا؟ |
Bunun da ötesinde, internete geri dönersek aslında bazı hükümetlerin siber alemi propoganda amaçlı kullanmada uzmanlaştıklarını göreceksiniz. | TED | لكن حتى أبعد من ذلك، رجوعاً الى الإنترنت، ما يمكنكم رؤيته واقعاً أن حكومات محددة قننت إستخدام الإنترنت لأغراض الدعاية. |
Film reklamı yapan bir şirketin sahibi olduğumu söylemiştim. Şirketin sahibi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كما قلت في الليلة السابقة أنّي أملك شركة تعمل في مجال الدعاية السينمائيّة |
reklamı bahane olarak kullanıp yerini korumak için radikal adamını kovdu. | Open Subtitles | كانت خطوة صاعقة استخدام الدعاية لدعم القاعدة، وطرد المتطرّف للإمساك بالمركز |
Bu reklamı yaptım. Bu tarz alkole inanmam ama bazen ben de içerim. | TED | عملت هذه الدعاية. أنا لا أؤمن بهذا النوع من الكحول و لكنني أشرب الكحول أحيانا. |
Anladığım kadarıyla bu etkinliğin yalnızca Müslüman cemaati içinde tanıtımı yapılmış. | Open Subtitles | علي حد علمي هذا الحدث تمت الدعاية له في المجتمع الإسلامي فقط |
Bu aptal reklamın ev satmaya ne faydası olacak ki? | Open Subtitles | كيف لهذهـِ الدعاية أن تساعد في بيع المنازل ؟ |
Onların dünyaları reklamdan oluşuyor. | Open Subtitles | بربّكم, الدنيا برمّتها تتمحور حول الدعاية |
reklamlar. Yeni araba kokusu. Dakikada pilav. | Open Subtitles | الدعاية التليفزيونية, رائحة السيارات الجديدة الأرز الدقيق |
- Bundan âlâ reklâm mı olur? - Tamam. | Open Subtitles | - أنت لا تَستطيعُ شِراء هذا النوعِ مِنْ الدعاية والإعلانِ. |
Muazzam endüstrilerimiz var halkla ilişkiler endüstrisi dev bir endüstri reklamcılık vesaire tüm bunlar insanları bebeklikten itibaren istenen kalıba sokmak için tasarlanmış. | Open Subtitles | لدينا صناعات ضخمة صناعة العلاقات العامة الصناعة المتوحشة الدعاية وهلم جرا من الأشياء التي تستهدف |
Hayır, asıl sen beni kıskanıp şöhret olma şansımı elimden aldın. | Open Subtitles | الذي حدث أنكِ شعرتِ بالغيرة لذا أخذتِ فرصة لي بأن أخذ القليل من الدعاية |
Oyun, Bay Poirot. İncilerin o kadar reklamını yaptım. | Open Subtitles | المسرحية يا سيد " بوارو" بعد كل هذة الدعاية عن اللآلئ |
Ordu ve sanayi tarafından finanse edilen, ve sağcı kesim tarafından desteklenen parti bütün savaş karşıtı gruplara karşı acımasız propoganda saldırıları başlattı. | Open Subtitles | مُموّلاً من الصناعة والجيش ومُدعماً بالجناح اليمينى أطلق هجمات الدعاية الوحشية ضدّ كلّ الفئات المُعادية للحرب |
Biliyorum pahalı ama yoga dergisine ilan vermeye değer. | Open Subtitles | أعرف انها غالية ولكني أعتقد حقاً أنها تستحق الدعاية في مجلة لرياضة اليوغا |
bilirsin, sabah saat 4'te falan, bununla bir sorunum yok." "Fakat, benim bağışlarımın Reklama harcanmasını istemiyorum." | TED | لكنني لا اريد ان تصرف تبرعاتي على الدعاية اريدها ان تذهب الى المحتاجين |
Şöhreti kaldıramadılar. | Open Subtitles | هم لا يستطيعون أن يشتروا تلك الدعاية والإعلان. |
Kimileri en kötü Yahudi karşıtı propagandayı hatırlattığını söylüyor. | TED | وبعض الناس يقولون إنها تذكرهم بأساليب الدعاية الفجة ضد السامية. |
Bu reklam kampanyası biraz sınırını aşmış olabilir. | Open Subtitles | -ربما تجاوزت هذه الدعاية الحدود |