"الرعد" - Translation from Arabic to Turkish

    • gök
        
    • Şimşek
        
    • Yıldırım
        
    • Fırtına
        
    • Thunder
        
    • Gökgürültüsü
        
    • Gürleyen
        
    • şimşekten
        
    • Thunderlips
        
    • yıldırımlar
        
    • şimşeklerden
        
    • fırtınanın
        
    Şimdi, sadece sesi kastetmiyorum, Demek istediğim, hakikaten içinizdeki o gök gürültüsünü dinleyin. TED الآن، لا أعني فقط الصوت، أنا أعني السماع حقاً لذلك الرعد داخل نفوسنا.
    Peş peşe gelen gök gürültüleri sanki yamaçları ve denizi uykudan uyandırıyor. Open Subtitles دوي وراء دوي كما لو كان الرعد يوقظ البحر و سفوح التلال
    gök gürültüsü ve Şimşek, ejderhaları bu dünyaya getirmeye mahkumlar. Open Subtitles الرعد والبرق قررا بأن يحضرا إخوانهم التنانين إلى هذا العالم
    Dış dünya senin Şimşek tanrısının yaşadığı yer. Open Subtitles العالم الخارجي إنه المكان الذى يعيش فيه آله الرعد
    Yıldırım sesi kutsal bir müdahale veya öfkenin işareti olabilir. TED صوت الرعد قد يشير إلى الغضب أو إلى تدخّل إلهي.
    Diyelim ki ikizlerden birisi bir araba kazasında, ya da Yıldırım çarpmasıyla ölsün diyelim, ama ötekisi ileri yaşlara kadar güzelce yaşasın. Open Subtitles أحد التوأمين يموت فى طفولته عن طريق حادثة مثلا أو تم صعقه بواسطة الرعد ولكن التوأم الآخر عاش وترعرع حتى عمر كبير
    Sakın bana bu sabah seni Yaşlı Fırtına'ya bindirdiklerini söyleme. Open Subtitles لا تخبرني انهم حصلوا لك على الرعد القديم هذا الصباحِ
    Hepimizin gök gürültüsünü bildiğini varsayıyorum. TED أنا أفترض أننا جميعاً مررنا بصوت الرعد.
    gök gürültüsünü, şimşeği ve doluyu üreten şey bu buluttur . TED وهي التي ينتج عنها الرعد والبرق والمطر الثلجي.
    Siz de bugün, beni gördüğünüzde kulaklarım müzikle doldu gök gürledi, şimşekler çaktı diyorsunuz. Open Subtitles واليوم ,انت تقول لى ان الموسيقى ملأت اذنيك عندما رايتنى.. وان السماء امتلأت بالبرق و الرعد ؟
    Sen kendine bak! sadece yağmur yağarken Şimşek çakar. Open Subtitles أنظري إليكِ الرعد لا يحدث إلا بوجود المطر
    Şimşek gibi bir ses vardı, ama çok yakındaydı. Open Subtitles كان هناك ضجيج مثل الرعد, ولكنه قريب للغاية.
    Ne çakan Şimşek, ne de gök gürültüsü ona zarar veremezdi. Open Subtitles وهي آمنة من عثرات الحظ وتحلق عاليًا في مكانها ولا تمسّها تصدعات الرعد ولا وميض البرق
    Sadece müzikal bir Fırtına ve Yıldırım da değil, ayrıca ıslak, korkmuş ve mutsuz olan daha çok kuş vardır. TED ليس هناك الرعد والبرق الموسيقيان فقط، ولكن الكثير من الطيور أيضاً، مُبللين، خائفين، وغير سعداء.
    Yıldırım çarpma olasılığı daha yüksek. Open Subtitles لذا فافرصته أكبر لكي يُصعَق بواسطة الرعد.
    Bence kimse görmemiştir. Yıldırım frekansı yüksek. Open Subtitles اعتقد ان لا أحد رأى شىء كهذا معدل الرعد مرتفع
    Çocuklar Yaşlı Fırtına'ya her zaman bir yabancıyı bindirmeye çalışırlar. Open Subtitles يحاول الأولاد دائماً أَن يضعوا أستغرابهم على الرعد القديم
    Onu kaçırdı. Thunder numara yapıyor... sanırım. Open Subtitles لقد أخطائه او أن طلقة الرعد يتظاهر بذلك أنا أعتقد ذلك
    Gökgürültüsü, Yıldırım veya yağmurda? Open Subtitles فى الرعد ,أم فى البرق ,أم فى المطر؟
    Gürleyen haykırışlarınız ve çığlıklarınızla çıplak elleriyle canlıları lime lime edişinizle. Open Subtitles من صوت الرعد والصيحات لتمزيقهن المخلوقات إرباً إربا بأيديهن العارية
    Gerçekten anlamıyorum. 35 yaşına geldin, hâlâ şimşekten korkuyorsun. Open Subtitles لا أفهم، عمرك 35 سنة و لا زلت خائف من الرعد
    Kimse Thunderlips'in insanüstü gücüne inanamaz. Ben inanamıyorum. Open Subtitles لا يوجد شخص يمكنه تصديق قوة صانع الرعد
    Fırtınalar kopup yıldırımlar çaktığında, bayrağımızı dimdik tutun! Open Subtitles ارفعوا الراية عالياً عندما تثور الريح و يضرب الرعد
    Ben Yıldırım ve şimşeklerden bahsediyorum. Open Subtitles أتكلم عن الرعد والبرق
    Ama bazen gök gürültüsü yarattığında fırtınanın içinde kaybolursun. Open Subtitles ،لكن أحياناً، عندما يأتي الرعد نضيع في العاصفة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more