"الذي تستحقه" - Translation from Arabic to Turkish

    • hak ettiğin
        
    • hak ettiği
        
    • hakkın olan
        
    Şerefim üzerine ant içerim ki, hak ettiğin intikamını alacaksın. Open Subtitles . أقسم لك بشرفي . ستحصل على الانتقام الذي تستحقه
    Hepimiz hak ettiğin itibarı kazandığından emin olacağız. Open Subtitles وكلنا سنعمل على التأكد ستحصل على الأئتمان الذي تستحقه
    Ama söz veriyorum, gelecekte hak ettiğin sevgiyi ve saygıyı sana göstereceğim. Open Subtitles واعدك في المستقبل ان اريك الحب والاحترام الذي تستحقه
    Çünkü Gotham'ın hak ettiği, ama henüz ihtiyacı olmayan kahraman o. Open Subtitles "لأنه البطل الذي تستحقه "غوثام و لكنه ليس الذي تحتاجه الآن
    En azından hastayken onu onurlandırıp ona hak ettiği yuvayı verebilir ve elimden gelen en iyi şekilde bakabilirim. Open Subtitles أقل مايمكنني فعله أن احترمها في مرضها وأن أعطيها المنزل الذي تستحقه وأفضل رعاية ممكنة.
    Bu yüzden hakkın olan mirası sana bırakabilmek için ölümümü tezgâhladım. Open Subtitles لهذا قمت بتزييف موتي لأعطيك الميراث الذي تستحقه
    Kimsenin sana hak ettiğin değeri vermemesi dışında. Open Subtitles عدا أن لا يوجد أحد يعطيك التقدير الذي تستحقه على أي شيء
    Artık hak ettiğin unvanla aranda hiçbir şey kalmadı. Open Subtitles لا يوجد ما يحول بينك وبين اللقب الذي تستحقه
    hak ettiğin saygıyı sokaklarda kazanmanı istiyorum, Tommy. Open Subtitles أريدك أن تنال الإحترام الذي تستحقه في الشوارع
    Umarım 100 yaşına kadar yaşar ve her gününü hapiste geçirirsin, çünkü hak ettiğin bu. Open Subtitles أتمنى أن تعيش مئة سنة وتقضي كل يوم منها وأنت تتجول في السجن لأن هذا الذي تستحقه
    Belki de kalan kısa zamanımda hak ettiğin baba olabilirim. Open Subtitles وربما، خلال ما تبقى لديّ من بعض الوقت، يمكنني أن اكون الأب الذي تستحقه
    hak ettiğin tek şey mutlu olmak. Artık kendini affetmenin bir yolunu bulmalısın. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي تستحقه هو السعادة، لكن عليك إيجاد وسيلة لمسامحة نفسك.
    Hiçbir zaman da hak ettiğin saygıyı göremiyorsun. Open Subtitles وأنت أبدا حقا الحصول على الاحترام الذي تستحقه سواء.
    Ne Steven Frost ne de teşkilat sana hak ettiğin saygıyı göstermiyor. Open Subtitles لا ستيفن فروست ولا الوكالة يمنحوك الاحترام الذي تستحقه.
    Hayatını riske sokan sağlık sorunların hakkında şikayette bulundun sana bu konuda hak ettiğin desteği sağlamak istiyorum. Open Subtitles لقد قدمت شكوى تزعم مشاكل صحية تُهدد الحياة, و أريد مساعدتك. لتحصل على التعويض الذي تستحقه.
    Eğer konumum müsaade etseydi, sana hak ettiğin cezayı verirdim. Open Subtitles لولا مهنتي، لضربتك الضرب الذي تستحقه
    hak ettiği saygıyı gördüğünden emin olmak istiyorum. Open Subtitles أردت الحرص على أنها ستنال الإحترام الذي تستحقه
    Aslına bakarsan o, küçük kızımın hak ettiği türden bir erkek. Open Subtitles في الحقيقة، إنه الرجل الذي تستحقه ابنتي.
    hak ettiği desteği ve sevgiyi saklamak için elimden gelen ne varsa yapacağım. " TED سأفعل ما بوسعي لتزويدها بالحب والدعم الذي تستحقه".
    Tabii hakkın olan zaferden de. Open Subtitles والنصر الذي تستحقه
    Röntgen denen adam senin hakkın olan övgüyü elinden kaptı. Open Subtitles هذا الشخص (رونتغين) إنتزع التقدير الذي تستحقه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more