| önümüzdeki bahar. O zamana kadar ölmüş olabilirim. | Open Subtitles | الربيع القادم ربما أكون ميتاً قبل الربيع القادم |
| önümüzdeki bahar gelmeyeceğim. | Open Subtitles | إننى لن أعود فى الربيع القادم |
| Ve önümüzdeki bahara kadar muzzles var. Anlaştık mı | Open Subtitles | وأنا سئمت من سماعك ، وستغلق فمك حتى الربيع القادم ، هل إتفقنا ؟ |
| Yani önümüzdeki bahara kadar sizi göremeyeceğiz. | Open Subtitles | هذا يعنى أننا لن نراك حتى الربيع القادم |
| Gelecek bahar yaban mersini dikerim. | Open Subtitles | في الربيع القادم سأزرع بعضا من شجيرات التوت |
| Belki Gelecek bahar... her şey plana uygun giderse. | Open Subtitles | ربما الربيع القادم ان سرى كل شىء كما هو مخطط له |
| Önümüzdeki yıl baharda aynı okula gideceksiniz. | Open Subtitles | سُمِح لها بارتياد مدرستهُ في الربيع القادم |
| Evet, yoğurtçu Ahjumma gelecek kışa kadar biteceğini söyledi. | Open Subtitles | مدير محل اللبن الذي أمامنا قال أنه سيفتح في الربيع القادم |
| Bil diye söylüyorum, önümüzdeki bahar "Bambi"yi yaparken annesi kalbinden vurulacak. | Open Subtitles | و لمعلوماتك، الربيع القادم (عندما نؤدي مسرحية (بامبي ستتلقى أمه حربة في قلبها |
| önümüzdeki bahar falan. | Open Subtitles | في الربيع القادم |
| Lala, önümüzdeki bahar Rodos seferine çıkarken Devleti Aliyye sana emanet yine. | Open Subtitles | (لالا) سأترك الإمبراطوريّة بعهدتك حين أغادر إلى (رودس) الربيع القادم |
| Evet, önümüzdeki bahar. | Open Subtitles | الربيع القادم |
| önümüzdeki bahara orada olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك الربيع القادم. |
| Palmer, önümüzdeki bahara kadar evlenmeyecek. | Open Subtitles | أعني، (بالمر) لن يتزوج حتى الربيع القادم. |
| Gelecek bahar! | Open Subtitles | الربيع القادم |
| Gelecek bahar. | Open Subtitles | الربيع القادم. |
| Eylül'de evlenecektik, ama sanırım baharda evleneceğiz. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أعوام و كان يفترض أن نتزوج في سبتمبر لكن أظننا سنتزوج الربيع القادم |
| Et dükkânı gelecek kışa kadar bitmez. | Open Subtitles | محل الشؤاء لن يكتمل حتى الربيع القادم |