Tamam, nükleer bir patlama olsun. Dünyada kalan tek erkek benim. | Open Subtitles | حسناً، لنقل إن محرقة نووية وقعت وأمسيت الرجل الوحيد في العالم |
Bu evdeki çamaşır sepetini kullanan tek erkek ben değilim. | Open Subtitles | حسناً، لست الرجل الوحيد في المنزل الذي يستخدم هذه الأشياء |
Şuan hayatımda olan, yanında olmak istediğim tek adam sensin. | Open Subtitles | إنك الرجل الوحيد في حياتي الآن الرجل الوحيد الذي تمنيته |
Bu mekânda sana sahip olmayan tek adam benim herhalde. | Open Subtitles | لا بد أنّي الرجل الوحيد الذي لم يحظى بكِ بعد |
Öte yandan, Curtis Cooper bu dev sayının izini süren tek kişi değildi. | TED | لكن ثانيا، وكما كورتيس كوبر كان يبحث عن ذلك الوحش العدد الأولي، أنه لم يكن الرجل الوحيد الذي يبحث. |
Kötü haberse, görünüşe göre kalp krizinin neye benzediğini bilen tek adamı kovmuşum. | Open Subtitles | والأخبارُ السيئة هي أنّنا طردنا الرجل الوحيد الذي يعرفُ كيف تبدو الأزمةُ القلبيّة |
Elbise bulursa buradan gidecek. Şimdiye kadar sevdiğim tek erkek o. | Open Subtitles | إذا وجد ملابس , سيرحل أنه الرجل الوحيد الذى أحببته |
Hayatımda tek erkek olduğunuzu düşünmek istersiniz. | Open Subtitles | لعلّك تفضّل أن تظن أنّك الرجل الوحيد في حياتي. |
8 kadının arasında tek erkek benim. | Open Subtitles | أنا الرجل الوحيد في المنزل مع ثمان نساء. |
Sana ihtiyacım var, çünkü yalan söylemediğim tek erkek sensin. | Open Subtitles | أنا أحتاجك لأنك الرجل الوحيد .الذي لا أكذب عليه |
Çünkü birlikte olmak istediğim tek erkek sensin. | Open Subtitles | لأنني فقط أريد أن أكون بجانبك أنت الرجل الوحيد الذي أريد أن أكون معه |
Seninle birlikteyim çünkü buralarda onlardan korkmayan tek adam sensin. | Open Subtitles | أنا معك لأنك الرجل الوحيد هنا الذي لا يخاف منهم |
Görünüşe göre Chicago'da tarafsız olan tek adam benim. Kanıtımızı göstermemiz gerektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | يبدو أني الرجل الوحيد غير المتحيز في شيكاغو أنا أؤمن بالكشف عن أدلتنا. |
Etraftaki 16 ile 60 yaş arasında olan ve sana iyi vakit geçirtebilecek olan tek adam benim. | Open Subtitles | لأني الرجل الوحيد فوق السادسة عشرة وتحت الستين الذي يلاحقك ليمتعك |
- Cevap verebilecek tek kişi de öldü. - Marriott mu? | Open Subtitles | الرجل الوحيد القادر على اخبارى قد مات ماريوت ؟ |
İlgini çekecek. Beni kurtarabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | سوف تثير اهتمامك ، أنت الرجل الوحيد الذي بمقدوره إنقاذي |
Başlarında Atilla'yı gerçekten tanıyan ve onun yüreğindeki tutku dolu entrikaları çözecek tek kişi var. | Open Subtitles | بقياده الرجل الوحيد الذى يعرف حقاً أتيلا وهو قادر على الحصول على قلب من له خطط سريه طموحه. |
Yok. Bilen tek adamı öldürdün ve elinde bir ipucu bile yok? | Open Subtitles | قتلت الرجل الوحيد الذي لديه الأجوبة، وليس لديك فكرة؟ |
Sarhoş halde onun araba kullanmasını istemiyorum. Orada tanıdığım tek insan sensin. | Open Subtitles | لا أريدها أن تقود وهي ثملة أنت الرجل الوحيد المتواجد الذي أعرفه |
Bana geçmişte onun teklifini reddeden tek erkeğin sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنّك الرجل الوحيد الذي رفض تمهيدها للجنس في الماضي. |
Senden önce birlikte olduğum tek erkekti o. | Open Subtitles | لقد كان الرجل الوحيد الذي كنت معه إلى أن جئت أنت |
Sen hayatım boyunca hayran olduğum tek insansın, bağlandığım tek erkeksin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذي أحترمه في حياتي ، الرجل الوحيد الذي تربطني علاقة معه |
- Bütün cevapları bilen tek adamdı o. | Open Subtitles | كان الرجل الوحيد الذي قابلته في حياتي و يعرف الإجابات |
Hala kendine kahraman olduğunu kanıtlamak isteyen bir adam. | Open Subtitles | انه الرجل الوحيد الذي يفضل البقاء لكي يثبت انه بطل |
Oradaki tek adamım kendi beslenme çantasını açamaz. | Open Subtitles | الرجل الوحيد لى هناك لا يمكنه أختراق صندوق غذائه |
Bu dünyada sana üçlüyü öğretebilecek tek adamın ben olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأنني الرجل الوحيد في العالم الذي يمكنه تعليمك القفزة الثلاثية |
Sen bunu yanıtlayan tek adamsın. | Open Subtitles | أنت الرجل الوحيد الذى أجاب رسالتنا مقابل المال |
Yedi kız kardeşim var. Ailemdeki tek erkeğim. Bu araziyi Léila ve bana devretmeye hep birlikte karar verdiler. | TED | لدي سبع أخوات، وأنا الرجل الوحيد في عائلتي ومعاً اتخذوا القرار لنقل ملكية هذا الأرض إلى (ليليّ) و لي أنا. |
Dünyada hakkımdaki herşeyi bilen tek kişisin. | Open Subtitles | أنت الرجل الوحيد في العالم المتاح له معرفة كل شيئ عني |