"الردّ" - Translation from Arabic to Turkish

• Cevap
• bakmam
• karşılık

Şu an telefona Cevap veremem. Lütfen mesaj bırakın!
لا أستطيع الردّ على التلفون،لذا إترك رسالتك

Birden insanlar çağrılarıma Cevap vermez oldular.
لكنّ الناس امتنعوا فجأة عن الردّ على اتّصالاتي

Buna Cevap vermek için eğitilmedim hanımefendi.
لم أدرّب على الردّ على هذا السؤال يا سيّدتي

Affedersiniz, buna bakmam gerekiyor.
المعذرة، يجب عليّ الردّ على هذا الاتصال.

İzninizle, buna bakmam gerek.
المعذرة، علي الردّ على هذا الاتصال

Müsaadenizi rica ediyorum, bakmam gereken bir telefon varmış.
المعذرة، يجب عليّ الردّ على إتصال.

Aynen karşılık vermek o kadar çekici ki ama olmak istediğimiz insan bu değil.
ورغبة الردّ بالمثل مغرية جداً، لكن ليس هذا ما نريد أن نكونه.

Muhtemelen teşkilatta telefonuma Cevap verecek tek kişi o.
ربما يعتبر الشخص الوحيد الذي يتجرأ في الردّ على اتصالي

Kısa bir süre önce gezegenimize gönderdiğim mesaja Cevap geldi.
الرسالةُ التي بعثتُها إلى الديار تمّ الردّ عليها.

Gelen Cevap, herhangi birimizin duymak isteyeceği cinsten bir Cevap değil.
و الردّ ليس الذي قد يرغبُ أيٌّ منّا بسماعه.

Arkadaşım az önce sana kibarca bir soru sordu. Ona kibarca bir Cevap verir misin?
طرح عليك صديقي سؤالاً مهذّباً، أيمكنك الردّ عليه بتهذيب؟

İstediğimizi aldık ama açıkcası hükümetin avukatları Cevap verme şansı isteyeceklerdir.
لدينا ما نحتاجه، لكن محامو الحكومة سيريدون الردّ بطبيعة الحال

Evet. Peki, o sevmiyor Yayın önce telefona Cevap.
أجل، إنّها لا تحب الردّ على هاتفها قبل قيامها ببث إذاعيّ.

Kontrol edilemeyen kaçma isteği saygısızca Cevap verme ve işten kaçma.
لا يمكن السيطرة عليها، تحثّ على الهرب الردّ دون الاحترام ورفض العمل

Üzgünüm, buna bakmam gerek.
آسفة، يجب عليّ الردّ على هذا الإتصال.

Buna bakmam lazım.
عليّ الردّ على هذا.

Buna bakmam lazım.
عليّ الردّ عليهِ.

Beni küçümseyen, burada ve dışarıda, onlara bütün gücümle karşılık vermek dışında bir şey yapamam!
إلى أولئك الذين يريدون لتقويضي، في الداخل أو الخارج، أنا لا أستطيع الردّ بأيّ شئ أقل