"الذي ليس" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmayan bir
        
    • olmayan şey
        
    • olmayan kişi
        
    • bile olmayan
        
    • olmayan ne
        
    • olmadığımız
        
    • olmayan biri
        
    ...ancak yeşil ekranda çalışmak işimin çok kolay olmayan bir kısmı. Open Subtitles لكن الشاشة الخضراء هي الجزء الوحيد الذي ليس سهلاً في عملي
    Kocası olmayan bir adamın kollarında mı? Open Subtitles مثلما حدث الليلة؟ بين ذراعي الرجل الذي ليس زوجا لها؟
    -Klinik olarak hiçbir anlamı... .olmayan bir terim. Doktorlar, bunu kullanırlar... Open Subtitles وهو المصطلح الذي ليس له معنى السريرية على الإطلاق.
    Hayır, asıl akıllıca olmayan şey beni takip ettirmen. Open Subtitles لا، الذي ليس ذكياً هو وضعك لأحد ما ليراقبني
    Doğum kaydı bile olmayan kişi. Open Subtitles الفتى الذي ليس لديه أي ملفات تدل على ولادته
    Burada Wall Street'de olmayan ne var? - Ne? Open Subtitles لا لا ابق معي ما الذي ليس موجودا في وول ستريت ماذا
    Gerçek hayatta karşı karşıya kalmaya hazır olmadığımız bu kritik boyutu ancak sinema ile elde edebiliriz. Open Subtitles ففي السينما فقط نستطيع الحصول على هذا البُعد الخطير الذي ليس في مقدرونا مواجهته في الواقع
    Olayı bilmiyorum ama hiçbir şeyi olmayan biri için aksi, inat ve çocukça davranmak ne kadar zordur bilir misin? Open Subtitles لا اعرف ايضاً لكن إلا تعرف الشخص الذي ليس لديه اي شيء ليفعل بشكل طفزلي
    Bunun gibi bir şeyden emin olmayan... bir kardeşinize mi benziyorum? Open Subtitles هل أبدو لك ذلك الرجل الذي ليس متأكداً حول شيئ ما مثل هذا؟
    CIA'le görünen bir ilişkisi olmayan bir ekip. Open Subtitles مشتملون على أعضاء الفريق الذي ليس له إنتساب ظاهر إلى وكالة المخابرات المركزية.
    Kendinden olmayan bir çocuk için çok fazla zaman harcayıp mücadele ediyor. Open Subtitles يبدو انه تم انفاق الكثير من الوقت والمال يقاتلون من أجل الطفل الذي ليس له.
    Alzheimer'lı yaşlı biri için, 50 yaşındaki kanserli biri için arkadaşı olmayan bir genç için aniden bir seçenek olur. Open Subtitles لذوي عمر الـ 55 عاماً المصابين بالسرطان للمراهق الذي ليس لديه أصدقاء من قرر أن الإنتحار هو طريق الخلاص؟
    Bunun suçlayıcı olmayan bir tarafı var mı? Open Subtitles هل هناك بعض جزء من ذلك الذي ليس بالكامل التجريم ؟
    Bu anayasa olmayan şey ise yasa dışı kanun infazcısı polisin adaleti. Open Subtitles و الذي ليس موجودا بتلك الوثيقة الشرطي مقتص العدالة
    Grubumuzda kimsede olmayan şey ne? Open Subtitles ماهو الشيء الوحيد الذي ليس لدى مجموعتنا
    Kayıtlara geçsin, bu arabadaki tek polis olmayan kişi çıkıp da ön koltuk benim diyemez. Open Subtitles وللعلم، الرجل الوحيد الذي في هذه السيارة الذي ليس شرطياً حقيقياً ليس مسموحاً له بقول "طلقات ناريّة".
    Aslında gurupda olmayan kişi? Open Subtitles رجل المجموعة الذي ليس حقا في المجموعة
    Burada neler döndüğüne dair en ufak bir fikri bile olmayan bir tek ben mi varım? Open Subtitles ...هل انا الوحيد هنا الذي ليس لديه فكرة عما يحدث هنا ؟
    Bir hayatı bile olmayan sensin. Open Subtitles إنه أنت أنت الشخص الذي ليس لديه حياة
    Bu günlerde de ırkçı olmayan ne var ki? Open Subtitles ما الذي ليس كذلك هذه الأيام؟ أعثرتِ على ما تبحثين عنه؟
    Burası gerçek kimliğimizi saklamak zorunda olmadığımız bir yer. Open Subtitles انه المكان الذي ليس علبنا ان نخفي هويتنا به
    Bu saatten sonra kral olmayan biri ancak ayak bağı olur. Open Subtitles الشخص الذي ليس ملكا سيكون مجرد عثرة في الطريق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more