Bu laboratuvarda takımım ile birlikte üzerinde Çalıştığım en önemli şeydir. | TED | و هذا هو الشيء الأساسي الذي أعمل عليه مع فريقي بالمختبر |
Bu, benim üzerinde Çalıştığım,ATLAS dedektörü 44 metre genişliğinde ve 22 metre çapında | TED | هذا الذي أعمل عليه. يدعا بمجس أطلس عرضه 44 متر، وقطره 22 متر |
Fakat şu anda Çalıştığım yeni projede, benim yeni filmim bu olacak, pazarlama dünyasını, reklamcılığı inceliyoruz. | TED | ولكن في المشروع الجديد الذي أعمل عليه، فيلمي الجديد ندرس عالم التسويق والإعلان. |
Ne yaptığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الذي أعمل. |
Bu ova tapiri, benim Çalıştığım tapir türü, Güney Amerika'daki en büyük karasal memeli. | TED | هذا هو التابير الذي يعيش في الأراضي المنخفضة نوع التابير الذي أعمل عليه الثدييات البرية الأكبر في أمريكا الجنوبية |
- ...beraber Çalıştığım kişi burada. Telefonu ona veriyorum. - Ver. | Open Subtitles | الرجل الذي أعمل معه بجانبي الآن وسأدعك تتحدث معه |
Şimdi, bütün dünya nüfusu göz önüne alındığında, bu beni yüzde 1,95'lik en zengin insanların arasına koyar. Bu da kimin için Çalıştığım sorusunu akla getirir. | TED | الآن مقارنة بجميع سكان العالم، ذلك يضعني في أعلى 1.95 من أثرى الناس، مما يثير التساؤل، من الذي أعمل لديه؟ |
Ben bir bilgisayar uzmanıyım ve Çalıştığım alan yapay zekâ. | TED | أنا عالمة حاسوب و المجال الذي أعمل به هو الذكاء الإصطناعي |
Şimdi üzerinde Çalıştığım soru ise, bunu söyleyip bitireceğim, neden bir başkasına değil de o insana âşık olursunuz? | TED | السؤال الذي أعمل عليه في هذه اللحظة، وأنا ساجيب عنه في ثانية ومن ثم انتهي، هو لماذا نقع في حب شخص معين ، دون الآخر؟ |
Bugün yapacağım şey sizlere bir önizleme sunmak, şu an üzerinde Çalıştığım, bir sonraki sergiden. Bu serginin ismi "Tasarım ve Elastik Zihin." | TED | و ما سأقوم بعمله اليوم هو أن أعرض لكم فكرة عامة عن المعرض القادم الذي أعمل عليه، و أسمه "التصميم و العقل المطاط" |
Çalıştığım mağazada, iki kat arasındaydı. | Open Subtitles | في المتجر الذي أعمل به بين الطابق السفلى والقبو |
Çalıştığım kitapçıdaki Dr Post'un üniversitelerle ilişkileri var. | Open Subtitles | دكتور بوست التي تُدير المتجر الذي أعمل فيه ، لديها تواصل مع عدّة جامعات. |
Ne yaptığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الذي أعمل. |
Ne yaptığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الذي أعمل. |
Orası benim Çalıştığım yer. Seni daha önce görmedim. | Open Subtitles | إنه المكان الذي أعمل فيه أنا لم أرك من قبل |
Bu yasal olmayan operasyonu benim Çalıştığım yerin dışında yapsak olmaz mı? | Open Subtitles | ألا يمكننا عدم القيام بتلك العملية الغير قانونية في المكان الذي أعمل فيه؟ |
Çalıştığım kişi için Çömleğin enerjisi çok önemli ve onu geri almam hayati önem taşıyor. | Open Subtitles | لتفهم ، ان الطاقة من الكسرة مهمة جداً للشخص الذي أعمل عنده ومن الضروري أن أقوم باسترجاعها |
Pekala, şu an onun adına Çalıştığım müşterim Marquis Jet adında gerçekten iyi bir şirket ve özel jetlerin daha düşük maliyetle nasıl kiralanacağını bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | حسنا الزبون الذي أعمل من أجله الآن هو حقا هذه الشركة الرائعة التي اسمّها الطائرة النفاثة ماركويز وهم يحاولون وضع تصور كيف يمكن جعل استئجار الطائرات الخاصة متاح أكثر |