Grönland'dayken eriyen buzun ortasına annemin küllerini serptim. | TED | عندما كنت في جرينلاند نثرت رماد أمي في ثنايا الجليد الذائب. |
Eğer karada eriyen buzulların deniz seviyesini nasıl yükselttiğini öğrenmek isterseniz, işte burası denize aktığı nokta. | TED | اذا أردتم معرفة كيفية زيادة معدل البحر من قاعدة أرضية للثلج الذائب هنا حيث تصل البحر. |
Dünya nüfusunun yüzde 40'ı içme sularının yarısını bu eriyen buzullardan almaktadır. | TED | أربعون في المائة من كل الناس في العالم يحصلون على نصف مياة شربهم من الجليد الذائب. |
Ben erimiş kar tatmayan bir yunusum. | Open Subtitles | أنا دولفين لم يتذوق أبدا طعم الثلج الذائب |
Dolabının zemininde erimiş cam kırıkları bulduk. Anlatmak ister misin? | Open Subtitles | وجدنا شظايا من الزجاج الذائب على أرض خزانتك أتود إخباري عنها؟ |
Sonra o üzeri gevrekli erimiş peynirli kızartma için patatesleri soyacağım. | Open Subtitles | و سأقشر البطاطس لطبخها مع الجبن المتموِّج الذائب أعلاها |
Öldürücü soğuk etkisini kaybetti ama eriyen kar yığınları sokaklarda ve avlularda binlerce cesedi ortaya çıkardı. | Open Subtitles | البروده القارصه ستقل حدتها كثيراً لكن الثلج الذائب سيكشف الغطاء عن الالاف الجثث الملقاه فى الشوارع والطرقات |
Her yaz yükselen sıcaklığın sonucu olarak çok miktarda eriyen su, buz yüzeyinde göl ve nehirler oluşturuyor. | Open Subtitles | كل صيف ، كنتيجة لزيادة درجات الحرارة كمية كبيرة من الماء الذائب يكوّن بحيراتٍ وأنهاراً على سطح الجليد |
Bu başlı başına kötü bir durum ama eğer eriyen su, buzulların denize yayılmasını da hızlandırıyorsa bunun çok ciddi sonuçlar doğurması mümkün. | Open Subtitles | وسيكون هذا سيئا من تلقاء نفسه ولكن إن سبب الماء الذائب تسريع حركة الكتل الجليديّة للبحر ، سيكون هنالك عواقب وخيمة |
Ancak eriyen buzlar ormanların gelişmesine olanak sağlar. | Open Subtitles | الماء الذائب يسمح بنمو الغابات دائمة الخضره |
eriyen karlar topraktan fışkıran tatlı su akıntılarını besler. | Open Subtitles | يغذّي الجليد الذائب جداول المياه العذبة التي تتدفّق خارج الأرض |
eriyen buz açık yarıklara doldukça bir sualtı serabı oluşturur. | Open Subtitles | بينما يمرّ الثلج الذائب داخل الشقوق المفتوحة فإنه يخلق سراباً تحت الماء |
New York ağustosta, devasa, eriyen bir balmumu müzesi gibi. | Open Subtitles | نيويورك في شهر أغسطس.. إنها كـ متحفُ كبير من الشمع الذائب |
Kışı kıyıdan uzakta geçiren hayvanlar koy ve fiyortlardan eriyen buzu izliyor. | Open Subtitles | الحيوانات التي قضت الشتاء بعيداً عن الشاطئ تتبع الثلج الذائب نحو الخِلجان والمَضائق البحرية. |
eriyen su ovalara hayat verecek. | Open Subtitles | الماء الذائب يجب ان يعيد الحياه للاراضي المنخفضه |
Sana pastırmalı, duble mantarlı erimiş peynirli burgerların nasıl olduğunu söyleriz. | Open Subtitles | مهلاً , سنُعلِمك كيف ثلاثية اللحم و مزدوجة الفطر . و الجبن السويسري الذائب سيكون . رائع |
Her yaz buz örtüsünün yüzeyinde bir kısım erir ve safir mavisi renkli erimiş su gölleri oluşturur. | Open Subtitles | كل صيف، تذوب بعض أجزاء سطح الصفيحة الجليدية، مشكلةً بحيرات ياقوتية الزرقة من الماء الذائب |
Bıçağı, erimiş metale, her seferinde yarım santimetre sokmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تضيف المبضع داخل المعدن الذائب بقدر نصف سنتمتر بالضبط في كلّ مرّة. |
erimiş Patty* hazır. Pardon, erimiş pantolonlar. | Open Subtitles | خذي الشطيرة الذائبة تصحيح, السروال الذائب |
Himalayalardan erimiş kardan daha saftır. | Open Subtitles | صافي أكثر من الثلج الذائب من هملايا |
Orada yeryüzünün erimiş çekirdeğinden başka bir şey yok. | Open Subtitles | إنه لب الأرض الذائب فحسب، صحيح ؟ |