"الذهاب إلى السجن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Hapse girmek
        
    • Hapse girmeyi
        
    • hapiste
        
    • Hapishaneye gitmek
        
    • mı hapsi
        
    • hapse girme
        
    • hapse gitmek
        
    • hapse giremem
        
    • hapse gitmeyi
        
    Siz merhametli birisiniz. Hapse girmek istemiyorum. Orada hırsız ve tecavüzcüler var. Open Subtitles أعرف إنك رجل رحيم لا أريد الذهاب إلى السجن
    - Eğer Hapse girmek istemiyorsan, yürü. - Hapis mi? Open Subtitles هيا إذا لم ترد الذهاب إلى السجن عيك أن تذهب الآن
    Belki de şimdi Hapse girmek benim avantajıma olacak. Open Subtitles ربما الذهاب إلى السجن الآن سيكون فى صالحى
    Ama Hapse girmeyi ya da bütün hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir sicile sahip olmayı hak etmiyor. Open Subtitles ولكنه لا يستحق الذهاب إلى السجن أو لديه سجل يتبعه في جميع الأنحاء لبيقة حياته
    Belki bu 11 ay hapiste olacağı gerçeği yüzünden olmuştur. Open Subtitles ربما كان ذلك ما عليها فعله مع حقيقة أنها كانت على وشك الذهاب إلى السجن لـ 11 شهرا
    Bence Hapishaneye gitmek bile geldiğim yerden daha iyi. Open Subtitles بصراحة، أعتقد أن الذهاب إلى السجن أفضل من المكان الذي جئت منه.
    - Çok sağ olun bayım ama korkarım ki Hapse girmek zorundasınız! Open Subtitles شكراً جزيلاً لك, سيدي لكني أخشى أنه عليك الذهاب إلى السجن
    Çünkü Hapse girmek istemezsin Gary. Open Subtitles لأنك لن ترغب في الذهاب إلى السجن يا غاري
    Çalıntıydı onlar. Hapse girmek istemedi. Open Subtitles كانوا مسروقين، لم أُرِد الذهاب إلى السجن
    Baba, Hapse girmek istemiyorsan, bana güvenmen gerek. Open Subtitles أبي، يجب عليك الوثوق بي ما لمْ تكن تُريد الذهاب إلى السجن.
    Daha sonra Kanada yapımı belgesel, "Şirket" te Hapse girmek söylemi ile ne demek istediğim soruldu, ben hırsızlığın bir suç olduğunu arz ettim. TED وسئلتُ في فيلم وثائقي كندي " ذى كوربوريشن" عما كنتُ أعني ب "الذهاب إلى السجن" فقلت أن السرقة جريمة
    Bugün düğün günüm. Hapse girmek istemiyorum. Open Subtitles إنه يوم زفافي لا أريد الذهاب إلى السجن
    - Hapse girmek istemiyorum. Open Subtitles خارج حوض السفن؟ - لا أريد الذهاب إلى السجن -
    - Hapse girmeyi istemiyordum. Open Subtitles ـ عدم الذهاب إلى السجن ـ حسناً، أنت الان خارج السجن
    Tuasopo para aldığı adamın korkusuna Hapse girmeyi göze alıyor. Open Subtitles توسوبو أكثر خوفا من الشخص الذي دفع له من خوفه من الذهاب إلى السجن
    Yani hükûmete bir eleştiri yapıldığında Risen ondan önceki cesur gazetecilerin yaptığını yaptı: Reddetti ve "Hapse girmeyi tercih ederim." TED لذا عندما بدأت الحكومة بطرح الأسئلة، قام بفعل ما فعله الكثير من الصحفيين الشجعان من قبله رفض التفاوض مع الحكومة وقال انه يفضل حينها الذهاب إلى السجن.
    Neden sadece patronlarını korumak için hayatının geri kalanını hapiste geçirsin ki? Open Subtitles لماذا قد يود الذهاب إلى السجن لبقية حياته فقط ليحمي روؤسائه؟
    Hapishaneye gitmek ülkemizde zor değildir. Open Subtitles الذهاب إلى السجن ليس صعباً في بلدنا.
    Michaela, orgazm olmadan mı hapsi boylamak istiyorsun? Open Subtitles (ميكايلا)، هل ترغبين في الذهاب إلى السجن دون هزّة جماع ؟
    Ne yaparsan yap, hapse girme! Open Subtitles أفعلي مايحلو لك لكن بدون الذهاب إلى السجن
    hapse gitmek ve parlak hayatının geri kalanında her gece zorla ırzına geçilmesi aptallık. Open Subtitles الذهاب إلى السجن و التعرض للأغتصاب كل ليلة لبقية حياتك اللعينة هو الجنون
    Kız arkadaşım hamile, işimden olamam ya da hapse giremem. Open Subtitles إن خليلتي حِبلى ، لا أستطيع المُخاطرة بوظيفتي أو الذهاب إلى السجن
    Bu saygınlığı korumak için hapse gitmeyi göze mi alacaksın? Open Subtitles أتفضلي الذهاب إلى السجن حفاظاً على سمعته؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more