Bir bağlantı olup olmadığını görmek için Palmer'la alakalı elimizdeki her şeyi Tony ve Michelle'le eşleştiriyoruz. | Open Subtitles | نحن نراجع كل ما لدينا عن الرئيس بالمر ويرتبط بالاثنين لنرى إن كنا نستطيع الربط بينهما |
Bir bağlantı olup olmadığını görmek için Palmer'la alakalı elimizdeki her şeyi Tony ve Michelle'le eşleştiriyoruz. | Open Subtitles | نحن نراجع كل ما لدينا عن الرئيس بالمر ويرتبط بالاثنين لنرى إن كنا نستطيع الربط بينهما |
Testislerin patlamasıyla testis sorunu arasında bağlantı kuramadım. | Open Subtitles | و لم أستطع الربط بين انفجار بالخصية بمرض خصيوي |
Pekala. İp, bant, kablo bağı. Tam anlamıyla bir seri katilsiniz. | Open Subtitles | .حسناً، الحبل، أشرطة الربط .الآن تبدو قاتل متسلسل تماماً |
Piston somunları, Bağlayıcı somunlar, fren silindiri, tampon traversi hepsi çıkacak. | Open Subtitles | قضبان المكبس، قضبان الربط اسطوانات الفرامل، عارضة التصادم عليكم فكّها جميعًا |
Hükümet bu adamlarla ilgili bir bağlantı bulamadığı için davayı kaybetti. | Open Subtitles | الحكومة خسرت، لأنها لم تستطع الربط بين هؤلاء الاشخاص |
SPK iki adam arasında bağlantı aradı, ama bulamadı. | Open Subtitles | حاول اللجنة الربط بينهما، و لكن لم يستطيعا ذلك |
İkisi arasında kimsenin bağlantı kuramayacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | لقد اعتقدا ان لا أحد يستطيع الربط بينهما |
Uydu yukarıda ve çalışıyor ama alıcı daha yer ile bağlantı sağlamadı. | Open Subtitles | القمر الصناعي جاهز للتشغيل، لكن الربط لم يتم به بعد |
Günlük alım-satım yapan bir tüccarla dolandırıcı eski bir menajer ve çalıntı nükleer arasındaki bağlantı ne? | Open Subtitles | فما الربط ما بين فيزيائية مضاربة أسهم ومدير أموال مدان سابقاَ ونووي مسروق ؟ |
Ne var ki halka zincirleme bağlantı onları aktif hale getirip algılanamayan büyük miktarda verinin açığa çıkmasını sağladı. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ الربط بينها قد فعّلها، ممّا أظهر بيانات جددية لم تكن تظهر سابقاً |
Yani, tek bağlantı aylık otobüs biletlleri, ama aynı otobüse binmiyorlardı, ve tüm sürücüler de temiz çıktı. | Open Subtitles | ربما الربط الوحيد التذاكر الشهرية للحافلات لكنهم لا يصنعون نفس الحافلات وكل السائقين بعيدين عن الشك |
Bunlar ray ve bağlantı ekiplerinin organizasyon planları. | Open Subtitles | ..والآن هذا هذه خطط لتنظيم طبقات السكة وموظفي الربط |
Yüz boyası olmasa aralarındaki bağı bile kuramayacaktık. | Open Subtitles | و لن نستطيع أبدا الربط بينهما ان لم يكن شىء يخص القناع |
Doğru cadılarla, doğru büyüyle Bağlayıcı bir madde ile, soyumuzun başı ile aramızdaki bağı koparabiliriz. | Open Subtitles | مع السحرة المناسبين والتعويذة الصحيحة وعامل الربط الدقيق |
Zanlıların buraya geldiğini kanıtlayamadığımız sürece... katilleri şu ip parçasıyla bağlantılandıramadığımız sürece... onları kimse asamaz. | Open Subtitles | ما لم نستطع اِثبات وجود المشتبة بهم فى هذا المكان, ما لم نستطع الربط بين القتلة وقطعة الحبل هذه, فلن يُشنَقوا أبداً. |
Zanlımız zincir ve bağlama aletlerini kullanma konusunda rahat biri. | Open Subtitles | حسنا,الجاني مرتاح لاستخدام السلاسل و ادوات الربط |
dünyanın bu bölümlerine bağlanma gerçekten olağanüstü ve hızla artmaya da devam etmektedir. | TED | الربط في هذه الأجزاء من العالم هو حقا استثنائي ، ومستمر في الزيادة. |
Acele et, zaman geçiyor, bir kaç saat içinde gen mühendisinin yerini değiştirecekler o zaman da manası kalmayacak. | Open Subtitles | ولكن مهلا، القراد توك، قضية في بضع ساعات أكثر، أنها ستعمل نقل الربط الجينات، و ومن ثم فإنه لا يهم. |
Kuantum Birleştirici'den bahsetmiştiniz Profesör. | Open Subtitles | لقد ذكرت جهاز الربط الكمي من قبل يا بروفيسور |
Ölüm sonrası ağırlık bağlanmasından oluşan bir hasar yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك اى اضرار بعد الوفاة من الربط بثقل |
Kızlar yeni D.N.A. birleştiricisinin geldiği zamanı hatırlıyor musunuz ve bir hafta boyunca bundan bahsetmiştiniz? | Open Subtitles | تتذكرين عندما حصلتما أيتها الفتيات على ذلك الجهاز الجديد الربط للحمض النووي وتكلمتما عنه لأسابيع؟ |