Temyiz işlemi dava sürecinden çok daha çağdışı bir süreçtir. | Open Subtitles | إن إستئناف الدعوى يبدو اكثر صعوبة من القضية التى ستستأنف |
HAVA YOLUNU dava ETTİKTEN SONRA, BENİM KADAR İYİ OLACAKLAR. | Open Subtitles | سأخبرك ماذا. سوف أمتلك شركة الطيران هذه بعد الدعوى القضائية. |
Hayır, davayı geri çektiğini söylemek için avukatım aradı da. | Open Subtitles | لا، تلقيت تواً اتصالاً من المحامي ويقول إنك سحبت الدعوى |
Bakın, önce bana dava açtınız, kocanızın ölümünden sonra davayı zırt diye geri çektiniz, ...hem de bir kaz osuruğu zırtından bile çabuk. | Open Subtitles | تقاضيني، يموت زوجك، تسقطين الدعوى مثل البطاطة الحارة. كلّها أسرع من ريح خرجت منمؤخرةبطّة. |
davanın hatalı olduğunu düşünüyor ve yeni bir duruşma istiyor. | Open Subtitles | تثبت انها اى شىء باستثناء التفرد و يطلب اسقاط الدعوى |
Bunu sana bir kez daha söylemeyeceğim. Bu davadan ayrılacaksın. | Open Subtitles | لن أقُل لك هذا ثانيةً، ستتخلّى عن الدعوى القضائيّة تلك |
dava daha da güçlenip, daha detaylı hale gelince, bu günü yaratmak daha da kolay hale geldi. | TED | كلما كانت الدعوى اقوى وأكثر تفصيلا كلما كانت فرصة تحقيق هذا اليوم أفضل |
dava başladıktan ancak altı ay sonra, keşif aşamasına gelebildik. | TED | بعد ستة أشهر من الدعوى القضائية، وصلنا في النهاية إلى مرحلة الاكتشاف. |
Şu açığa alınmanla ilgili olan dava iyi sonuçlanacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | الدعوى.. القضائية التي رفعتَها ضد قرار أيقافك، أعتقد أنّها ستنجح |
dava açmalarını sen sağladın. Şimdi de aksine inandır. | Open Subtitles | أَقنَعتَهُم برفعِ الدعوى الآن عليكَ إخبارهُم بسَحبِها |
Savcılık davayı düşürürse, herkes bunun politik bir şey olduğunu söyleyecek. | Open Subtitles | وإذا أسقط المدعي العام الدعوى سيقول الناس أنه اتفاق سياسي. |
Öyleyse, yarın sabah, savcı davayı çekeceğini ilan edecek. | Open Subtitles | لذا سيعلن المدعى العام غدا صباحا إسقاطه الدعوى |
Sessiz sedasız istifa ederdim Sonia'ya bu davayı da açmazdım. | Open Subtitles | أقدم استقالتى ولا أقيم هذا الدعوى ضد سونيا |
Birleşik Devletler'e geldi. davayı düşürdü. Babasının yanına taşındı. | Open Subtitles | نعم، تعود للولايات المتحدة و تسقط الدعوى و تنتقل للعيش مع والدها |
Bu davanın reddetme, zorlama grev ve başka bir mahkemeye nakli önerilerini istiyorum. | Open Subtitles | أريد اقتراحات لإبطال الرفض طعن وتغيير مكان الدعوى لماذا لم تنتهي حتى الآن |
Bana 1000 dolarlık bir çek yazarsın ben de davadan vazgeçerim. | Open Subtitles | لذلك لماذا لا تدون لي شيكاً بألف دولار وأنا أُسقطُ الدعوى. |
Sahnede olmak, parlayan bir elbise içinde, ve binlerce insanın benimle şarkı söylemesini duymak. | Open Subtitles | يجري على خشبة المسرح في الدعوى التي تشرق, ونسمع الآلاف من الناس الغناء معي. |
davada kendi kendimi savunursam, aptal durumuna düşeceğimi düşünerek, kendime bağımsı? | Open Subtitles | اعرف قاعدة القانون لا يحمي المغفلين لقد وكلت محامي خاص, فرفع الدعوى وأصبحت قضية معلنة |
Bu grup davasını bana o getirdi. Onun için önemli. | Open Subtitles | هي من أحضر لي هذه الدعوى القضائية وهي مهمة لها |
grup davasında temsil edilen bütün çocukları anlıyorum ama müvekkilimin haklarını savunduğum için kendimle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | اشعر بكل الأطفال المقدمين الدعوى, ولكني اشعر بفخر كبير لأنني ادافع عن حقوق موكلي. |
Yasla olmayan yolla mülkiyet ele geçirme davası açacağız. | Open Subtitles | سنجهز ملف الدعوى أولا حيازة الممتلكات بطريقة غير قانونية سنريهم قوتنا |
davaya konu olan herkes yasaya göre katılım gösterecektir. | Open Subtitles | كل من لديهم موجب لحضور الدعوى القضائية سيتواجدون وفقا للقانون |
Bu mahkeme bir zarf atma, sayın hakim. Bu kadar basit. | Open Subtitles | الغرض من هذه الدعوى هو تصيد المعلومات فقط يا سيادة القاضية |
İddia makamının onu nasıl bulduğu, nasıl konuştuğu hakkında somut bir delil yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيءٌ حول كيفية إقامة الدعوى كيف جعلوه يتكلم لا أوراق للأدلة |
Umarım ona açılan dava canına okuyana dek ortalıkta olur. | Open Subtitles | آمل أن يآنسه الفشل لفترة أطول حتى تنال منه الدعوى القضائية. |
- Bu takım elbiseni mahvetmeyecek mi? | Open Subtitles | - جوني : هل ستعمل الخراب الدعوى الخاصة بك؟ |