Buna sebep olan birisi gibi kendimi hissetmiyorum." Zaman insandan insana farklılık gösteriyor, ve öznel zamanımızın esnek doğası zamanın gerçek olup olmadığını merak etmesine neden oldu. | Open Subtitles | لم أشعر بأنني الشخص الذي تسبب بهذا العمل |
Gerçekten kazaya sebep olan şey neydi ? | Open Subtitles | ما الذي تسبب في حادثة ارتطام السيّارة فعلاً؟ |
Şirketimi kaybetmeme sebep olan adam ve onu parçalayan ortağı. | Open Subtitles | الرجل الذي تسبب بفقداني لشركتي وشريكه الذي قام بتدميرها |
Emin olduğumuz tek şey sorunlara kötü işinin sebep olduğu. | Open Subtitles | و ذلك مناسب بشكل أفضل كل ما نعرفه أنه كان عمله الشرير الذي تسبب بمشاكله |
Benimle birlikte 16 kişinin yoğun bakım ünitesine bağlanmasına yol açan bir deneme. | Open Subtitles | الأمر الذي تسبب في نقلي أنا و ستة عشر أخرين الي قسم العناية المركزة |
Peki bunca soruna neden olan bu adamın adı ne? | Open Subtitles | و اسـم هذا الشخـص الذي تسبب فـي كل تلك المشاكـل ؟ |
Ebu Garip olayına da, bu düşünce tarzı sebep oldu. | Open Subtitles | هذا هو نمط التفكير الذي تسبب فى تخليق "أبو غريب". |
Bu işitme kaybına ise neyin sebep olduğunu asla bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | ما الذي تسبب بفقدان السمع لم نعرف بالتأكيد |
Neden kazaya sebep olan kişiyi aramıyorsunuz? | Open Subtitles | لم لا تبحث عن الشخص الذي تسبب في الإصطدام؟ |
Şimdi de ayrılmamıza sebep olan kişiyle evleniyorsun. | Open Subtitles | والآن ستتزوجين الرجل الذي تسبب بـ انفصالنا |
Bu arada Dr. Hodgins'le birlikte buna sebep olan cismi bulmaya çalışın. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء، يرجى عمل مع الدكتور هودجينز لتحديد السلاح الذي تسبب في الاصابة. |
sebep olan silahı tanımlayabilmek için çentiklerden mikrosil kalıp çıkartacağım. | Open Subtitles | وسوف أخذ ميكروسيل العفن من العنق لمعرفة ما اذا كان يمكنني تحديد السلاح الذي تسبب بها |
Buna sebep olan silahı belirleyebilirsek, bizi katilimize götürebilir. | Open Subtitles | إذا كنا نستطيع تحديد السلاح الذي تسبب في هذا |
Alan Walters kazaya sebep olan şoför. | Open Subtitles | ..... ألن والترز السائق الذي تسبب في وقوع الحادث |
İşini kaybetmene sebep olan benim. | Open Subtitles | أنا الشخص الذي تسبب بخسارة وظيفتك |
Bizler şimdi, zeki türlerin ve aç gözlü primatların sebep olduğu, yok oluşun sonlarındayız. | Open Subtitles | نحن الآن على أعتاب الإنقراض الجماعي النهائي الذي تسبب فيه أنواع من الثدييات الماهرة لكنها جشعة تُدعى الإنسان |
Doktor Winters, beni daha ziyade Sara Foster'ın ölümüne kimin sebep olduğu ilgilendiriyor. | Open Subtitles | دكتور "وينتيرز" أنا في الواقع أكثر اهتماماً "بالشخص الذي تسبب في وفاة "سارة فوستر |
Sutton'un sebep olduğu kazayı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ الخبر الصحفي عن ذلك الحادث الذي تسبب (ساتون) به |
ŞÜPHELİ NEZARETTE Yangına ve patlamalara yol açan adam ölümden döndü... | Open Subtitles | الشخص الذي تسبب في الحريق و الإنفجار |
Sorunlara neden olan adam. Her şeyi o düzenledi. | Open Subtitles | الرجل الذي تسبب في مشاكلنضم كل شيء |
Peki diş dökülmesine ne sebep oldu? | Open Subtitles | و لكن ما الذي تسبب بفقدان الأسنان؟ |
Yani, eğer buna neyin sebep olduğunu bilseydim, bir şeyler yapabilirdim ama bu arızalar her tarafta ortaya çıkıyorlar. | Open Subtitles | لو كنت أعرف ما الذي تسبب في ذلك لكان بإمكاني أن أفعل شيء حيال ذلك ولكن هذه الأعطال تظهر في كل مكان |