Eğer resmi çalışma adresleri varsa iki dakika içinde gönderebilirim. | Open Subtitles | لطالما لديك عناوينهم الرسمية يمكنني أن أفعلها خلال الدقيقتين القادمتين |
İki dakika sonra şöyle dedi: | Open Subtitles | و كُنّا هناك لكُلّ الدقيقتين عندما يَقُولُ: |
O iki dakikada neredeyse ölüyorlardı, Jillian. | Open Subtitles | خلال هاتين الدقيقتين , كادا أن يموتا يا جوليان |
Yalnız kaldıkları o iki dakikada neler oldu? Ne yaşadılar? | Open Subtitles | ماذا حدث في هاتين الدقيقتين عندما كانا لوحدهما ؟ |
Hiç bir fikrim yok. Eğer 2 dakikanın altına düşersem en mutlu insan olurum. | Open Subtitles | إذا إستطعت أن أتجاوز الدقيقتين فسوف اكون أسعد رجل في العالم |
Tamam. En azından iki dakikanın hepsini kullanmadım. | Open Subtitles | حسنا، على الأقل لم أستغرق كامل الدقيقتين |
O iki dakikayı boş ver. Şimdi gidebilirsin. | Open Subtitles | حسناً لا تهتم لهذه الدقيقتين يمكنك ان تذهب الان |
Bugün iki dakikalık telefon görüşmesi ile yarım günlük emek tasarrufu ediyoruz. | TED | اليوم هم يختصرون نصف يوم من العمل في مكالمة هاتفية لاتتجاوز الدقيقتين. |
Geldikten iki dakika sonra gidersen ikimizin de şansını yok edersin. Peki. | Open Subtitles | لتَرْك الدقيقتين بعد وُصُول، أنت سَتُخرّبُ فرصَنا. |
İki dakika kadar. | Open Subtitles | حوالي الدقيقتين ، وهما كافيتين حتي أتم ما أطرحه عليك |
Şimdi iki dakika boyunca bir fırt kokain için kıvranan bir sürtük gibi terleyip titreyeceğim. | Open Subtitles | الان يجب على ان امضى الدقيقتين القادمتين ارتعش و اتصبب عرقاً كساعة قديمة تحتاج لتصليح |
- Hiç bir şeye yetmez iki dakika. | Open Subtitles | هاتين الدقيقتين لم تكن تعرف عنهم شئ موري |
O iki dakikada ölmüş olabilirdiniz. | Open Subtitles | في خلال هاتين الدقيقتين ربما كنت أنت قد مت |
Ne yani, iki dakikada öğreneceğini mi sandın? | Open Subtitles | ماذا، هل اعتقدت أنّك تعلّمت فعل هذا في الدقيقتين الأخيرتين؟ |
İlk iki dakikada yakalanmazsan, yırttın demektir. | Open Subtitles | إن لم يمسكو بك في الدقيقتين الأوليين تكون قد نجوت |
Şimdi, önümüzdeki iki dakikayı... titreyerek, terleyerek... tamir edilmeyi bekleyen bozuk bir saat gibi geçirmem gerekecek. | Open Subtitles | الآن يجب على أن أمضي الدقيقتين القادمتين ارتعش و أتصبب عرقا كساعة قديمة تحتاج لتصليح |
Bu girişle birlikte şimdi sizlere, takip için kullanılacak güçük bir uçaktan devasa bir uçağa kadar bir yelpazeyi gösterecek olan 2 dakikalık video kaydımızı göstereyim. | TED | و بعد هذا التمهيد، دعنا نشاهد في الدقيقتين التاليتين شريطاً للفيديو يصور طائرة مراقبة صغيرة انتقلت لتصير طائرة عملاقة. |
2 dakikalık çıkış kapısını 18 saniye önce geçtik. | Open Subtitles | تجاوزنا الدقيقتين كحد أدنى منذ ثمانية عشر ثانية |
İki dakika içinde toplantıya gelmeni ve çok önemli bir telefonumun olduğunu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | في الدقيقتين القادمتين , أريد منك أن تأتي الى هذا الأجتماع و أن تخبريني بأن لدي أتصال هام جداً |